Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2190 E. 2018/1556 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2190
KARAR NO : 2018/1556
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/745 E.
KARAR TARİHİ: 14/09/2018 tarihli ara kararı.
İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
KARŞI TARAF
TALEP: İhtiyati tedbir
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 22/07/1992 tarihinde davalı şirketin % 45 hissesini devir aldığını ve söz konusu devrin genel kurul tarafından kabul edilerek ticaret siciline tescil edildiğini, ancak zaman içinde şirketin kuruluşunda şirkete ortak olmayan şahısların muvazaalı hisse devirleri ile şirkete ortak edilip, onlarla birlikte müvekkilinin haberi olmaksızın ….’un önce 10/04/2007 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile kendisini yönetici seçtirdiğini, bilahare sahte ve yanıltıcı belgelerle şirket karlarının bölüşülüp, şirket mallarının zimmete ve yakınlarına devredildiğini, davacının hissesinin de %01′ e düşürüldüğünü, müvekkiline hissesinin %01 ‘e düşürülmesine ilişkin ilgili genel kurul kararının İstanbul Anadolu 5. ATM’nin 2014/673 Esas sayılı dosyasında dava konusu edildiğini, müvekkilinin imzasının sahte olması nedeniyle davanın kabulüne karar verildiğini, ancak Yargıtay’ın kararı bozduğunu, dosyanın karar düzeltme aşamasında olduğunu, keza şiketin 2012-2013 ve 2014 yıllarının genel kurul kararlarının iptali ile ilgili 2016/815 Esas sayılı dosyanın İstanbul Anadolu 3. ATM’de derdest olduğunu, 2016 yılı genel kurul kararı iptalinin ise 2018/213 Esas sayılı dosyasında Anadolu 5 ATM’ de derdest olduğunu, ayrıca kendi şikayetleri ile ….’un sahtecilik ve haksız fiilden dolayı ceza davalarında yargılandığını belirterek, şirketin 28/03/2018 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 3 nolu kararın iptaline karar verilmesini, karar verilene kadar da ihtiyati tedbir yoluyla icrasının geriye bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 14.09.2018 tarihli, 2018/745 sayılı ara kararında: “…HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince davacının ihtiyati tedbir talebinin incelendiğinde; …’un şirket yöneticisi olduğu, azline veya hissesinin düşürülmesine dair bir mahkeme kararının bulunmadığı; Esas olan şirketin ticari faaliyetlerine devam etmesine engel olmamak ve bunu önleyecek hususlardan kaçınmak olduğu; elbette yasaya aykırı alınan karar ve tehlikelerde ihtiyati tedbir verilebileceği ancak somut olayda davacıya gönderilen gündem yönünden; yönetici ortağı bankalardan kredi almaya yetkili olduğu hususunun gündem maddesi yapıldığı; ancak yetkili olduğuna verilecek karar için de; …şirketi borçlandırmaya, taahhütname imzalamaya, kredi talebinde bulunmaya,…. şeklinde yapılan yetkilendirmelerin; KREDİ ALINMASI İÇİN gerekli olan yetkilendirmelerden olduğu; bu nedenle gündeme aykırı olan mevcut dosya durumuna göre gerçekleşmediği belirlenmiş; davacı tarafın şirketin finansal durumunu da bu iptali istenen kararı gerektirmediği iddiasının incelenmesi yönünden de her ne kadar ileride yaptırılabilecek bir bilirkişi incelemesine ihtiyaç duyulabilecek ise de; mahkememize sunulan finansal tablolar ve rakamlara göre şirketin ticari faaliyetlerini kredi almadan yürütmesi ve geliştirmesini gerektirecek kadar artı sermayesinin görülemediği; bu sebeple HMK 390. Maddede ihtiyati tedbir için aranan yaklaşık ispatın gerçekleşmediği; istenen tedbir kararının verilmesi halinde ise kredi alamayacak olan davalı şirketin ticari hayatının telafisi mümkün olmayacak şekilde zarara girebileceği, nazara alınarak talebin reddine karar gerektiği…” gerekçesiyle, davacının TTK’nın 449. maddesi gereğince talep ettiği 28/03/2018 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan 3 nolu kararın icrasının durdurulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Bu ara karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
