Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2115
KARAR NO: 2020/458
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI: 2016/1381- 2018/640 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı firmaya 30.10.2015 tarihli 24.186,47 Usd bedelli fatura içeriği “Statuariette Gidia 2 cm plaka mermer, Statuariette Gidia 3 cm plaka mermer” cinsi emtiayı satıp teslim ettiğini, faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu, oysa ki, davalı şirket yetkilisinin müvekkili şirket yetkilisine gönderdiği 03.08.2015 tarihli e-mail içeriğinde, fatura borcunu kabul ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dayandığı e-mailin müvekkili şirketin e-maili olmadığını, e-mail içeriği hususların müvekkili şirketi ilgilendirmediğini, davacının müvekkili şirkete mal teslim etmediğini, davacının komisyoncu olarak çalışmakta olduğu … ile aralarındaki e-mailden istifade ederek müvekkilinden alacak talebinde bulunduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının ticari defterlerine göre takibe konu faturanın kayıtlı olmadığı, davacının kendi ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibari ile davalı taraftan 24.186,47 USD karşılığı 70.002,91 TL alacağının bulunduğu, ancak davacı tarafa takibe konu fatura içeriği malları davalıya teslim edildiğini gösteren sevk irsaliyesi veya başkaca herhangi bir belgenin sunulmadığı, davacı taraf davalı şirketin kurucu ortağı ve münferiden temsilen yetkili olduğunu beyan ettiği … ile yapılan mail yazışmaları ile fatura konusu ürünlerin teslim edildiğinin sabit olduğunu iddia etmiş ise de bahsi geçen mail yazışmalarında takibe konu faturaya ilişkin herhangi bir atıf olmadığı gibi fatura tutarı ile mailde bahsi geçen tutarında uyumlu olmadığı ayrıca yapılan yazışmaların “…@gmail.com” adresinden yapıldığı, bu adresin davalı şirket kurumsal hesabı olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir ispat bulunmadığı, mail yazışmaların yapıldığı …’ ün davalı şirket ortağı olmasının tek başına davalı şirket adına hareket edildiğini ispat yükünü yer değiştirmesi için yeterli olmadığı, teslim olgusunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; mail yazışmalarının yeterince incelenmediğini, davalı şirketin kendi şirket yetkilisi … ile yapılan yazışmaları kabul etmemesinin ve e-mailde geçen işin müvekkili ile … arasındaki ilişkiyi ilgilendirdiğinin ileri sürülmesinde ispat yükünün davalıya geçtiğini, e-mailde taraflar arasındaki borcun davalı şirketin yetkilisi tarafından kabul edildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, faturadan kaynaklı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıya mal satıp teslim ettiği, karşılığında düzenlenen faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, davalı şirket yetkilisi … ile yapılan e-mail yazışmasında borcun kabul edildiğini iddia etmiş, davalı ise, fatura içeriği malın teslim edilmediğini, e-mail içeriğinin davalı şirketi ilgilendirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355 maddesi uyarınca istinaf nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu aleyhine, 09/02/2016 tarihli takip talebi ile 24.186,47 Usd asıl alacak ve 389,63 Usd işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.576,10 Usd’nin tahsilinin istendiği, takip dayanağı olarak faturanın gösterildiği, davalı takip borçlusu şirket yetkilisi …’in süresi içerisindeki 19.02.2016 tarihli itirazında, fatura içeriği malın teslim alınmadığını beliterek borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine, takibin durduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, dava konusu alacağa dayanak faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, teslim belgesinin sunulmadığı dosya kapsamı ile sabit olup, uyuşmazlık, davacı tarafça dosyaya sunulan davalı firma yetkilisi … ile yapılan 03.08.2015 tarihli e-mailin davalı tarafı bağlayıp bağlamadığı ve e-mail içeirğinin dava konusu borcu kabul anlamına gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı şirket yetkili …’un şirketin kurumsal hesabından …’ün kişisel hesabına, “Hesap Özeti” ekli ve konulu 03.08.2015 tarihli e-mail gönderdiği, hesap özetinin içeriğinin belirtilmediği, …’ün de aynı tarihli e-mail cevabında; “Doğrudur … abi, bende sizi arayacaktım son aldığımız mal ortalama 3000 m2 x10 Usd (komisyon + mal seçimi) ilk mal 1300 m2 x5 Usd (komisyon) depo masrfaları nakliye mal boşaltma, halat vs. 2.500 tl,son İtalya seyahatı GDA mal seçimi 1000 Euro bir bakiyeniz oluyor. Benim size borcum 15.497 Usd. Aradaki fark borcunuz, ödemeyle ilgili ivedi bilgi verirseniz sevinirim” denilmiş, bu kez davacı şirket yetkilisinin yine aynı tarihli cevabı mailinde; “ … den getirilen GIAYO’lara ait hesap özeti ekte, varsa atlanan yanlış bir kısım bilgi verirsin, yoksa ivedi olarak 15.497 Usd bakiye içi ödeme yapmanı rica ederim” denilmiştir. Bu açıklamalar ışığında, sözkonusu e-mailde, dava konusu faturadan ve dolayısıyla fatura içeriği mal tesliminden sözedilmediği, e-mail yazışmalarının 03.08.2015 tarihinde yapılmasına karşın dava konusu fatura tarihinin 30.10.2015 olduğu, bu itibarla e-mail içeriğinden dava konusu fatura borcunun kabul anlamının çıkarılamayacağı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 02/06/2020
KANUN YOLU: HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.