Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2121 E. 2020/969 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2121
KARAR NO : 2020/969
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/854 Esas – 2018/773 Karar
TARİHİ: 25/10/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili banka ile …. San. ve Tic. Ltd. Şti arasında akdedilen kredi sözleşmesi ile belirlenen kredi limiti dahilinde belirli tarihlerde kredi kullandırımı yapıldığını, bahse konu kredi sözleşmesi diğer davalılar … tarafından müteşerek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, … San ve Tic Ltd Şti tarafından kredi borcu ödenmediğini ve borçlu ve kefillere Gebze …. Noterliği’nin 04/11/2011 tarih ve 654 yevmiye sayılı ve 31/10/2011 tarih ve … yevmiye sayılı muacceliyet ihtarnameleri keşide ve tebliğ edildiğini, müvekkili banka alacağının tahsili amacıyla ve alacağın teminatında yer alan ipoteğin paraya çevrilmesi istemiyle Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … Esasına kayden başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip dosyasından bir kısım tahsilat yapıldığını, müvekkili bankanın bu defa Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esasına kayden genel haciz yolu ile takibe başlanıldığını ve davalılar tarafından mezkur takibe itiraz edildiğini ve müdürlükçe süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durmasına karar verildiğini bildirmiş, davanın kabulü ile davalılar tarafından Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesiyle; Gebze …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 11/02/2015 tarihinde doğrudan takip yapıldığını, bu takibe Gebze İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/151 Esas sayılı dosyası ile davacılar tarafından itiraz edildiğini, yerel mahkemenin 13/03/2014 tarih 2014/108 sayılı kararla davayı reddettiğini, davacıların kararı temyiz ettiğini, davacı … Bankası’nın kötü niyetli olduğunu, dava kesinleşmeden davalılar …’dan teminat olarak gayrimenkul 286.000 bedelle 05/10/2012 tarihinde Sakarya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas talimat sayılı dosyası ile alacağa mahsuben Av. … ihale edildiğini, Yargıtay ilamı ve yerel mahkemenin kararı doğrultusunda satış işlemleri tapu tescil işlemlerinin iptali doğrultusunda Gebze İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde 2014/774 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın derdest olarak devam ederken davalı … Bankası’nın taşınmazı İcra Müdürlüğü marifeti ile üzerine aldığı tapuda tescil ettiği ortaya çıktığını, alacaklı bankanın iyi niyetli olmadığını, bildirmiş, 2011/583 Esas dosyası ile alacağın Gebze …. İcra Müdürlüğü’nde olması alacaklı banka şubesinin Gebze Mahkemelerinin yetkisinde bulunması ve aynı alacak ile açılmış davaların Gebze’de devam etmesi nedeni ile açılan davanın usul bakımından reddedilmesini, aynı alacak aynı icra dosyası üzerinden Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2015/357 Esas 2016/355 Karar sayısı ile işlem gören dava temyiz makamında olup kesinleşmediğinden bu nedenle davanın esastan reddedilmesini, borcun sona erdiğine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 25/10/2018 tarihli, 2016/854 Esas – 2018/773 Karar sayılı kararında, “…Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde sonuç olarak; İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı işlemin mevcut hali ile yasa ve kredi sözleşmesine aykırı olduğu tespit edildiğinden ,11.05.2018 tarihli bilirkişi raporunun 10. Sayfasında 18.12.2013 tarihinde kredi riskinin kapatıldığının tespit edilmesine göre davalıların başkaca borçlarının bulunmaması, üst sınır ipoteğine göre borç limitinin üst sınırı 286.000 TL olup başkaca bir borcun bulunmaması, kefillere ait bir borcun bulunmadığı anlaşıldığından İcra takibine konu alacağın bulunmamasına göre ipotek bedelinin tahsil edilmesi sebebiyle davanın reddi ile ihtiyati hacze konu bir alacağın olmaması nedeniyle ihtiyati hacizin kaldırılması kanaatine varıldığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Usule ilişkin olarak, davacı tarafın yokluğunda hüküm tesis edildiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” başlıklı 150 nci maddesi: “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. …” hükmüne amir olduğunu ve mazeretin kabul görmediği ve iştirak eden taraflarca davanın takip edilmediği duruşmalarda dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, Davalı … ŞTİ. yönünden İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/699 esas