Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2118 E. 2020/459 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2118
KARAR NO : 2020/459
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI : 2016/38- 2018/328 E.K
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin İptali
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili, müvekkilinin … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinde çoğunluk paya sahip şirket müdürü olarak göre yapmakta iken, davalı ve davalının eski eşi tarafından sistematik ve hukuka aykırı bir takım işler neticesinde şirketten çıkarılma noktasına getirildiğini, Kartal …. Noterliği’nin 09/04/2015 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile dava konusu şirkete ilişkin sahip olduğu 155 payı davalılara, baskı korkutma ve aldatma sonucu devrettiğini, sözleşmeye göre payların 15.500 TL bedel karşılığında çok cüz-i bir rakama devredildiğini, sözleşmede bedeli aldığının yazdığını, ancak bu bedelin müvekkiline ödenmediğini, pay devir sözleşmesine konu pay devri işleminin Borçlar kanununun “Yanılma-Aldatma-Korkutma” maddeleri kapsamında geçersiz olduğunu, payların müvekkiline iadesinin gerektiğini ileri sürerek hisse devir sözleşmesinin iptaline, olmadığı takdirde devrolunan hisselerin güncel rayiç bedellerinin hisse devir tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, ….Ltd Şti’nin 565.500,00 TL’lik şirket sermayesinin 55.500 TL’lik 555 payının davacıya, 501.000,00 TL’lık 5010 payının ise müvekkili …’a ait olduğunu, 12/09/2013 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısında 2 yıllığına şirket müdürü olarak davacının atanmasına karar verildiğini, ancak davacının sürekli şirket merkezinde bulunmaması nedeniyle şirket işlemlerini yapması için aynı gün … vekaletname ile yetki verildiğini, şirket işlemlerinin … tarafından yerine getirildiğini, davacı müdürün şirketin faaliyetlerini engellemek, böylece bir takım haksız menfaatler temin etmek kastı ile hukuksuz eylemler içine girdiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, hatta hisse devrinden sonra 15.04.2015 tarihinde sermaye artışı yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı …’ın 155 paya tekabül eden şirket hissesini noter sözleşmesi ile davalı …’a devrettiği, devir sözleşmesinde devir bedelinin nakden ve tamamen alındığının beyan edildiği, pay devrinden sonra 29/07/2015 tarihinde … ve …’ın katılımı ile Şirket sermayesinin arttırılmasına karar verildiği, davacı taraf her ne kadar pay devir bedelinin davalı tarafından ödenmediğini iddia etmiş ise de bu iddianın ancak yazılı delil ile ispatlanabileceği, dosyaya herhangi bir yazılı delil sunulmadığı gibi davalıya teklif edilen yeminin de davalı tarafça usulüne uygun olarak eda edildiği, davacı taraf her ne kadar davacının da parayı almadığına ilişkin yemin etmesini talep etmiş ise de davalı tarafın yemini geri çevirmemesi nedeni ile bu durumun usul hükümleri çerçevesinde mümkün olmadığı, bu durum karşısında davacı tarafın hisselerin bedelinin ödenmediği hususunu ispatlayamadığı, ayrıca davacı taraf irade fesadı hallerine de dayanmış ise de iddianın ispatı için verilen kesin süreye rağmen tanık bildirilmediği gibi başkaca bir delil de sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf sebeplerinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını aynen tekrar ederek, hisse devrinin yanılma, aldatma ve korkutma yoluyla yapıldığından geçersiz olduğu gibi, hisse devir bedelinin ödenmediğini, müvekkiline yemin teklif ettirilmesi talebinin de hukuka aykırı olarak reddedildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Davacı, ortağı olduğu şirketteki hisselerin 155 paya karşılık gelen kısmını diğer şirket ortağı davalıya noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesi ile devrettiğini, hisse devir bedelinin ödenmediğini, ayrıca hisse devrinin aldatma ve korkutma yoluyla yapıldığından geçersiz olduğunu iddia etmiş, davalı ise, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava konusu Kartal…. Noterliğinin 09/04/2015 tarih ve …. yevmiye nolu “Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi”nde, davacı …’ın ….Ltd Şti’ndeki 155 adet payını 15.500 TL bedel karşılığında davalı …’a devrettiği ve devir bedelinin nakden ve tamamen alındığı belirtilmiş, hisse devrinin ortaklar kurulunda onaylanarak şirket kayıtlarına geçirilerek ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiği, akabinde taraflarca, Kadıköy …. Noterliğinin 29/07/2015 tarih ve …. yevmiye nolu tasdik işlemine dayanak …Sanayi ve Ticaret Limited şirketinin sermaye arttırım karar aldıkları anlaşılmıştır.Somut olayda, davacının hissedarı olduğu şirketteki 155 adet payını 09.04.2015 tarihinde diğer davalı şirket ortağına satarak devrettiği, noter sözleşmesinde devir bedelinin de aynı tarihte davacıya ödendiğinin belirtilmiş olduğundan aksini iddia eden davacının bu iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği, ispat yükü üzerinde olan davacının davalıya teklif olunan yeminin davalı tarafça usulüne uygun olarak eda edilmiş olduğu, aldatma ve korkutma iddiası yönünden davanın yasal 1 yıllık süre içinde açıldığı sabit ise de, bu hususta dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 02/06/2020