Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2116 E. 2020/509 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2116
KARAR NO : 2020/509
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2017
NUMARASI : 2015/331- 2017/1404 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davalı şirketin 25852-1-25853-1 grup kodlu grup sağlık sigorta poliçesi ile müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, davalının sigorta poliçe vadesi olan 01.01.2014 ile 01.01.2015 tarihleri arasında sağlık poliçe imkanlarından yararlandığını, ancak sigorta poliçe pirimlerini kararlaştırılan vadelerde ödemediğini, pirim borçlarının ödenmesi için davalıya keşide edilen ihtarnamenin semeresiz kalması üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibine girişildiğin, takibin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama doğrultusunda, sigortalının prim ödeme borcu olması için öncelikle taraflar arasında geçerli bir poliçenin düzenlenmiş olması gerektiği, davacı tarafından davalı ile yapılan sözleşme olarak sunduğu belgede davalının imzasının olmadığı, sağlık poliçesinin davanın tarafları arasında imzalanıp yürürlüğe girdiği hususunun sabit olmayıp ispata muhtaç olduğu, dolayısıyla davalı ile imzalanmış geçerli bir poliçe olduğunun ispatlanadığından davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; sigortacının imzalı poliçeyi elinde bulundurma yükümlülüğünün olmadığını, sigorta ettirene vermekle yükümlü olduğunu, dolayısı ile imzalı poliçenin sigorta ettirende bulunduğunu, poliçe kapsamında gruptaki kişilerin tedavisi için toplam 6.980,94 TL sağlık kuruluşlarına ödeme yapıldığını, ödeme makbuzlarının mahkemeye delil listesi ile ibraz edildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, sigorta pirim alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu Beykoz İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında, davacı takip alacaklısız tarafından davalı takip borçlusu şirket aleyhine, 19.09.2014 tarihli ilamsız icra takibinde, asıl ve işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 32.886,29 TL’nin tahsilinin istendiği, takip dayanağı olarak, grup sağlık sigortası sözleşmesi gereğince, tahakkuk eden sağlık sigortası pirim borçlarının tahsili talebi olarak gösterildiği, davalının süresi içerisinde borca ve ferilere itirazı sonucu takibin durduğu görülmüştür.Somut olayda, davacı … şirketinin sağlık poliçesi kapsamında davalıya sigorta hizmeti verdiği, ancak davalının taksitlere bağlanan pirim borçlarını ödemediğinden temerrüde düştüğünü iddia ederek alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptalini istemiş, davalı ise, davaya cevap vermemiştir.TTK’nın 1401/I. fıkrasında; “Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.” denilmiştir. Bu durumda, anılan yasa maddesinde sigorta sözleşmesi hiçbir şekle tabi tutulmamıştır. Sigorta sözleşmesini yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyle sigorta sözleşmesi meydana gelir. Sözleşmenin yazılı bir belgeye bağlanması ancak ispat açısından önem kazanır. Bu husus doktrinde tam bir görüş birliği içinde kabul edildiği gibi, bu konulardaki uyuşmazlıkların yargıtay incelemesi ile görevli Yargıtay ll nci Hukuk Dairesinin kökleşmiş içtihatları ile de benimsenmiş bulunmaktadır ( Bkz. Işıl Ulaş, Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara 2012, s. 9 vd.).Davacı tarafça, bilirkişi raporunda belirtilen eksikliklerin ikmali kabilinden delilleri arasında yer alan sağlık hasar dosyaları ve diğer belgeleri ilk derece mahkemesinin kalemine tevdi olunarak mahkemece kasaya alınmış olduğu dosyadan anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacıya taraflar arasındaki poliçenin varlığını ispatlama olanağı tanınarak bilirkişiden ek rapor alınıp toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesinin usulünce delil topladığından ve delilleri değerlendirildiğinden söz edilemeyeceğinden, kararın kaldırılarak ilk derece yargılamasının tekrarlatılması gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının, talep halinde kendisine iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.