Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2149 E. 2020/586 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2149
KARAR NO : 2020/586
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/1065 Esas – 2018/824 Karar
TARİHİ: 17/09/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin karara karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki cari ilişkiden doğan borçların ödenmediğinden bahisle davalı hakkında Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenle davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa borçlu olmadıklarını belirterek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 17/09/2018 tarihli, 2017/1065 Esas – 2018/824 Karar sayılı kararında, “…davacının 2016-2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu ve defterlerine göre takip tarihi 12/09/2017 itibariyle davalıdan 52497,47TL (12213,13USD) alacaklı olduğu davalının bilirkişi incelemesine katılmadığı gibi yerinde inceleme talebi de bulunmadığından defterlerinin incelenemediğini, davacının davalıya 246044,96TL (82310,98USD) tutarında fatura düzenlemiş olduğu, bu faturalara istinaden davalının davacıya yapmış oludğu ödeme mahsubu bakiye kalan 32529,96TL(15213,13 USD) alacak bakiyesinin olduğu ve bu bakiyenin ise davacının davalıya düzenlediğii 26/09/201 tarihli ve 27/09/2016 tarihli faturalardan kaynaklı oludğu ve bu faturaları teslim alanlara ilişkin daha önceden bir teamül oluştuğundan davalının kabulünde oludğu sonuç olarak davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 15213,13 USD (TCMB kuru üzerinden TL karşılığı 52298,18 TL) olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafça tespit edilen miktarın ödendiğine ilişkin delil ve belge sunulmamıştır….” gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının Küçükçekmece … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında itirazın iptaline takibin devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 10.382,35TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemede itirazın iptali davasında inceleme yapan bilirkişinin, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususları tekrarlayıp ve doğrudan doğruya raporuna aldığını, bilirkişinin davacının defterlerini incelerken açılış tasdiklerinden bahsettiğini fakat kapanış tasdiklerinden hiç söz edilmediğini, kapanışı usüle uygun yapılmamış olan defterlerin davacı yanın lehine delil teşkil etmeyeceğini, bilirkişinin bu durumu göz ardı edip kapanışları hiç kontrol etmediğini, bu hali ile raporun gerçeği yansıtmadığını, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan hazırlandığını, bilirkişi, raporu düzenlerken dosya içerisinde bulunan ve lehe olan delilleri göz ardı ederek açık bir şekilde davacı yanında bir rapor düzenlediğini ve mahkemenin de bilirkişi raporunda bulunan kalemleri olduğu gibi kabul edip ve hüküm kurduğunu, müvekkili şirketin ticari defterlerinin de incelenmediğini, ayrıca taraflar arsındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği ve likit bir alacak olmadığı için icra inkar tazminatının koşullarının oluşmadığını, bu yönden verilen kararın da hatalı olduğunu, ileri sürerek kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekilinin de hazır bulunduğu 05/03/2018 tarihli oturum 6 nolu ara karar ile taraf ticari defterleri incelenmek üzere bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, buna ilişkin usule uygun ara karar kurulup taraf vekillerine ihtarda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davalı yanın inceleme gün ve saatinde defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı gibi bu hususta herhangi bir mazerette beyan edilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre davalı vekilinin müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının incelenmeksizin sonuca gidilmesinin yasa ve usule aykırı olduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir. Davacı yan uyuşmazlık konusu dönemi kapsayan 2016-2017 yılı ticari defter ve kayıtlarını mahkeme emri doğrultusunda incelemeye sunmuş, bilirkişi tarafından davacının ibraz ettiği tutulması zorunlu defterlerin E defter uygulamasına tabi olduğu, E defter uygulamasında yalnız envanter defterinin noter tasdikine tabi olduğu, davacının 2016-2017 yılları envanter defterinin açılış tasdikini yasal sürede yaptırmış olduğu, bu itibarla mevcut haliyle davacının 2016-2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin davacı defterlerinin kapanış tasdiklerine bilirkişi tarafından raporda yer verilmediği, kapanışları usule uygun yapılmayan davacı defterlerinin dikkate alınamayacağı yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Davacı alacağı cari hesap ve faturaya dayalı olup, bu haliyle likit olduğundan, davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesi yasaya uygun olup, aksi yöndeki davalı vekilinin istinaf başvurusu da yerinde değildir. Davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme kapsamında, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 2.659,56 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17/06/2020