ihya davası sonucu beklenilmediğini, Usule ilişkin eksikliğin giderilmesi beklenilmeden davanın esastan reddine karar verilmesinin usul hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, İlk derece mahkemesince dosyadaki delillerin ve bilirkişi raporunun tam olarak okunmaması, davanın alacak davası olması ve aşağıda belirtilen diğer hususlara nazara alınmayarak borçluların kötü niyetini koruma amacı içerir şekilde hüküm tesis edildiğini, Temerrüt hali oluşmuş alacak nedeniyle işleyen faiz, yargılama gideri ve yargı harçlarının oluşacağının gözardı edildiğini, müvekkili banka alacağının Gebze …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi ve … Esas sayılı genel haciz yolu ile ilamsız takip dosyalarına konu edildiğini, Gebze …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasında konu taşınmaz naip Sakarya … İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası ile 286.000,-TL bedelle paraya çevrildiğini, ancak yerel mahkemece verilen hüküm ile müvekkili banka ile akdedilen kredi sözleşmesinin akdi ve temerrüt faizine ilişkin hükümlerinin, icra takipleri ile birlikte yargılama gideri ve harçların ve hatta vekâlet ücretinin doğacağı v.b. tüm hususların gözardı edildiğini, ayrıca ilk derece mahkemesinin karar verirken TBK’nın 117, 118 ve 120.maddelerini de gözardı ettiğini, kaldı ki bu hususun bilirkişi marifetiyle tespit edilecek hususlar arasında yer almamakta; hukuki değerlendirmenin mahkemeler eliyle yapılacağı ilkesi gözönünde bulundurulmadığının anlaşıldığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konu taşınmazın satışından elde edilen 286.000,-TL nin tahsili ile borcun son bulduğuna kanaat getirdiğini, Bir kısım davalılar … kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, asıl borç ve kefalet borcu son bulmadığını, Gebze …. İcra Müdürlüğünün … Esas ve… Esas sayılı dosyalarına konu alacak miktarı ve kredi sözleşmelerinde bir kısım davalıların/kefillerin kefalet limitinin 285.500,-TL olarak belirtilmiş olması nedeniyle borcun sonlandığı kanaatinin hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, müvekkili banka alacağının tahsili amacıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasında toplam ve sadece 38.414,01-TL yargılama gideri (kıymet takdir, satış ilan masrafları, tellaliye, emlak vergi borcu, tahsil harcı) yapıldığını, ilk derece mahkemesinin karar verirken İİK’nın 59., 818 sayılı Borçlar Kanununun “Müteselsil Kefalet” başlıklı 487 nci maddesi, aynı Kanun’un “Kefilin Mesuliyeti / 1-Şümulu” başlıklı 490 ıncı maddesini gözardı ettiğini, Müvekkili bankanın alacağının Gebze …. Noterliği’nin 04.11.2011 tarih ve … yevmiye sayılı ve 31.01.2011 tarih ve … yevmiye sayılı muacceliyet ihtarnameleri ile ayrı ayrı muacceliyet kesbetmiş olup, davalıların tamamına tebliğ edildiğini, kredi sözleşmesi akdedilen …San. ve Tic. Ltd. Şti. üzerindeki müvekkili banka alacağının taşınmaz satışına ilişkin tahsilat mahsup edildikten sonra mezkûr davanın ikame edildiğini, ekli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 31.05.2018 tarih ve 2016/8874 Esas 2018/3103 sayılı kararında değinildiği üzere, kefalet borcu ile ipotek borcunun ayrı ayrı yorumlanması gerektiği, davamızda da mevcut olduğu üzere bilirkişi raporu ile alacağın kanıtlandığı bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine işaret edildiğini, Borcun varlığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu bu durumda temerrüt şartlarının oluştuğu ve kefillerin borçlunun temerrüdünün neticelerinden sorumlu olduğunu, bu durumda taşınmaz satışından elde edilen tutar ile kefalet borcunun son bulması yasa hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, Her ne kadar ilk derece mahkemesinin 13.09.2012 tarih ve 2012/662 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2013 tarih ve 2013/17831 Esas 2013/24085 Karar sayılı bozma ilamı üzerine yargılamaya yeniden başlanılmış ve Gebze İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/890 Esas 2014/442 Karar sayılı ilamı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, Tazminat istemli davanın aleyhe sonuçlanması borcun miktarının artmasına sebep olacağını, müvekkili banka alacağının teminatında yer alan gayrimenkul ipoteğinin paraya çevrilmesi ve alacağa mahsuben müvekkilinin mülkiyetine geçirilmesi ve yine üçüncü kişilere devrolması nedeniyle Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/357 Esasına kayden ikame olunan davanın aleyhe sonuçlanması halinde dahi ipotekli gayrimenkul satışından sağlanan tahsilatın