Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2078 E. 2020/276 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2078
KARAR NO : 2020/276
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2017
NUMARASI : 2011/183- 2017/1042 E.K
DAVANIN KONUSU: Bankacılık İşleminden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacılar vekili, müvekkillerinden … A.Ş.’nin 04.06.1994 tarihinde, Alanya’da bulunan ve dava dışı …. A.Ş.’nin kiracısı olduğu otelin üst katını talih oyunları salonu olarak işletmesi nedeniyle Turizm ve Kültür Bakanlığınca oyun makinaları katkı payı olarak istenen vergi ve sair harç işlemlerini karşılamak üzere binanın mük sahibi olarak …. Bankası’ndan alınan 200.000 USD tutarlı 10.01.1996 tarihli teminat mektubunun adı geçen bakanlığa verildiğini, daha sonradan yönetmelik değişikliği nedeniyle bu salonun kapatıldığını, ancak bakanlığın sözkonusu teminat mektubunun tazmini talep etmesi üzerine, müvekkillerinin bilgisi dışında ve ihbar yoluyla dahil edilmeyen İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 28.10.2009 tarih ve 2009/1930 E ve 2009/1393 K. sayılı kararıyla davalı …’nin 200.000 Usd teminat mektup bedelini 10.03.2005 tarihnden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödemesine karar verildiğini, kararın Ankara …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takibe konularak davalı …’den 403.934,77 TL’nin yasal faizi iele tahsilinin istendiğini, takip borçlusu davalı … tarafından 08.01.2010 tarihinde icra dosyasına 425.912,88 TL ödeme yapıldığını, tüm bu işlemlerin müvekkillerin yokluğunda ve bilgisi dışında gerçekleştiğini, davaya konu teminat mektubu tazmin bedelinin davalı … tarafından ödenmesine karşın, 27.01.2010 tarihli hesap kat ihtarının davalı banka tarafından müvekkillerine gönderildiğini, ihtarda 365.419,41 USD karşılığı 555.437,50 TL’nin ödenmesinin istendiğini, sözkonusu ihtarnamede, cari faiz oranının %40, temerrüt faizi oranının ise %80 olarak gösterildiğini, davalı banka ile yapılan finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi gereğince, sözkonusu teminat mektubu için 31.05.2003 tarihi itibariyle ödenmesi gereken komisyonun 9.000 USD olduğunun karara bağlandığını, 01.01.2002 tarihinden itibaren hesaplanan üçer aylık devre borcunun ödendiği, ayrıca 31.05.2003 (dahil) ve 05.01.2008 (dahil) tarihine kadar ki, davalı …’ye yapılan ödemelerin temlik eden TMSF tarafından temlik edilen davalı bankaya ödenmediğini, kaldı ki anılan sözleşmenin 7.3 maddesi gereğince, teminat mektubu komisyon oranının binde beş olarak belirlendiğini, bu oranın üzerinde ödeme istendiğini, teminat mektubunun tazmin edildiğini müvekkiline bildirmeyen davalıların zararın artmasına sebebiyet verdiklerini, esasen borçlu olunmayan ve icra tehdidi altında ihtirazi kayıtla fazladan ödenen 32.819,99 TL’nin davalılardan istirdatı gerektiğini ileri sürerek, 32.819,99 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve tahsilde tekerrür olmamak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, müvekkili TMSF’nin teminat mektubu düzenlemek, tazmin etmek gibi bankalara özgü faaliyetlerinin bulunmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, bu itirazın İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 2006/1930 E-2009/1393 K. sayılı dosyasında da ileri sürüldüğünü ve fakat müvekkili kurum aleyhine hüküm kurulduğunu ve icra dosyasına da müvekkili kurum tarafından ödeme yapıldığını, idare mahkemesinde görülen davada, davacı tarafından işletilen otelde Turizm Bakanlığı müfettişlerince yapılan incelemede, talih oyunları salonunun 1993,1994 ve 1995 yıllarında gerekli izinler alınmadan işletildiği tespit edildiğinden bu yıllara ilişkin olarak 507.000 USD katkı payı alınmasının öngörüldüğünü, bu tutarın teminat mektubundan