Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2127 E. 2018/1561 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2127
KARAR NO : 2018/1561
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2018
NUMARASI : 2018/765 Esas
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit- İhtiyati Tedbir
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacılar vekili, müvekkili şirketin Yemen ülkesinde mukim dava dışı … firmasıyla silo ve ekipmanların kurulumu ve malzemelerin temini için sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin ifa edildiğini, sözleşmede avans teminat mektubu istendiğinden 620.000,00 USD bedelli, 07/01/2013 geçerlilik süresi olan ve 155.000,00 USD bedelli 20/12/2013 tarihine kadar geçerli olan 2 adet teminat mektubunun davalı banka tarafından tanzim edildiğini ve ilgili … Bank’a gönderildiğini, müvekkili tarafından yapılan imalat kalemlerinin ihracının gerçekleşmesi üzerine 02/01/2013 tarihinde müvekkilinin hesabına 875.000,00 USD’nin dava dışı firma tarafından gönderildiğini, avans teminat mektubunun fonksiyonunun kalmadığını, sözleşmenin toplam bedelinin müvekkiline ödendiğini, ancak dava dışı firmanın sözleşmenin ifa edildiği aşamada sözleşmenin esası ile ilgisiz bir konuda niza çıkartarak teminat mektuplarının iadesine engel olduğunu, konuyla ilgili tahkimdeki davanın derdest olduğunu, 155.000,00 USD olan teminat mektubunun da süresinin geçtiği gibi fonksiyonunu yerine getirdiğini, hukuken ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığını, buna rağmen davalı banka tarafından müvekkilerine keşide edilen ihtarnameyle teminat mektupları kaynaklı toplam 801.040,00 USD’nin ödenmesinin talep edildiğini, sözleşmeye göre avans miktarlarının geldiğini, 07/01/2013 tarihinden sonra teminat mektuplarının Yemen Bankasından istenmesinin davalı sorumluluğunda olduğunu, ihracat bedelinin bankaya gelmesi ve mektupta yer alan…ibaresi geçici niteliği ve süresinin sona ermesi karşısında hiç bir koşul altında davalının teminat mektubunu hukuken ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, Yemen Bankası tarafından zamanında ve usulüne uygun şekilde ödeme talebi de olmadığını, 155.000,00 USD bedelli teminat mektubunun kesin teminat mektubu olmadığını, dava dışı firma ile aralarında bulunan niza nedeniyle tahkime gidildiğini, tahkim süreci nedeniyle bu teminat mektubunun işlevinin kalmadığını, süresi geçmiş, fonksiyonunu yerine getirmiş, hukuken ödeme yükümlülüğü olmayan teminat mektupları bedelinin ödenmesinin istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, komisyon da talep edilemeyeceğini, mektuplar nedeniyle davalı tarafından muhatap bankaya yapılan ödeme olmadığını, söz konusu teminat mektupları nedeni ile müvekkilinin borcu olmadığını ileri sürerek kat iharından dolayı borçlu olunmadığının tespitine, davalı bankanın hükümsüz teminat mektuplarını muhataplara ödememesi konusunda tedbire hükmedilmesine, İİK’nın 72/2. maddesi gereğince müvekkilleri aleyhine gerek teminat mektupları gerekse GKS bakımından yapılabilecek icra takiplerinin durdurulmasına, hükümsüz olan teminat mektupları bakımından müvekkilinin bankacılık sistemindeki risk düşümünün yapılmasına ve kararın T.C. Merkezi Bankasına bildirilmesine tebdiren karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı müflis banka vekili, teminat mektuplarının hükümsüzlüğü konusunda müvekkiline husumet düşmediğini, dava konusu 155.000 USD bedelli teminat mektubunun tazmin talebinin müvekkili müflis bankanın bankacılık faaliyetleri kaldırıldığından dolayı yerine getirilmediğini, ancak bu durumun tazmin talebinin zımnen reddedildiği anlamına gelmediğini, sözkonusu teminat mektubundan dolayı davacının sorumluluğunun devam ettiğini, diğer teminat mektubunda ise Yemen hukukuna tabi olduğundan vade tarihinin geçmesinden sonra kendiliğinden hükümsüz ve geçersiz hale gelip gelmediğinin tespiti gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince, davacının iddialarını ispata yarar şekilde HMK’nın 390/3 ve İİK 72/2. maddeleri uyarınca yeterli delil sunulmadığından ihtiyati tedbir ve takibin durdurulması yönündeki taleplerinin reddine oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müflis bankanın ödeme yükümlülüğü bulunmadığı hükümsüz teminat mektuplarından dolayı kat ihtarı göndererek ödeme talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin, ihtiyati tedbirin reddine dair ara kararının kararının kaldırılmasına ve tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Davacılar, yurt dışında mukim şirket ile aralarındaki sözleşmede talep edilen teminat mektuplarının davalı müflis banka tarafından düzenlendiğini, işin ifa edildiğini, süresi geçmiş, fonksiyonunu yerine getirmiş, hukuken ödeme yükümlülüğü bulunmayan teminat mektuplarından kaynaklı alacağın ödenmesinin davalı tarafça kat ihtarı ile istendiğini ileri sürerek kat ihtarına konu borçtan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve tedbire karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda ileri sürülen iddia, savunma, mevcut deliller ve dosya kapsamı gözetildiğinde yaklaşık ispat olgusunun dosyanın geldiği aşama itibariyle gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir.
Bu açıklamalara göre, HMK’nın390/3. maddesi uyarınca, davacı iddiaları yönünden, davanın mevcut aşamasında yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 391/3. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.391/3.maddesi uyarınca karar kesindir.