Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2059 E. 2019/332 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2059
KARAR NO : 2019/332
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2017
NUMARASI : 2016/521 Esas – 2017/1037 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/04/2014 tarihinde “Patates Üretimi ve Satınalma Sözleşmesi’nin akdedildiğini, daha sonra ise işbu sözleşmenin devamı niteliğinde 23/12/2014 tarihli protokolün akdedildiğini, 01/04/2014 tarihli sözleşmede müvekkilinin net 4.000 ton patatesi davalıya teslim etmeyi taahhüt ettiğini, davalı alıcının maruz kalabileceği zarar ve ziyanı tazmin etmekte kullanılmak ve ayni avansı teminatı almak üzere müvekkili tarafından davalıya 800.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yanısıra 23.12.2014 tarihinde yapılan protokol kapsamında 400.000 TL bedelli teminat mektubunun verildiğini, sözleşme gereğince, yetiştirilecek ürünler için gerekli tohum, gübre ve ilaçların, ayni avans olarak davalı tarafça karşılandığını, ancak teslim edilmesi gereken tohum miktarının müvekkiline teslim edilmediği gibi, teslimi yapılan tohumların da kalitesinin düşük olduğunun hasat zamanı ortaya çıktığını, bu hususun davalı şirket çalışanlarınca da kabul edildiğini, sözleşmeye ilişkin ifa sürecinde, ilk dönemde (2014 yılı) ekim yapılan bölgede yaşanan kuraklık nedeniyle hasatta %50 civarında kayıp meydana geldiğini, bu kez 23.12.2014 tarihli protokole ilişkin ikinci süreçte (2015 yılı), aşırı yağışlar nedeniyle istenilen miktarda ürün elde edilemediğini, davalının sözleşmede mucbir sebep olarak öngörülen kuraklık ve aşırı yağış durumunu kabul etmelerine rağmen, bu durumun müvekkilinin borcun ifası aşamasında gözardı edildiğini, nitekim ilk dönemde 4.000 ton patates yerine 1.184 ton patatesin teslim edildiğini, teminat mektubunun bozdurulması tehdidi altında eksik kalan kısım için davalıya 218.884,17 TL ikame bedel ödendiğini, müvekkilinin teslim etmesi gereken patates miktarının tespitinde, ikame bedel miktarı ve kuraklık ve aşırı yağışlar göz önünde bulundurulmadığını, dolayısıyla müvekkilinin sözleşmedeki mucbir sebep maddesi gereğince sorumlu olduğundan fazla miktarda patates teslimine zorlandığı gibi, hem de fahiş ikame bedel ödemek zorunda kaldığını, ilk sözleşmenin devamı niteliğinde olan 23.12.2014 tarihli protokolün teminat mektubunun bozdurulması tehdidi altında imzalandığını, bu protokol gereğince, müvekkilinin sorumluluk miktarının 1.686 ton olarak belirlendiğini, bu seferde aşırı yağışların ürün kaybına yol açtığını, bu nedenle 913 ton ürünün davalıya teslim edildiğini, kalan kısım için ise iklimsel faktörler sebebi ile %50’lik kısım düşüldükten sonra kalan 285 ton için müvekkili şirketten 240.935,50 TL ikame bedel tahsil edildiğini, oysaki, yeni dönem için 1.686 ton üzerinden %50’lik iklimsel kaybın hesaplanması gerekirken eksik kalan 571 ton üzerinden hesaplama yapıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 240.935, 50 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacının 01/04/2014 tarihli sözleşme gereğince taahhüt ettiği 4.000 ton patatesten 2.886 tonluk kısmını eksik teslim ettiğini, eksik kalan patatesin ise yalnızca 1.686 tonluk kısmının ifası için taraflar arasında bir protokol akdedildiğini, protokolde