Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2192 E. 2020/967 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2192
KARAR NO: 2020/967
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2016/268 Esas – 2018/712 Karar
TARİHİ: 09/07/2018
DAVA: Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul- kısmen reddine ilişkin verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 01/06/2015 tarihinde A tipi Bayilik sözleşmesi imza edildiğini, davalının taahhütlerini yerine getirmediğini, ödemeleri süresi içerisinde yerine getirmediğini, verilen çeklerin vadelerinde ödenmediğini, verilen bonolarla ilgili icra takibi yapıldığı, 2016 mart vadeli 15.000,00 TL bedelli davalıya ait çekin ödeneceğinin şüpheli olduğunu, ayrıca davalının cari hesabı incelendiğinde 1.618.00 TL borcu olduğunu, bu borcun tahsili için Bursa … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe davalının itiraz ederek durduğunu, itirazın iptali ile ilgili davanın daha sonra açılacağını, davacı tarafından Bursa … Noterliğinin 18.01.2016 tarihli … y.no lu ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı biçimde fesh edildiğini, sözleşmenin ödeme başlıklı 5. maddesinde bir yıllık süre içerisinde 100.000,00TL ciroya ulaşıldığında davalının A tipi bayi ücretlerinden faydalanabileceğini, hedeflenen ciroya ulaşılmadığını bu nedenle sözleşme hükmüne göre davalıya teslim edilen ürünlere ilişkin B tipi ücretlendirme yapılacağını, davalının 9 ayda 2.028.00 m2 toplam 41.547.94 TL tutarlı dijital baskılı duvar kağıdı satışı yaptığını, davalının sözleşmede belirtilen ciroyu yakalayamadığını ileri sürerek, A tipi bayilik sözleşmesi uyarınca davalı lehine uygulanan ve haksız olarak davalının lehine doğmuş indirimden doğan müvekkili zararı için şimdilik 5.000 TL sinin davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Davalı cevabında; davalı süresinde cevap vermemiş, yargılama sürecinde 05.06.2017 tarihli beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 09/07/2018 tarihli, 2016/268 Esas – 2018/712 Karar sayılı kararında, “…bilirkişi tarafından ticari defter üzerinde yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda taraflar arasında imza altına alınan sözleşmeyle davalıya davacı tarafında üretilen malların satımı konusunda bayiilik verildiği, ödeme bahsinde davalının sözleşmenin imzalanması ile birlikte başlangıç tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde 100.000,00 TL, ikinci 1 yıllık süre içerisinde de 100.000,00 TL ciro garantisi, davalının tek taraflı feshi halinde fesih tarihine kadar olan alımların tümü B tipi bayi fiyatları üzerinden hesaplanarak fiyat farkı faturası kesileceği, yine bayiin hedef ciroya ulaşamaması halinde belirtilen dönemlerdeki alımların tümü B tipi bayi fiyatları üzerinden hesaplanarak fiyat farkı faturası kesileceği, tarafların sorumluluklarına uyulmaması halinde 100.000,00 TL cezai şart belirlendiği, davacının dava dilekçesi de incelendiğinde “davalı lehine uygulanan ve haksız olarak davalının lehine doğmuş indirimden doğan” zararların talep ediliği, sözleşmenin davacı tarafça feshedildiği, davacı ticari defterleri delil olarak göstermiş aynı zamanda bu şekilde davalı ticari defterlerine de dayanılmış, davalı defter ibrazından kaçınmakla davacı defterleri ve dosyadaki delillerin esas alınması gerektiği, davalının bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını mahkememizce kabul etmiş sayılması ( Aynı yönde bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2759, Karar No: 2017/5005 sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2014/11-1159 Karar No: 2016/967, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3858 , Karar No: 2017/2944 sayılı ilamları ), davacı defter kayıt durumuna