tazmin edilmesi isteminin tazmin talebi mektup içeriğine uygun olmadığından müvekkili kurum tarafından reddedildiğini ve fakat idare mahkemesince bu red talebine ilişkin idari işlemin iptali ile teminat mektup bedelinin talep tarihinden itibaren tazminine karar verildiğini, bu kapsamda müvekkili kurum tarafından icra dosyasına ödeme yapıldığını, diğer müvekkili banka tarafından davacılara hesap kat ihtarı gönderildiğini, kat ihtarında, icra dosyasına yapılan ödemelere %40 akdi ve %80 temerrüt faizi işletmek suretiyle BSMV ve ihtarname masrafları ile birlikte toplam 461.556,11 TL’nin ödenmesinin istendiğini, fakat davacıdan 18.02.2010 tarihinde 434.596,73 TL tahsilat yapıldığını, eksik ödeme tutarı olarak hesaplanan 32.813,99 TL’nin davacından tahsilinin istendiğini, davacı tarafça da 22.02.2010 tarihinde bu tutarı ihtirazi kayıtla ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, kök ve ek bilirkişi raporlarının ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, anılan raporlarda da tespit edildiği üzere, davalı …’nin fiilen kredi kullandırma durumunun bulunmaması nedeni ile bankacılık faaliyetine dayalı bu işlem için talep edilecek faizlerin emsal faizler üzerinden istenebilmesinin mümkün olduğu kanaatine varıldığı, nitekim davalı … Bank tarafından mektubun tazmin döneminde nakit ticari kredilere genel olarak %40, temerrüt halinde ise %80 temerrüt faizi uygulanacağının davacıya keşide edilen Beyoğlu …. Noterliği’nin 27/01/2010 tarihli ihtarı ile bildirildiği, ihtar ile davacıya 24 saat süre verildiği ve ihtarın davacıya 09/02/2010 tarihinde tebliğ edildiği böylece davacının 11/02/2010 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı … tarafından 08/01/2010 ve 28.01.2010 tarihinde yapılan ödemeler tutarına temerrüt tarihine kadar %40 akdi faiz ve temerrüt tarihinden sonrası için %80 temerrüt faizi eklenerek ve davacı ödemeleri düşülmek suretiyle yapılan hesaplamada 22/02/2010 tarihi itibari ile davacı fazla ödemesinin 13.822,23TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 13.822,23 TL’nin, ödeme tarihi olan 22/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek değşik oranlardaki ticari avans faizi ile birlikte, davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; -teminat mektubu metninde” yasal yola gidilmeden ve lehtarın iznini almaya gerek kalmaksızın” muhatap tarafından ilk talep halinde ödemenin yapılacağı hususu açıkça yer aldığı halde, davalı …, mektup bedelini “teminat mektubunun, garanti ettiği riskin kapsamı dışında kalan borçlan kapsamadığı” gerekçesiyle ödemekten kaçınmış ve dava açılmasına sebebiyet verdiğini, bu bağlamda davalı idarenin kendi fiili ile sebebiyet verdiği masrafları borçlulardan istemek yetkisini haiz olmadığından, davalının ihtar masrafı dahil tüm masrafları kabul edilerek hesaplama yapılmasının doğru olmadığını,-mektubun tazmin döneminde nakit ticari kredilere genel olarak %40, temerrüt halinde de %80 temerrüt faizi uygulanabileceğine ilişkin değerlendirmenin hukuki dayanağının olmadığını, bu durumda dahi, 13.822,23 TL fazla tahsilat yapılmış olduğunun ortaya çıktığını, müvekkili şirket ile TMSF arasındaki ilişki ticarî kabul edilerek avans faizinin istenebileceği durumunda ise, fazla ödeme tutarının 29.260.93 TL olarak tespit edildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarımıza rağmen yasal faiz uygulanması halinde oluşacak tutar yönünden bir hesaplama yapılmadığını, yasal faiz dışında herhangi bir faiz oranının dikkate alınamayacağını,-TMSF ile … Yardımlaşma Kurumu arasında yapılan hisse devir sözleşmesi ile 01.01.1996 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin dosyaya sunulmadan, davaya konu teminat mektubu aslının ibrazı istenmeden ve müvekkili şirketlerin tarafı