Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2088 E. 2019/222 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2088
KARAR NO : 2019/222
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05.02.2018 tarihli Ek Karar
NUMARASI : 2016/43- 2016/668 E.K
DAVANIN KONUSU : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen ek karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZET
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, adı geçen şirketin bu sözleşmeden kaynaklanan borçlarına karşılık olarak tıbbi malzeme hizmeti verdiği davalıdan alacaklarını müvekkiline temlik ettiğini, temlikname uyarınca davalıdan alacakların tahsilinin istenildiğini, davalı tarafça ödeme yapılacağına dair cevap alındığını, ancak ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibini başlatıldığını, borcun bir kısmına itiraz edildiğini ve imzalanan hizmet sözleşmesi gereğince faturanın Döner Sermayelerine intikalinden itibaren 270 günlük süre içerisinde ödeme yapılacağının belirlendiğini, bu sürenin de geçmesine rağmen borcun ödenmediğini belirterek, davanın kabulüne, 40.465.66 TL alacağın,12.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, dava dışı …Ltd.Şti.’nin vergi borcu için vergi hesabına 40.465,66-TL yatırıldığını, dava dışı şirkete başka bir borçlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince, davalının tacir sıfatının bulunmadığı, konusu itibariyle mutlak ticari dava da olmadığı, bu kapsamda somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliği nedeni ile dava dilekçesinin usulden reddine, HMK’nın 20. maddesindeki süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, tarafların HMK’nın 20. maddesindeki hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvurmadıkları gerekçesiyle, 05.02.2018 tarihli ek kararla, HMK’nın 20. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Bu ek karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Davanın vekille takip edilmesine rağmen, ilk derece mahkemesinin 29.11.2016 tarihli görevsizlik kararının vekile tebliğ edilmediğini, müvekkili Banka’da çalışan personele tebliğ edildiğini, TK’nın 11 ve 17, Avukatlık Kanunu’un 41 ve 73. maddeleri uyarınca tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğunu,Avukat adına çıkarılan tebligatın, vekilin bulunmaması halinde yanında çalışana yapılması gerektiğini, bankada tebligatı alan şahsın hukuk müşavirliğinde çalışmadığını ve tebligatı almaya yetkili olmadığını, vekil varken şirket yetkilisinin aranmasının yasaya aykırı olduğunu, ayrıca tebligatın usulsüz olduğunu, çünkü muhatap avukatın adreste bulunmama sebebinin yazılmadığını,Görevsizlik kararı usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden karardan haberdar olamadıklarını ve bu nedenle dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini isteyemediklerini,Usulsüz tebligata rağmen ilk derece mahkemesinin, davanın açılmamış sayılmasına dair ek kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın açılmamış sayılmasına dair ek kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının dava dışı şirketten temlik aldığı alacağın davalı kurumdan tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.İlk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, daha sonra, tarafların dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için, iki haftalık hak düşürücü süre içinde başvuru yapmadıkları gerekçesiyle, HMK’nın 20. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair 05.02.2018 tarihli ek karar verilmiştir.Davacı vekili, 05.02.2018 tarihli ek karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davadaki temel sorun, ilk derece mahkemesinin 29.11.2016 tarihli görevsizlik kararının davacı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.Dava dosyasının yapılan incelemesinde; ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının davacı vekili Av. .. adına tebliğe çıkarıldığı, tebligat çıkarılan adresin, avukatın dava dilekçesinde bildirdiği kendi adresi olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mahkemece, tebligat davacının avukatına çıkarılmıştır.Tebligat memuru tarafından tebliğ tutanağına basılan kaşeye göre; muhatabın, yani davacı avukatının “dışarıda işte olduğu” gerekçesiyle tebligatın, evrak almaya yetkili daimi çalışanına 07.09.2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili, tebligatı alan kişinin hukuk müşavirliği çalışanı olmadığını beyan etmekte ise de tebligat davacı vekilinin adresinde yapılmış, tebligatı alan çalışan kendi elindeki tebliğ alma kaşesini basarak tebligatı teslim almıştır. Kaşeyi elinde bulunduran çalışanın, tebligatı almaya yetkili olduğunun kabulü gerekir. Bu çalışanın hukuk müşavirliği elamanı olup olmadığı hususu, davacının kendi iç işleyişiyle ilgili bir husus olup tebliğ memurunun bu hususu araştırması beklenemez. Buna göre, Avukatlık Kanunu ve Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak, görevsizlik kararının davacı vekiline tebliğe çıkarıldığı, avukatın gösterdiği adreste TK’nın 21. maddesine uygun olarak tebligatın yapıldığı kanaatine varılmıştır.Görevsizlik karanının tebliğ tarihlerine göre, 12.11.2018 tarihinde kesinleştiği, taraf vekillerinin dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için HMK’nın 20. maddesinde gösterilen iki haftalık hak düşürücü süre içinde mahkemeye başvurmadıkları anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14/02/2019
KANUN YOLU : HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.