Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2104 E. 2018/1516 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2104
KARAR NO : 2018/1516
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.09.2018
NUMARASI : 2018/846 Esas
DAVANIN KONUSUGenel Kurul Kararının İptali
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin küçük oranda hisseye sahip ortaklarından olduğunu, dava konusu genel kuruldan tesadüfi şekilde haberdar olunduğunu, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenle şirketin finansal tablolarını ve faaliyetlerini inceleyerek denetleme hakkının elinden alındığını, müvekkilinin hazır olduğu toplantıda beraberinde olan avukatlarını yetkilendirme taleplerinin hukuka aykırı reddedildiğini, böylece davalı şirketin hakim ortakları ve yöneticileri ile görüş ayrılığı yaşayan müvekkili ortağı baskı alıntına alınmaya çalışıldığını, şirket yetkililerinin noterden imza sirkülerini çıkarırken yetkiyi değiştirici eylemlerin olduğunu, dava konusu genel kurulda kar dağıtımı talebinin şirketin mali durumu gerekçe gösterilerek reddedildiğini, bu gerekçenin gerçeği yansıtmadığını, karara muhalif kalındığını, genel kurulun süresi içinde tescil edilmediğini ileri sürerek 13.06.2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların tamamının iptaline ve şirkete tedbiren denetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının genel kurulda alınan tüm kararlara muhalefet etmediğini, tarafları, sebebi ve dava konusu aynı olan Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/860 E. sayılı dosyasında başka bir davanın açıldığını, derdestlik itirazında bulunduklarını, iptal sebeplerin bulunmadığını, davacının kötü niyetli hareket ettiğini, iddialarının dayanaksız ve soyut olduğunu, tedbir koşullarının da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesinin ara kararıyla, ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı gibi davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını yineliyerek ihtiyati tedbir için aranan yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiğini belirtmek suretiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Talep, genel kurul kararlarının iptali davasında, şirkete tedbiren denetim kayyımı atanması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, tedbir koşulları bulunmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır.
İhtiyati tedbir öğretide ”…kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki bir korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez, Prof.Dr. Oğuz Atalay, Doç. Dr. Muhammed Özekes, Medeni Usul Hukuku, 12. baskı, s.714 ).
Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım çekişmelerin çıkması veya dava konusunun çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucunda da davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir (Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez, Prof.Dr. Oğuz Atalay, Doç.Dr. Muhammed Özekes, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, 13. Basım, Ankara 2012, s.873).
Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır.
İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun, “uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (m. 389/1). Bu noktada en önemli husus ihtiyati tedbirin mutlaka uyuşmazlık konusu ile sıkı sıkıya bir bağlılığının olması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, davada genel kurul kararlarının iptali istenmiş olup, dava dosyasında alınan kararların yürütmesinin tedbiren durdurulması talep edilmediğinden, koşulları olmayan şirkete denetim kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan bu gerekçelerle istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçeyle;
1-Davacının istinaf başvurusunun reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 391/3.maddesi uyarınca karar kesindir.