olduğu Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi hükümleri değerlendirilmeden hüküm tesis edildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. B-Davalılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili TMSF hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca müvekkilleri aleyhine harca hükmedilmesinin de 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 140/1 maddesi gereğince doğru olmadığını, müvekkilinin ödeme tarihi itibari ile davacının temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini, temerrüt tarihinin hatalı olarak değerlendirilerek yapılan hesaplamaya göre karar verildiğini, teminat mektubu işlemi bankacılık faaliyetine dayanan bir işlem olduğundan ve kredi sözleşmesi ile uygulanacak faiz oranları taraflarca belirlendiği için bankacılık faaliyetinde geçerli olan % 40 akdi ve % 80 temerrüt faizi istenmesinin mevzuata ve yapılan kredi sözleşmesine uygun olduğunu, davacı firmadan fazla faiz talebi ve tahsilinin söz konusu olmadığını, müvekkili TMSF kanun İle kurulmuş bir kamu kurulu olup tacir sıfatına haiz olmadığından avans faizine hükmedilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süreler içinde, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, taraflar vekilinin istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, unvanı Yaşarbak olarak değiştikten sonra yönetim ve denetimi TMSF’ye devredilen ve akabinde … A.Ş. ile birleştirilerek … çatısında toplanan … Bankası tarafından genel kredi sözleşmesi kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığına hitaben 10.01.1996 tarihli ve 200.000 USD bedelli ve davacı … A.Ş. lehine kesin teminat mektubu verildiği, diğer davacıların genel kredi sözleşmesinde kefil oldukları, davacı tarafından işletilen otelde Turizm Bakanlığı müfettişlerince yapılan incelemede, talih oyunları salonunun 1993,1994 ve 1995 yıllarında gerekli izinler alınmadan işletildiği tespit edildiğinden bu yıllara ilişkin olarak 507.000 USD katkı payı alacağının tahakkuk ettirildiği, davacı … A.Ş. tarafından Turizm Bakanlığınca tahakkuk ettirilen katkı payından dolayı borçlu olmadığının tespiti istemli 24.02.1998 tarihinde açılan menfi tespit davasının reddine karar verildiği, aynı davayla birleşen Bakanlık tarafından davacı … A.Ş. aleyhine açılan davada ise 507.000 USD katkı payı alacağının tahsiline karar verildiği, bu tutarın teminat mektubundan tazmin edilmesi isteminin davalı … tarafından tazmin talebinin mektup içeriğine uygun olmadığından reddedilmesi üzerine, idare mahkemesinde açılan davada, İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 2006/1930 E-2009/1393 K sayılı kararıyla idari işlemin iptali ile teminat mektup bedelinin talep tarihinden itibaren tazminine hükmedildiği, bu kapsamda davalı … tarafından icra dosyasına 08.01.2010 tarihinde 435.912,88 TL ve bakiye borç kaldığına dair muhtıra üzerine de 29.01.2010 tarihinde 3.965,27 TL ödeme yapıldığı, bu ödemelerin davacılardan rucüen tahsilinin istendiği, davacı şirket tarafından da davalı … hesabına 18.02.2010 tarihinde 434.596,73 TL ve ihtarizi kayıt altında 22.02.2010 tarihinde de 32.819,99 TL yatırıldığı ihtilafsızdır.Uyuşmazlık, davalı tarafın davacıdan 32.818,99 TL fazla tahsilat yatığı iddiası üzerinde toplanmaktadır.TMSF ile … arasında 09.08.2001 tarihinde hisse devir sözleşmesinin imzalandığı, aynı tarihte banka hisselerinin tamamının … devredildiği, daha sonra … A.Ş.’nin ortaklık yapısının değiştiği ve bankanın 18.06.2007 tarihinde …. N.V.’ye devredildiği, hisse devir sözleşmesinin 6. maddesinde TMSF’nin sorumluluğunun belirlendiği, bu sorumluluğun … A.