Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2136 E. 2020/461 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2136
KARAR NO : 2020/461
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI : 2017/549 -2018/648 E.K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı, davalıların aracılığı ile 01.09.2015 tarihinde bir evin alımı için 118.000 TL karşılığında anlaştığını, işlemlerin takibi ve hizmet bedeli olarak 400 TL ödeme yaptığını, ayrıca davalı şirket adına 10.000 TL senet imzaladığını, bankadan kredinin en fazla 86.000 TL’ye kadar onaylandığını, kalan kısmı tamamlayamadığından ev alımından vazgeçtiğini, dava konusu senedin iadesini istediğinde tehdit edildiğini, davalılar hakkında B.Çekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/822 E. sayılı dosyasında kamu davasının derdest olduğunu, senedin davalı … tarafından icra takibine konu edildiğini, senedin bedelsiz olduğunu, karşılığında herhangi bir mal ya da hizmet almadığını, ayrıca senedin protesto edilmediğinden hamilin müracaat borçlularına karşı haklarını kaybettiğini ileri sürerek icra takibine konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile senedin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davacının ev almak için kredi çalışması yapılmasını talep ettiğini, müvekkilin de verdiği hizmete karşılık olarak dava konusu senedi aldığını, davacının satış aşamasında müvekkilinin kredi çalışmasını yapmış olduğu evi hiç bir neden göstermeksizin satın almaktan vazgeçtiğini, müvekkilinin de hizmet bedeli alacağını almak için senedi icra takibine konu ettiğini belirterek davanın reddine ve %20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu olan senedin hizmet bedeli olarak alındığına ilişkin bilgi ve belgelerin, hizmet bedeli adı altında yapılan işlemlere ilişkin bilgi ve belgelerin ihtara rağmen davalılar tarafından sunulmadığı, dolayısıyla dava konusu senet karşılığında davacıya hizmet verildiğinin ispat edilemediği, senedin bedelsiz olduğu, kaldı ki senedin hizmet bedeli olarak verilmiş olabileceği düşünülse dahi taşınmaz satışı dolayısıyla kredi vs işlemler için yüksek bir bedel olup, hayatın olağan akışına da uymadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile icra takibine konu senedin istirdatı ile davacıya verilmesine, takibin iptaline karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; senedin hizmet karşılığında düzenlendiğini, davacıdan kaynaklı sebepten dolayı işlemin gerçekleşmemesinin müvekkilinin alacağına halel getirmediğini, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca, icra takibine konu edilen senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalıllar vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasında, takip alacaklısının davalı …, takip borçlusunun davacı … olduğu, 17.10.2016 tarihli kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde, 10.000 TL asıl alacak, 1.188,08 TL işlemiş faiz ve 30,00 TL komisyon olmak üzere toplam 11.218,08 TL’nin tahsilinin istendiği, icra takibine dayanak ve dava konusu 23.08.2015 tanzim ve 31.08.2015 vade tarihli 10.000 TL bedelli, ihdas nedeni “nakden” olarak gösterilen senedin keşidecisi davacı …, lehtarı … olduğu görülmüştür.Davacı, satın almak üzere ev baktığını, çekilecek kredinin ve yapılacak işlemlerin takibi için emlakçı olan davalıya dava konusu senedin verildiğini, kredinin istenilen tutarda çıkmaması üzerine evi satın almaktan vazgeçtiğini, buna rağmen bedelsiz kalan senedin icra takibine konu yapıldığını iddia etmiştir.Somut olayda dava, kambiyo senedi niteliğinde bulunan sneet nedeniyle başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine yönelik ise de, taraflar arasında bono metninden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın temel ilişkide olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir ifadeyle, ihtilaf, taraflar arasında simsarlık sözleşmesi bulunup bulunmadığı ve dava konusu senedin bedelsiz kaldığı hususlarında toplanmaktadır.27/05/2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6502 Sayılı Yasanın 3/ı bendi yarınca ”Sağlayıcı: Kamu düzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir.Aynı maddenin k bendi uyarınca, “‘Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ” ifade etmektedir.Aynı maddenin l bendi uyarınca, ”Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu düzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ” olarak tanımlanmıştır.Bu durumda, davacı yanın dava dilekçesindeki iddiasına göre, davalının davacıya simsarlık hizmet verdiği, buna göre 6502 Sayılı Yasa kapsamında sağlayıcı konumda olduğu, davacının da konut almak amacıyla hareket etmesi nedeniyle aynı yasa kapsamında tüketici sıfatını haiz olmasına göre, dava tarihi itibariyle 6502 Sayılı Yasa yürürlükte olup davacı ile davalı arasındaki tüketici işleminden kaynaklandığı iddia edilen iş bu davaya bakma görevi, anılan Yasa’nın 73. maddesi uyarınca tüketici mahkemesine aittir. İlk Derece Mahkemesi görevsiz olduğu halde işin esasına girip hüküm verdiğinden, HMK 353/1.a.3.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, işin esası incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;1-HMK.nun 353/1.a.3 maddesi uyarınca, kararı veren ilk derece mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, fiziken ve UYAP üzerinden derhal görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-Davalı tarafça sarfedilen istinaf başvuru harçlarının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davalıya iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, görevli ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.