göre de davalının cari hesap bakımından davalının davacıya 1.618,94 TL borçlu olduğu, cari hesaba göre de 41.547,94 TL hesap durumu olup bu şekilde davalının ciro taahhüdünü yerine getirmediği, davacı tarafın sözleşmenin feshinde haklı olduğu ancak davacının dava dilekçesinde “davalı lehine uygulanan ve haksız olarak davalının lehine doğmuş indirimden doğan” zararların talep olunup cezai şart tazminatının talep olunmaması, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı, davacının yargılama safahatında cezai şart talebini açık olarak bilirkişi raporuna itiraz ile ileri sürülmüş olması, dava dilekçesinde de cezai şart hükümlerine dayalı “dava açma hakkının” saklı tutulmuş olması, 6100 sayılı HMK md. 141/1’e göre; “Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez” düzenlemesi sebepleriyle davaya zarar kalemlerinin konu edildiği ancak bu kalemler bakımından davacıya sözleşmede fiyat farkı faturası kesilmesi yükümü bulunmasına karşın davacının bu faturaları kesmediği ve bu şekilde davacının üzerine düşen yükümü gerçekleştirmediği…” gerekçesiyle davacının davasının kısmen ispat edildiği kanaatine varılarak 1.618,94 TL yönünden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin talep ispat edilmediğinden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davalı ile müvekkili şirket arasında dijital baskılı duvar kağıdı satımına ilişkin olarak bayilik verilmesi hususunda 01/06/2015 tarihli A Tipi Bayilik Sözleşmesi düzenlenmiş olup müvekkili şirketin işbu sözleşme ile üstlenmiş olduğu tüm edimleri eksiksiz olarak yerine getirmiş ancak davalının, sözleşmede yer alan taahhütlerini ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ödemelerinde temerrüde düştüğünü, sözleşmeye göre dijital baskılı duvar kağıdının A tipi bayilik ücreti birim fiyatının 15TL+KDV, B tipi bayilik ücreti birim fiyatının 25TL+KDV olarak belirlendiğini, bayinin sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde 100.000,00TL, ikinci 1 yıllık süre içerisinde de yine 100.000,00TL ciroya ulaşması halinde A Tipi Bayilik ücretlerinden faydalanabileceğini, bayinin hedeflenen ciroya ulaşamaması halinde ise bayiye teslim edilen ürünlere ilişkin B Tipi Bayilik Ücretleri üzerinden fiyatlandırma yapılacağı ve fiyat farkı faturası kesileceğini, bayinin sözleşmeyi tek taraflı feshi halinde fesih tarihine kadar olan alımların tümünün B Tipi Bayilik Ücreti üzerinden hesaplanarak fiyat farkı faturası kesileceğini, taraflardan birinin sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde karşı tarafa cezai şart olarak 100.000,00TL ödeyeceğinin işbu sözleşme ile hüküm altına alındığını, buna rağmen davalı tarafın almış olduğu ürünlere ilişkin yapacağı ödemelerde ciddi aksaklıklar yaşandığını, davalı tarafından müvekkili şirkete ödemelere ilişkin olarak ileri tarihli çek ve senetler verildiğini, bu çek ve senetlerin vade tarihinde ödenmediğini, müvekkili şirket davalı nezdindeki alacaklarına kavuşmak için icra yoluna başvurma mecburiyetinde kaldığını, bunlara ek olarak dosyaya sunulan cari hesapta da açıkça görüleceği gibi, davalının hedeflenen cironun oldukça altında kaldığını, diğer bir deyişle davalı tarafça taahhüt edilen ciroya da ulaşılamadığını, ödenmeyen çek ve senetlerin dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, müvekkilin sözleşmeden doğan hak ve alacaklarının gereği gibi tespit edilmediğini, rapora ilişikin sunmuş oldukları itirazlarının, cezai şarta ilişkin hesaplama yapılması ve ek rapor alınması taleplerinin mahkemece göz ardı edildiğini, açıklamalar doğrultusunda müvekkilinin uğramış olduğu zararların ve davalı nezdindeki alacaklarının eksik ve hatalı tespit edilmiş olması sebebiyle İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/07/2018 tarihli, 2016/268 Esas 2018/712 Karar sayılı ilamının istinaf yoluyla tetkiki ve kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin sanık borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshine dayalı olarak, davalının sözleşmede belirtilen ciroyu yakalayamadığı ileri sürerek, A tipi bayilik sözleşmesi uyarınca davalı lehine uygulanan ve haksız olarak davalının lehine doğmuş indirimden doğan davacı zararının şimdilik 5.000 TL sinin davalıdan tahsili istemiyle açılmış alacak davasıdır. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında 01.06.2015 tarihli A tipi bayilik sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin davacı tarafından davalıya keşide edilen Bursa … Noterliğinin 18.01.2016 tarihli … y.no lu ihtarnamesi ile feshedildiği ihtilafsızdır. Davacı vekilince açılan eldeki davada, taraflar arasındaki 01.06.2015 tarihli bayilik sözleşmesinin 5. Maddesindeki düzenleme uyarınca davalının 1 yıllık sürede 100.000 TL lik mal alımı gerçekleştirememesi nedenine dayalı olarak, davalının aldığı malların B tipi bayi fiyatından tahsil edileceği iddiasına dayanılmıştır. Dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmında açıkça bayinin sözleşmenin 5. Maddesine dayalı olarak 1 yıllık mal alım taahhüdüne uymadığı ileri sürülüp, A tipi bayilik sözleşmesi uyarınca davalı lehine uygulanan ve haksız olarak davalının lehine doğmuş indirimden doğan davacı zararı için şimdilik 5.000 TL nin davalıdan tahsili istenilmiştir. Açılan davada taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında verilen ve ödenmediği ileri sürülen çek ve bonolar ile sözleşmenin haklı feshine dayalı cezai şart alacağına ilişkin dava ve talep bulunmadığından, mahkemece ancak dava ve talep konusu hususlarda yargılama yapılıp hüküm verilebileceğinden, davacı vekilinin bu alacak istemleri kapsamında ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davadaki davacı talebi davalının mal alım taahhüt miktarını yerine getirememesine dayalı olarak A tipi bayilik sözleşmesi uyarınca davalı lehine uygulanan ve haksız olarak davalının lehine doğmuş indirimden doğan fiyat farkı alacağı istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki 01.06.2015 tarihli bayilik sözleşmesinin davacı tarafından davalıya keşide edilen Bursa … Noterliğinin 18.01.2016 tarihli … y.no lu ihtarnamesi ile süresinden önce ve davacının davaya dayanak gösterdiği sözleşmenin 5. Maddesindeki düzenleme kapsamında henüz 1 yıllık süre dolmadan feshedildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 5. Maddesinde hangi hallerde davalının aldığı ürünlerin B tipi bayi fiyatından faturalandırılacağı düzenlenmiş olup, sözleşmenin davacı tarafça feshi halinde davalının aldığı ürünler bakımından B tipi bayi fiyatından faturalandırılacağı kararlaştırılmadığı gibi, sözleşmenin 1 yıllık süreden önce fesh edildiği gözetildiğinde, davalının 1 yıllık süre boyunca 100.000 TL lik mal alım taahhüdünü gerçekleştirmediğine dayalı olarak, davalı lehine uygulanan indirimden doğan alacağın tahsili talep edilemeyecektir. Buna göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Mahkemece yazılı gerekçe ile kurulan hükümde alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre taraflar arasındaki cari hesap bakiye alacağı olarak görülen 1.618,94 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklama doğrultusunda mahkemece dava ve talep konusunun dışına çıkılarak cari hesap bakiye alacağı yönünden karar verildiği anlaşılmışsa da; gerek miktar itibariyle gerekse istinaf edenin sıfatına göre bu husus kararın bozulması nedeni yapılmayıp eleştirilmekle yetinilmiştir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/09/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.