Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2079
KARAR NO: 2020/186
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2017/1061- 2018/483 E.K
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkilinin kiralayan sıfatı ile … Ltd. Şti. ile kira akdi yaptığını, müvekkilinin birikmiş kira alacağı sebebiyle yapmış olduğu icra takibine karşı davalı tarafından itiraz edildiğini, itirazın kaldırılması için Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1570 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali ile takibin devamı davası açıldığını, yine aynı şirketin kiralanan mecura vermiş olduğu zararlardan dolayı Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/288 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu yargısal süreç içerisinde şirketin tasfiye edildiğini ileri sürerek … Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili, müvekkilinin ihyası istenen şirketin tasfiye memuru olduğunu, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun gerçekleştirildiğini, davacı tarafın alacaklı olduğunu gösterir kesinleşmiş bir yargı kararının olmadığını, şirketin tasfiyesi sonrasında artı bir bakiye kalmadığını, bir takım ortakların şirketin borçları için kendi malvarlıklarından ödeme yapması neticesinde şirketin tasfiyesinin gerçekleştiğini, şirketin ihyasına karar verilmesi halinde dahi davacının alacağını elde etme imkanı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı Koaceli Ticaret Sicil Memurluğu vekili, müvekkilinin yasa ve yönetmeliğe uygun davrandığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, ayrıca dava açılmasına neden olunmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebileceği düzenlenmiş olup, davacının ihyası istenen şirket ile ilgili olarak Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1570 Esas sayılı dava dosyası ile Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline yönelik … Ltd. Şti.’ne dava açıldığını, bu davada şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin belirlenmiş olması, mahkemece şirketin ihyası konusunda süre verilmesi ve davacının yeniden ihya talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, bu tür davalarda ticaret sicil müdürlüğünün yasal hasım konumunda bulunduğundan ve dava açılmasına sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı iken fesholunan … Ltd. Şti.’nin; Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1570 Esas sayılı dosyası, Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/288 ve Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … ve Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Takip sayılı dosyaları ile sınırlı olmak üzere ticaret sicilde tescil ve ilanına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Tasfiye memuru vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; şirketin tasfiyesinin usulüne uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacının alacaklı olduğunıu gösterir kesinleşmiş bir yargı kararının bulunmadığını, işbu davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkin olup, şirketin sicil kayıtları celbedildiğinde, sicilden terkin edildiği ihtilafsızdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1570 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … Ltd. Şti. aleyhine Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline yönelik dava açıldığı, bu dava dosyasının 16/10/2017 tarihli ara kararında davacıya ilgili şirketin ihyası konusunda süre verildiği, davacı tarafından davalı aleyhine girişilen Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas ve Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyalarının bulunduğu görülmüştür. Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin 21/10/2016 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği ve bu tarihte şirketin sicil kaydının terkin edildiği, şirketin tasfiye memurunun … olduğu görülmüştür. Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketlerin terkin olmadan önce merkez adresinin Kocaeli olduğu, buna göre mahkemenin 6102 sayılı TTK’nun 547/1. maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1570 Esas sayılı dava dosyasında itirazın iptali davası açıldığı gibi şirket aleyhine girişilen icra takiplerin bulunduğu sabit olup, davacının bu taleplerinde haksız olduğu söz konusu davada değerlendirilecek bir durum olup, derdest olan bu dava ve icra takiplerinin devamı için gerekli olan taraf teşkilinin sağlanması bakımından tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdak karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tasfiye memuru vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.02.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç. maddesi uyarınca, talep, çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğundan, karar kesindir.