Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2153 E. 2020/585 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2153
KARAR NO: 2020/585
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2016/1109 Esas – 2018/577 Karar
TARİHİ: 04/06/2018
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında tesisat malzemesinin alımı konusunda anlaşmaya varıldığını, anlaşma karşılığında müvekkili şirket tarafından, davalıya 12/12/2016 keşide tarihli … Giyimkent Şube Müdürlüğü’ne ait 40.000,00TL bedelli ve 12/02/2017 keşide tarihli … Giyimkent Şube Müdürlüğü’ne ait 40.000,00TL bedelli iki adet çek keşide edilerek teslim edildiğini, davalı şirket tarafından malların tesliminin çok önceden yapılmasının gerektiğini, ancak teslimatın yapılmadığını, davalıya Beşiktaş … Noterliği’nin 01/12/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini, ihtara cevap verilmediğini, mal teslimi yapılmadığı gibi çeklerin de iade edilmediğini ileri sürerek, dava konusu çeklerle ilgili davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ olunmuş, davalı süresi içerisinde süre uzatım talebinde bulunmakla 2 hafta ek süre verilmiş olup, davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 04/06/2018 tarihli, 2016/1109 Esas – 2018/577 Karar sayılı kararında, “…uyuşmazlığın davalıya verilen çeklerin verilme sebebi, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, çeklerin ticari ilişki nedeniyle verilip verilmediği, mal tesliminin kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, çeklerin bedelsiz olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Davacı davaya konu çeklerin avans olarak verildiğini, çek karşılığında mal teslim edilmediğinden bedelsiz olduklarını ileri sürmüştür. Çek bir ödeme aracı olup bunun aksinin yani çeklerin avans olarak verildiğinin bunu iddia eden davacı tarafından yazılı delille ispatı gerekir. Davacı tarafça bu hususa ilişkin yazılı delil ibraz edilmemiş ve yemin teklif etmeyeceklerine ilişkin beyanda bulunulmuş olup…” gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: 05/12/2016 tarihinde açılan işbu menfi tespit davası kapsamında sundukları dava dilekçelerinde, davaya konu çeklerin ödeme tarihlerinin çok yaklaşmış olması nedeniyle ortaya çıkan haksız durumun önlenmesi amacıyla söz konusu çeklerin ödemesinin ihtiyati tedbir ile durdurulmasını ve çeklerden dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiklerini, mahkemenin, sundukları delillerin varlığına rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkiyi, çeklerin verilme amacını, çeklerin bedelsiz kalmasını, mal tesliminin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini arttırmaksızın vc bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verilmesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “Bilirkişiye Başvurulmasını Gerektiren Hâller” başlıklı 266. maddesine aykırı olduğunu, mahkemeden istinaf kanun yolu sürecinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davalı şirket tarafından herhangi bir mal teslimi yapılmadığının ve dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığının tespit edilmesini talep ettiklerini, 26/05/2017 tarihli beyan dilekçemizde vc 29/05/2017 tarihli duruşmada belirttikleri üzere İcra İflas Kanunu m. 72/6 gereği ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması sebebiyle çek ödemelerinin gerçekleşmesi sonucu menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmesi gerekirken çek ödemelerinin gerçekleşmiş olması sebebiyle menfi tespit davasına devam edilmesinin mümkün olmayacağını, Tehir-i icra taleplerinin kabulünü ve icranın geri bırakılmasına, usule ve esasa aykırı olan mahkeme kararının bozulmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı tarafından davalıya keşide edilip verilen iki adet toplam 80.000 TL tutarlı çeklerden ötürü davalıya İİK 72. maddesi uyarınca borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava ihtiyati tedbir talepli açılmış olup, mahkemece tensip tutanağının 11. maddesinde gerekçe belirtilerek İİK 72/2 maddesi kapsamında ve teminat karşılığında taraflar arasında hüküm eylemek üzere, dava konusu çeklerin icra takibine konu edilmesinin engellenmesi yönünde tedbir kararı verildiği anlaşılmaktadır. Kararın İİK 72/2 maddesi koşullarına uygun ve gerekçeli şekilde verildiği, çeklerin ödenmemesi yönünden tedbir isteminin ise yasal dayanağı olmadığı gerekçesiyle reddi kararı da isabetli olup, kaldı ki davacı tarafça ihtiyati tedbir talebi yönünden verilen iş bu ara karara karşı süresinde herhangi bir istinaf başvurusunda da bulunulmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde değildir. Menfi tespit davasına konu çeklerin yargılama aşamasında ödenmiş olması nedeniyle dava İİK 72/6 maddesi uyarınca yasa gereği istirdat davası olarak devam edilecektir. Mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunlu değildir. Bu nedenle davacı vekilinin mahkemece davaya istirdat davası olarak bakılması gerekirken menfi tespit davası olarak devam edilip davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. Davacı, dava konusu çeklerin taraflar arasındaki şifahi satım sözleşmesi kapsamında alınacak mallar için ileri tarihli ve avans olarak verildiğini ileri sürmüştür. Mahkeme gerekçesinde de vurgulandığı üzere, çek kıymetli evrak olup sebepten mücerret bir ödeme aracıdır. Buna göre çeklerin, aradaki ticari ilişki nedeniyle avans olarak verildiğinin davacı yanca usule uygun delillerle kanıtlanması gerektir. Davacı yanca usule uygun yazılı delil ile bu husus kanıtlanmadığı gibi çeklerin avans çeki olup bedelsiz oldukları yönünde mahkemece hatırlatılan yemin delili de kullanılmamıştır. Buna göre davacı vekilinin mahkemece taraf defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığı, davalı yanca mal teslim hususunun araştırılmadığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir.
İlk derece mahkemesinin verdiği karar ve gerekçesi isabetli olup, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekilince yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17/06/2020 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.