Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2125 E. 2019/23 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/942
KARAR NO : 2019/85
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2017
NUMARASI : 2015/530 -2017/545 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, davalı bankadan muhtelif tarihlerde kullanmış olduğu krediler nedeniyle haksız olarak “tahsis ücreti, masraf tutarı, açılış komisyonu vs.” adlar altında kesinti yapıldığını, sözleşmede müvekkili aleyhine olan hükümlerin genel işlem şartlarına aykırı olduğundan davalı bankanın işlemi haksız ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek “tahsis ücreti, masraf tutarı, açılış komisyonu vs.” adlar altında tahsil edilen toplam 8.550,00 TL’nin haksız kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının kullandırılan kredinin genel kredi sözleşmesi kapsamında ticari kredi olduğunu, davacıdan tahsil edilen masraf ve komisyonların taraflar arasındaki sözleşmeye dayandığını, yasal mevzuata da uygun olduğunu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının davalı bankadan ticari kredi kullandığı, kredi sözleşmesinin 6. maddesinde, 14. sayfasının VII-KOMİSYON VERGİ VE MASRAFLAR başlıklı maddesi ve 15. sayfasının 3. maddesinde komisyon, masraflar ve vergi gibi her tür komisyon ücret ve masrafın banka düzenlemelerine veya teammüllere göre talep edilebileceği ve iktisadi koşullar çerçevesinde banka tarafından talep edilebileceği hususunda tarafların mutabık kaldıkları, davacının söz konusu kredi sözleşmesi hükümlerini kabul ettiği, davalının bankacılık hizmetleri ücret tablosunda belirtilen miktarlara uygun şekilde tahsilatlar yaptığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözlü yargılama aşamasına doğrudan geçilerek yokluklarında karar verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin tip sözleşme mahiyetinde olduğunu ve alınacak masraf kalemlerin açık olarak yazılmadığını, kredi tahsisinde masraf, komisyon ve diğer tüm giderler konusunda müvekkilini bilgilendirmediğini, sözleşmedeki hükmün genel işlem şartlarına aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi kapsamında dosya masrafı adı altında davacıdan tahsil edilen kesintilerin haksız olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.İstinaf eden davacı vekili tarafından, sözlü yargılama aşamasına geçilmeden, son sözleri sorulmadan hüküm tesis edildiğini, bu durumun HMK’nın 184-186. maddelerinin yanısıra adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğunu istinaf sebebi olarak göstermiştir.Dosyanın incelenmesinde, davacının yokluğunda davalı tarafın davayı takip ettiğini bildirmesi üzerine, tahkikat bitirilerek sözlü yargılama için ayrı bir gün tayin edilmeden doğrudan sözlü aşamaya geçilerek karar verilmiştir.Davanın açıldığı ve ilk derece mahkemesinin karar tarihinde davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğu sabittir. Mahkeme tahkikatın tamamlandığı düşüncesinde ise, öncelikle HMK’nın 184. maddesi uyarınca, hazır bulunan taraflardan tahkikatın tümü hakkındaki görüşlerini alır ve tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra sözlü yargılama aşaması başlar. Sözlü yargılama safhası için ayrı bir duruşma günün tayin edilmesi gerekir. Ancak, tahkikatın bittiği duruşmada her iki tarafın duruşmada hazır olması ve sözlü yargılama için hazır olduklarını beyan etmeleri halinde, mahkeme, sözlü yargılama aşamasına geçildiğini tefhim ederek, taraflara davanın esası hakkındaki son diyeceklerini sorar. Bu usuli prosedür, Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ve HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı ile ilgilidir.Usule ilişkin olarak duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller HMK 353/1.a maddesinde sayılmış olmakla birlikte, bu sayımın tahdidi olmadığını kabul etmek gerekir. Yasada belirtilmemiş olsa dahi burada sayılanlara eşdeğer ve aynı etkilere sahip diğer usuli hataların da mutlak istinaf sebebi olarak kabulü gerekir ( Doç.Dr.Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf, Ankara 2009, s. 305).Yargıtay tarafından geliştirilen mutlak temyiz sebepleri kavramından hareketle, temel yargılanma haklarının ihlali sonucunu doğuran usul hatalarının mutlak istinaf sebebi olarak kabulü gerekir. İlk derece mahkemesinde bir tarafın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olması mutlak bir istinaf sebebi olarak kabul edilmelidir. Hukuki dinlenilme hakkı yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken bir temel yargısal haktır. 03/10 2001 tarihli 4709 sayılı Yasa ile Anayasa’nın 36. maddesine eklenen ibare uyarınca, herkes adil yargılanma hakkına sahiptir. Bu nedenle, ilk derece yargılamasında taraflardan birinin adil yargılanma hakkının ihlal edilmiş olması mutlak bir istinaf sebebidir ( Dr.Cenk Akil, İstinaf Kavramı, Ankara 2010, s.362).Açıklanan bu gerekçelerle, mahkemenin hükmünü verebilmesi için gerekli usuli şartlar yerine getirilmeden ve hukuki dinlenilme hakkını zedeleyen usul hataları yapılmak suretiyle karar verildiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği kanaatine varıldığından, HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın, usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
4-Yapılan kanun yolu masraflarının ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 24/01/2019 tarihinde oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.