Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2103 E. 2020/272 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2103
KARAR NO: 2020/272
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2017/695- 2018/546 E.K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili, davalı tarafından müvekkilleri aleyhine reklamasyon faturasına dayalı olarak icra takibine girişildiğini, reklamasyon faturasının satılan malın kalitesindeki bozukluk nedeniyle karşı tarafın malı iade etmeyerek zarar oranında satıcıya bir miktarın yansıtılmasına ilişkin olarak düzenlendiğini, oysa taraflar arasındaki ticari ilişkide reklamasyonu gerektirir herhangi bir teslimat bulunmadığını ileri sürerek, icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında alım satıma dayalı ticari bir ilişki olduğunu, davacının siparişe konu malları teslim etmediğinden müvekkilinin aracı firma olarak malları teslim etmesi gereken üçüncü bir firmaya karşı zor durumda kaldığını, bu nedenle ticari itibarının zedelendiğini, sözleşmesinin feshedildiğini, dava ve takibe konu faturanın da bu nedenle düzenlendiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, sipariş edilen emtianın toplam değerinin 1.450,00 USD olduğu, bu miktar emtianın davacı tarafından teslim edilmediği iddiası ile davalı tarafça 28.657,50 TL’lik reklamasyon faturası düzenlendiği, ancak davalı tarafın, mal teslimi konusunda davacıya sipariş vermesine rağmen ve ayrıca TBK’nın 207. maddesi gereğince satım akdinde kural olarak satım bedelinin peşin olarak ödenmesi gerekmesine rağmen satım bedelinin ödenmediği, davalının, satım konusu emtianın teslim edilmemesi nedeniyle ticari itibarının zedelendiğine ilişkin savunmasının kabul edilemeyeceği, davalı tarafça, reklamasyon adı altında düzenlediği takip ve dava konusu faturayı somut bir mal ve hizmet teslimi veya gerçek ve reklamasyon zararı karşılığı düzenlenmediği gibi, düzenlenen faturayı davalıya tebliğ de etmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin siparişinin davacı tarafça onaylanmasına karşın mal teslimin yapılmadığını, bu hususun dosyaya sunulan e-posta içerikleriyle sabit olduğunu, taraflar arasında malların tesliminin yapılmasının ardından ödemenin yapılacağının şifahen dile getirildiğini, tekstil sektöründe olan ticari örf, adet ve teamülün değerlendirmeye esas alınmadığını, mal teslimi edimini yerine getirmeyen davacının müvekkili şirketi zarara uğratıp ticari itibarını zedelediğini, reklamasyon faturasının haklı nedenle düzenlendiğini, davacının ticari defterleri üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak ticari defterlerinin lehine delil vasfı olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun objektif, tarafsız ve hukuki değerlendirmeden uzak olması gerekliliği ile çeliştiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, faturaya dayalı icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemiyle İİK’nın 72. maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalı tarafından aleyhine reklamasyon faturasına dayalı olarak icra takibine girişildiğini, faturanın dayanaksız olduğunu iddia ederek faturaya dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise davacının siparişe konu malları teslim etmemesinden dolayı ticari ilişkisi olduğu üçüncü bir firmalar karşısında zor durumda kaldığını, bu nedenle ticari kayba uğradığını, faturanın da bu nedenle düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Somut olayda, taraflar arasında alım satıma dayalı bir ticari ilişkinin olduğu, yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, dava konusu faturanın davacı tarafça kabul edilmediği gibi ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ihtilafsız olup, davalının her bir siparişi üzerine gerçekleşen alım satımda, en son 12.12.2016 tarihli siparişe konu malların davacı tarafça teslim edilmemesinden dolayı uğranıldığı iddia edilen zararın davalı tarafça ispat edilemediği gibi, satım bedelinin peşin olarak ödenmediği de taraflar arasında ihtilafsız olmasına göre, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir. HMK’nın 282. maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporu takdiri delil niteliğinde olup, mahkemece taraflar arasındaki hukuki ilişki, dosya kapsamındaki tüm belgelerle birlikte dikkate alınıp, gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğundan, bu yöndeki istinaf nedeni yerinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 1.431,69 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 05/03/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.