İlk derece mahkemesinin TTK 449.maddesi gereği kararın icrasının geri bırakılması hakkında ihtiyati tedbir kararı vermek için yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınmasının zorunlu olmasından bahisle, …un görüşünü alması, somut olaya ve hukukun genel mantığına aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirket müdürü … hakkında, davacı müvekkilinin şirket hisselerinin sahtecilik ile ketmedilmiş olduğunu, %45 oranında hissedar olunmasına rağmen hisse oranının usulsüz ve sahte işlemlerle %0,1 oranına düşürüldüğünu, alınan bu kararlarda müvekkilinin hazırmış gibi gösterildiğini ve hisse oranının düşürülmesiyle şirketi idare için alınan kararların sahtecilik yoluyla tesis edildiğinden mutlak butlanla batıl olup geçersiz oldukları gibi hususlar ile “özel belgede sahtecilik” suçu işlendiğinden bahisle İstanbul Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasında 10.07.2018 tarihinde 2014/69E. 2018/485K. sayılı karar ile verilen mahkumiyet kararını sunduklarını, 2006, 2009 ve 2010 yılları için ayrı ayrı davalı şirket müdürü …’un özel belgede sahtecilik suçu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiğini,
Toplantı davetinde yer alan gündemin dışına çıkılarak toplantı gündeminde bahsi geçmeyen “kredi sözleşmesini ve diğer taahhütnameleri imzalama”, “şirketi/tüzel kişiyi borçlandırma” yetkilerine yer verildiğini,
Bu hususta kanun koyucu ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının da kural olarak gündemde bulunmayan konularda görüşme yapılamayacağı ve karar alınamayacağına ilişkin olduğunu, gündem ile bağlılık ilkesini ihlal ettiğini,
Sunulan finansal tablolar ve rakamlara göre şirketin ticari faaliyetlerinin kredi almadan yürütülmesi ve geliştirmesini gerektirecek artı sermayesi bulunmadığından bahisle tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin gündeme bağlılık ilkesinin nispi emredici özelliği ile korunan hukuki menfaat ile çelişen açıkça usule ve yasaya tamamen aykırı olan bir karar olduğundan istinaf yolu ile kaldırılması gerektiğini,
Davalı şirketin hukuka aykırı şekilde yönetildiğini, şirket yönetimi esnasında suça konu teşkil edecek eylemler gerçekleştirildiğini, şirketin sermayesinin en azından 2/3’ünün kaybedildiğini, şirket ticari defter ve muhasebe kayıtlarının gerçekleri yansıtmadığı taraflar arasındaki diğer hukuk ve ceza davaları ile de sabit olduğundan ve davaya konu genel kurul kararı ile davalı şirket müdürünün “kredi sözleşmesi ve diğer taahhütnameleri imzalama”, “kredi kullanma”, “şirketi borçlandırmaya” yetkisi olduğuna ilişkin alınan kararın iptalinin gerektiğini, söz konusu olağanüstü genel kurula ilişkin TTK’nın 449. maddesi gereğince yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini,
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yürürlüğün durdurulması talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı tarafından, hissedarı olduğu davalı şirketin 22.06.2018 tarihli olağan üstü genel kurulunda alınan 3. nolu kararın iptali istemli açılan davada, dava konusu kararın icrasının geri bırakılması yönünde ihtiyati tedbir talep edildiği, mahkemece tedbir isteminin reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Uyuşmazlık somut olay bakımından TTK’nın 449. maddesi uyarınca dava konusu genel kurul kararının icrasının tedbiren durdurulması istemine ilişkindir. Açılan davanın kapsamına göre, yürürlüğün durdurulup durdurulmayacağına mahkemece karar verilecektir. Mahkemenin bu takdir hakkını kullanırken, ihtiyati tedbir hakkındaki genel hüküm olan HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılabilir.
İhtiyati tedbir, geçici hukuki korumalardandır. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince, dava dosyasında değişen durumlara göre her zaman talep üzerine tedbir kararı verilebileceği, davanın mevcut aşaması itibariyle dava konusu iddiaların haklı olup olmadığı yargılamaya muhtaç olduğu dikkate alındığında; mahkemece yargılamanın bu aşamasında tedbir isteminin reddine karar verilmesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 391/3 ve 362/1-f maddeleri uyarınca karar kesindir.