Ş. ve bünyesinde birleştirilen bankaların devir tarihinden önceki dönemlerde gerçekleştirilen işlemleriyle ilgili olduğu, davalı … ve davacıların tarafı olduğu finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinin 6.1.1 maddesinin 2. bendinde, “31.05.2003 tarihine kadar alacaklılar tarafından bildirilmemiş herhangi bir riskin/alacağın sonradan ortaya çıkması halinde, bu alacakların ödeme planına dahil edilmeyeceği” denildiği, dosyaya sunulan “Net Grubu ABK-12 Toplantı Tutanağı” başlıklı sözleşmede ise teminat mektuplarından kaynaklanan risklere ilişkin yükümlülüklerin finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinin dışına alınmasına, iadeleri ya da tazminleri halinde tasfiyelerinin alacaklı bankalarca serbestçe belirlenmesinin hükme bağlandığı, bizzat davacının taraf olduğu 24.06.2004 tarihinde kesinleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1999/452 E. ve 2002/555 K. sayılı dosyası gereğince, teminat mektubu bedelinin ödenmesi gerektiği hususunun davacının bilgisi dahilinde olduğu gözetildiğinde, taraflar vekillerinin aşağıdaki bentler dışındaki sair istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dava konusu teminat mektubunun 10.01.1996 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden verildiği ihtilafsız olmasına karşın anılan kredi sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmediği, sözleşme ilişkisi çerçevesinde akdi ve temerrüt faiz oranlarının bu sözleşme hükümlerine göre tespit edilmesi gerekirken davalı bankanın teminat mektup tazmin tarihlerinde uyguladığı %40 akdi ve %80 temerrüt faiz oranları esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.O halde, uygulanacak faizin uyuşmazlığın banka teminat mektubunun tazmininden ve dolayısıyla ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanmış olması nedeniyle avans faizi oranı dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi gerekeceğinden ve bu bağlamda dosyada alınan denetime açık ek bilirkişi raporunda, avans faiz oranına göre belirlenen 29.260,93 TL fazla ödeme tutarının 22/02/2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir.Diğer yandan, davalılar 5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu halde aleyhlerine harca hükmedilmesi doğru olmadığından, kararın bu yönden de düzeltilmesi gerekmiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Taraflar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın Kısmen Kabulü ile 29.260,93 TL’nin, ödeme tarihi olan 22/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,2-5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca, davalılar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına; dava açılırken alınan yatırılan 487,40 TL peşin harcın, talep halinde, davacılara iadesine, 3-Davacılar tarafından yargılamada sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 565,80 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranlarına göre belirlenen 503,56 TL’lik bölümünün davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen4.389,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre belirlenen (vekalet ücretinin reddedilen kısmı geçemeyeceğinden) 3.559,06 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,6-Davacıların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra, resen iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden;
a-5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. maddesi uyarınca davalılar harçtan muaf olmakla, harç alınmasına yer olmadığına,b-Davacılar tarafından, istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına, 35,90 TL peşin istinaf harcının talep halinde iadesine,c-Davacılar tarafından istinaf yargılamasında sarfedilen 37,90 TL posta ve tebligat masrafının davalılardan alınarak davacılara verilmesine,d-Artan gider avanslarının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,8-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 05/03/2020 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.