ilk sözleşme uyarınca teslim etmeyi taahhüt ettiği net 4.000 ton patatesten 1.686 tonunun davacının kendi kusuru ile eksik teslim ettiğini kabul ettiğini, taraflar arasındaki protokolde davacının 1.484 tonluk patates teslim taahhüdünde bulunduğunu, ancak bunun sadece 913 tonluk kısmını teslim ettiği, bu nedenle kalan 571 tondan aşırı yağış durumu gözetilerek Türkiye avarajı %30 olmasına karşın iyi niyetli bir tutumla %50’si düşülerek eksik ton miktarı 285 ton kısmın taraflarınca spot piyasadan temin edildiğini ve ikame bedelin davacıya yansıtıldığını, davacıya teslim edilen tohumların ayıplı ve kalitesiz olmadığını, birinci ve ikinci ekim dönemlerinde oluşan iklimsel faktörlerin taraflarınca dikkate alındığını ve eksik ifa edilen patateslerin bir kısmının tolere edildiğini, davacının mücbir sebep iddiasının gerçeği yansıtmadığını, taraflarına yapılan herhangi bir mücbir sebep bildiriminin bulunmadığını, üründeki kaybın davacının kusurlarından kaynaklandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER 1-Taraflar arasında imzalanan 01.04.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve 31.12.2014 tarihine kadar geçerli olan 01.04.2014 Tarihli Patates Üretimi ve Satınalma Sözleşmesi:Bu sözleşmenin Genel Tanımlar başlıklı 1.7. maddesi: “Deprem, sel, fırtına, dolu, grev, lokavt, yangın, uzun süreli kuraklıklar, uzun süreli yağışlar ve Milli ya da bölgesel kontrolü mümkün olmayan hastalık kaynaklı ürün felaketleri, patlamalar, iç savaşlar, ayaklanmalar, askeri müdahaleler ve/veya resmi makamların emirlerine uymak gibi tarafların kendi insiyatif ve ihtiyatlarında olmayan ve kendilerinden kaynaklanmayan sebep ve koşullardır.” şeklindedir. Sözleşmenin 2.8. maddesi: “…Taraflar yalnızca, ekteki Tedarik Takvimindeki (Ek-1 de belirtilen 4.000 ton) net garanti miktarı kadar Ürünün alım/satımından sorumlu tutulur…Satıcı, mücbir sebepler dışında sayılan sebeplerden dolayı sözleşmede yer alan sorumluluklarını hiç veya sözleşmede belirtilen şekilde yerine getirmediğini, sözleşmede belirtilen net tonajı belirtilen zamanda teslim etmediği takdirde, Alıcı her türlü zararını (ayni avans bedeli temin edilmesi halinde harcadığı para bedeli, işçilik, depolama, nakliye vs. ve satış-kar kaybı vs. ancak bunlarla sınırlık olmamak üzere tüm zararını) Satıcı’dan aldığı teminatı nakde çevirmek üzere tazmin edecektir. Teminatın yetersiz kalması halinde Satıcı’nın hakedişlerinden de ilgili tutarlar mahsup edilebilir…” şeklindedir. Sözleşmenin 2.15. maddesi: “…Satıcı tarladaki ürünleri kayıtsız ve şartsız olarak Alıcı için üretmektedir. Yetiştirilecek ürünler için gerekli tohum, gübre ve ilaçlar ayni avans olarak Alıcı tarafından verilmiştir…” şeklindedir. Sözleşmenin 9.1. maddesi: “…Mücbir sebepler nedeniyle Satıcı, Sözleşme’de yer alan garanti ürün üretme taahhüdü yerine getirememekten ve Alıcı’dan sözleşmede yazan garanti ürün miktarını satın almaktan sorumlu olmayacaktır. Ancak, mücbir sebebe maruz kalan taraf, derhal diğer tarafa bu durumu, oluştuğu anda, etkilerini ve tahmini süresini yazılı delilleriyle birlikte ihbar edecek ve bir an önce mücbir sebep etkilerini bertaraf etmek ve vazifelerini eskisi gibi ifa etmek için her türlü çabayı gösterecektir…” şeklindedir.Sözleşmenin 9.3. maddesi: “Ancak tabii afet zararının