geçersiz olduğu ve bu sebeple alacağın tahsiline ilişkin kayıtların eski haline iade olunacağı ve borcun muaccel olduğu tarihten bu yana borçlu … Şti. ve kefillerin -özetle davalıların- yükümlülüklerinin artacağı tartışılmayacak kadar açık bir husus olduğunu, davalı … Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/357 Esas sayılı davasında gayrimenkul ipoteğinin varlığına itiraz etmediğinin ve ihalenin usulsüzlüğüne işaret ettiğinin de gözardı edilmemesi gerektiğini, Müvekkili banka alacağının teminatında yer alan … İli … İlçesi … Köyü … Ada 1 Parsel 2 nolu bağımsız bölüm tripleks dükkân vasıflı taşınmaz Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat (Gebze …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas) sayılı dosyasında 286.000,-TL bedelle satılarak paraya çevrilmiş olup, alacağa mahsuben müvekkili bankaya ihale olunduğunu, ihalenin kesinleşmesi üzerine tescil işlemleri yapılmış ve müteakiben kısmi tahsilat kayıtlardan terkin edildiğini, Gebze …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından rehin açığı belgesi talebinde bulunulmuş ise de davalıların açtığı şikayet ve tazminat davaları nedeniyle dosyadan kesin rehin açığı belgesinin henüz temin edilemediğini, yine de bu durum alacağın varlığının son bulduğuna işaret etmemekte olup, mezkûr davanın bu sebeple ikame edildiğini, Dosyada alınan bilirkişi raporunun alacağın varlığını ispatlar nitelikte olduğunu belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK’nun 353 üncü maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılacak inceleme sonucunda, öncelikle tehir-i icra talebinin 6741 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca teminatsız olarak kabulü ileİstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.10.2018 tarih, 2016/854 Esas 2018/773 sayılı kararının kaldırılmasına, 13.06.2018 tarihli ihtiyati haczin devamına ve esasa ilişkin inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: İlk derece mahkemesinin aleyhimize açılan davada 25.10.2018 tarihli kararla davanın reddine karar verilmişse de söz konusu kararın 4 numaralı maddesi ile davalı olarak lehlerine 2.180 TL maktu vekalet ücreti takdir edildiğini, Ancak ne var ki yerel mahkeme huzurundaki dava itirazın iptali davası olup dava değeri 237.709,09 TL olduğunu, dolayısıyla AAÜT gereğince dava değeri parayla ölçülebilir olduğundan ve tümüyle reddedilmiş bulunduğundan reddedilen kısım yani tüm dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hak kazanmaları gerektiğini, oysa ilk derece mahkemesince bunun yerine maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, iş bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının yalnızca lehlerine takdir edilen eksik vekalet ücreti açısından kararın kaldırılarak nispi vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, kredi alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali (davacı vekilinin ıslahı ile alacak ) davasıdır. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Mahkemece hakkında hüküm kurulan davalı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti nin sicilden terkin edildiğinin tespit edilmiştir. Tüzel kişiliği sona ermiş olduğu tespit edilen davalı şirket, hak ehliyetine ve bunun usul hukukundaki yansıması olan taraf ehliyetine sahip değildir. (HMK m.50) Taraf ehliyetinin bulunması HMK 14/1.d maddesi uyarınca dava şartıdır. Bu husus dikkate alınarak mahkemece 07.06.2018 tarihli oturumda davacı vekiline davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verilmiş, davacı vekilince de İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/699 E sayıl dosyasıyla 11.06.2018 tarihinde ihya davası açmış olduğu ve dava dilekçesi ekli olarak mahkemeye davanın açıldığının bildirildiği anlaşılmaktadır.Ancak mahkemece davalı şirket yönünden açılan ihya davası sonucu beklenmeksizin ve davalı şirketin ihya edilmesi halinde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan yazılı gerekçeyle davalı şirket yönünden de hüküm kurulması doğru değildir.Davada, hakkında hüküm kurulan davalı şirket yönünden taraf teşkili usulüne uygun olarak sağlanmadan ve bu konuda davanın görülebilmesine ilişkin şartlar tamamlanmadan işin esasına girilerek karar verilmiş olması doğru olmadığından, tarafların sair istinaf nedenleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının dava şartlarına aykırılık nedeniyle HMK’nın 353/1.a.4. maddesi gereğince kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/09/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.