Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2070 E. 2020/185 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2070
KARAR NO: 2020/185
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2018
NUMARASI: 2016/466- 2018/527 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi tarafından nakliyat emtia sigorta sözleşmesi ile sigortalanan sigortalı … A.Ş.’ne ait Dökme Gübre’nin (Üre), İnebolu Limanı’ndan gemiden tahliye sonrası fabrikaya davalı SS İnebolu Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi’nin sağladığı … plakalı diğer davalı … adına ruhsatlı araçla taşınması esnasında şoför …’nın aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde devrilmesi sonucunda 27.020 kg yükün dökülerek zayi olduğunu, 11.11.2015 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında belirtildiği şekilde, kazanın oluşumunda şoför …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, araçların hızların, aracın yük ve teknik özelliğine göre yol ve trafik durumunun gerektirdiği, şartlara uydurmamak 52/1-b maddesini ihlal ettiğinden kusurlu bulunduğunu, söz konusu kaza ve hasar nedeniyle zarar gören ürenin kullanılamaz hale geldiğini, müvekkili şirket tarafından 02.12.2015 tarihinde sigortalısına 20.617,16 TL tazminat bedeli ödendiğini, bu bedelin davalılardan rücen tahsili için girişilen icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davaya cevap dilekçesi sunmamış ve fakat bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçelerinde, tanzim edilen raporda dökülen gübrenin başka yerlerde kullanılıp kullanılamayacağının kullanılır ise malın bedelinin ne kadar edeceğinin araştırılmadığını, tespit edilecek bu bedelin düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava dışı sigortalı firma için taşıma işini üstlenen davalı koopretifin aracını kullanan davalı …’nın %100 kusuru ile trafik kazasına neden olduğu, taşımaya konu üre emtiasının zayi olduğu, emtianın kaza tarihindeki değerinin 20.535,20 TL olduğu, davacının bu bedeli davalılardan rücu edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 20.535,20 TL üzerinden kaza tarihinden takip tarihine kadar %10,50 avans faizi ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren %10,50 avans faizi ile birlikte devamına, %20 icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ile davalılar tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf sebeplerinde özetle; ekspertiz raporunda belirtilen 7.115 USD’nin kaza tarihindeki kur karşılığı 20.617,16 TL’nin ödendiğini, oysa ki hasar tazminat tutarının eksik hesaplandığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalılar, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince beyan ve savunmalarının alınmadan, tanıklarının dinlenmeden karar verildiğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, emtianın kısmen zayi olduğunu, zayi olmayan kısmın zarardan düşülmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE A-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca, miktar ve değeri 3.000 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi itibariyle 3.110 TL’ye baliğ olmuştur. İstinafa konu edilen miktarın 81,96 TL olması nedeniyle 07.05.2018 tarihli karar, davacı yönünden kesin niteliktedir. HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda, olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili, aynı Kanun’un 352. maddesi gereğince istinaf mahkemesince bir karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenlemeler karşısında, kunu yolu başvurusuna konu edilen kararın hüküm tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 346 ve 352. maddeleri gereğince, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
B-Davalıların istinaf başvurusu yönünden; Davacı vekili, sigortalısına ait emtianın kara yoluyla yurt içi taşımasının davalılar tarafından gerçekleştirildiğini, taşıma esnasında meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde taşımaya konu emtianın hasarlanması nedeniyle, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini iddia ederek, bu ödemenin rücuen tahsili için taşıyıcılar aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edildiği halde, duruşmalara icabet etmedikleri ve dava dosyasına yazılı cevap dilekçesi sunmamışlar ise de bilirkişi raporunun tebliğinden sonra davalıların rapora karşı beyanlarını içeren dilekçelerini dosyaya sunmuş oldukları ve dosyada usulüne uygun olarak taraf teşkilinin sağlanmış olduğu gözetildiğinde, davalıların bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Somut olayda, davalıların birlikte taşımanın tarafı olup, davalı …’ya kamyon ile dava dışı sigortalıya ait dökme halde gübre cinsi emtianın taşınması esnasında aracın sürücüsü davalı …’nın kusuru nedeniyle meydana gelen tek taraflı kaza neticesinde emtiaların zayi olduğu sabit olup, dosyada yer alan trafik kaza tespit tutanağı içeriğine göre, aracın tek taraflı kazaya karıştığı da gözetildiğinde, TTK’nın 875 -879 maddeleri kapsamında, işleten ve araç sürücüsü olarak davalıların birlikte hasardan sorumlu oldukları, TTK’nın 876. maddesi uyarınca, taşıyanın sorumluluktan kurtulma şartlarının varlığının davalılarca kanıtlanamadığından, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki değerlendirmesi yerindedir. Dosyadaki 25.11.2015 tarihli ekspertiz raporunda ise sigortalının Kastamonu’da bulunan fabrikasına … plakalı araçla sevk edilen 27.020 kg emtianın sefer esnasında kaza sonucu dökülmek suretiyle zayi olduğu, 21.11.2015 tarihinde yapılan eksptertizde, kaza yerinde toplanan 10 ton civarında mal olduğu görüldüğü, emtianın dökme halde üre olup, parke üretiminde kullanılan tutkal üretilmek üzere hammadde amacıyla ithal edildiği, bu nedenle kirlenen malın kullanım imkanının kalmadığı, zayi olan emtiaya ilişkin olarak sovtaj çalışmasında en yüksek teklifin 1.000 USD sigortalıdan alındığı ve bu bedelin hasarlı emtia bedelinden mahsup edilmiş olduğu bildirilmiştir. Bu durumda, ekspertiz raporunda da ifade edildiği üzere, zayi olan emtianın ekonomik bir değerinin bulunduğu ve en iyi sovtaj teklifinin de sigortalısı tarafından verildiği, 1.000 USD tutarındaki sovtaj bedelinin tazminat hesaplamasında dikkate alındığı görülmüş olduğundan, bu yöndeki istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Ne var ki dava konusu icra takibinde, 20.617,16 TL asıl alacak ve 658,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.275,50 TL’nin, asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte, tahsili istenmiş olup eldeki itirazın iptali davasında ise davacı, dava dilekçesinin talep sonucunda itirazın iptalini talep etmiş ve fakat harcını asıl alacak tutarı üzerinden yatırmış olduğundan itirazın iptalinin asıl alacak üzerinden değerlendirilmesi gerektiği gibi kabule göre de infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm fıkrasında, itirazın iptaline karar verilen işlemiş faiz tutarının gösterilmemiş olması da doğru değildir. Bu nedenle, kararın bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 352. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine; davalıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile istinafa konu kararın HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılarak yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan gerekçelerle, A-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; 1-İlk derece mahkemesinin hükmü HMK’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle, davacı yönünden miktar itibariyle kesin olduğundan davacı vekilinin istinaf dilekçesinin REDDİNE, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının talep halinde iadesine, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
B-Davalıların istinaf başvurusu yönünden; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulüne, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin, 20.535,20 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte tahsili için devamına, 2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin, alacak likit olmadığından reddine, 3-Alınması gerekli 1.402,76 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 352,09 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.050,67 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.464,22 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 5-Davacı tarafından yapılan (33,50 TL ilk masrafı+ 196,30 TL posta masrafı+ 1.800,00 TL bilirkişi ücreti =)2.029,80 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %99,60 kabul ) nazaran 2.021,68 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı tarafça yatırılan 352,09 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının davacıya iadesine, 8-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalılar tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 350,69 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde davalılara iadesine, b-Davalılar tarafından yatırılan 98,10 TL başvuru harç giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından, ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 9-Artan gider avanslarının yatıran tarafa iadesine dair; HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20/02/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.