üretim alanının sadece bir kısmında olması veya kısmi verim düşüklüğü yapması durumunda Satıcı ve alıcı işbu sözleşme esasları ve şartlarına aynen uyacaktır.” şeklindedir. Sözleşmenin 4.2. maddesi: “Satıcı, Alıcı’nın yazılı onayı olmaksızın başka kaynaklardan ayni avans almayacak ve bu sözleşme konusu tarlalarda kullanmayacaktır. Aksi takdirde, Alıcı sözleşmeyi tek tarafılı ve haklı nedenle feshedebilecek ve bu nedenle uğradığı veya uğrayacağı her türlü kayıp ve zararı Satıcı’dan tazmin edebilecektir.” şeklindedir. Sözleşmenin 4.7 maddesi: “Satıcı ve/veya yetkilendirdiği kişi, Alıcı tarafından sevk edilen ayni avansları kontrol ederek teslim alacaktır. Tohumlar Alıcı tarafından kalite ve miktar bilgilerini içeren gönderme sertifikası ile sevk edilecektir. Satıcı aynı avansları teslim alırken miktar ve kalite ile ilgili bir problem tespit ederse ayni avansları teslim almayıp derhal Alıcı teknik ekibine yazılı olarak haber verecektir. Bu bildirimin ardından tarafların teknik ekipleri birlikte konuyu değerlendirecek ve sonuçlandıracaklardır. Tohumların Satıcı tarafından teslim alınması ve teslim alınmasından sonra 3 gün içinde herhangi bir yazılı bildirim yapılmaması halinde Alıcı, Satıcı’ya teslim etmiş olduğu tohumlardaki açık ve/veya gizli hiçbir nevi ayıp, hasar ve bunlardan kaynaklanabilecek zararlardan ötürü sorumlu olmayacaktır.” 2-Taraflar arasındaki imzalanan 23.12.2014 tarihli Protokol: Bu protokolün konusunun ise; “Taraflar arasında 01/04/2014 tarihinde imzalanan ve 31/12/2014 tarihinde sona erecek olan Patates Üretimi ve Satınalma Sözleşmesi, TS. 2014/00’ün eksik kalan 2.886 Ton üründen … Gıda’nın kusuru nedeniyle eksik kalan 1.686 tonunun, aşağıda yer alan şartlarla temin edilecek şekilde 31/12/2015 tarihine kadar uzatılması…” olduğu, “Protokolün Hükümleri” başlıklı 3. bendin 1. maddesinde; “İşbu Protokol ile … Gıda, sözleşme uyarınca teslim etmeyi taahhüt ettiği net 4.000 ton patatesten kendi kusuru nedeniyle eksik teslim ettiği 1.686 ton patatesin 1.484 tonunu, Antalya bölgesinde ekiliş yapmak suretiyle taze kullanılmak üzere, 03/05/2015 tarihinden itibaren 675 TL/T fiyat ile en geç 20/05/2015 tarihine kadar …’e teslim etmeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklindedir. Protokol’ün 4. maddesinde ise; “Kalan bakiye, ikame bedeli olarak 216.717,00.-TL, … tarafından … Gıda’ya fatura edilecektir. Bu fatura bedeli, … Gıda’nın 20/05/2015 tarihine kadar Frito Lay’e teslim etmeyi taahhüt ettiği 1.484 ton patates hakkedişinden mahsup edilecek olup…” şeklindedir. 3-Davalı tarafından davacıya düzenlenen 26.06.2015 tarihli “İkame bedeli (286 ton) 119,275,00 TL ve İkame bedeli (286 ton) 119,275,00 TL”açıklamalı 240.935,50 TL bedelli faturanın ve 01.12.2014 tarihli “Spot alım fiyat farkı-ikame bedeli” açıklamalı 218.884,17 TL bedelli faturaların davacının cari hesabından düşüldüğü görülmüştür.4-Davacı tarafından davalıya gönderilen sevk irsaliyeleri, e-mail dökümleri5-Bilirkişi kök ve ek raporları.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın patates tedarik sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere davalı alıcıya verilen teminat mektuplarının haksız olarak nakte tahvil edildiğinden bahisle istirdadı istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında 01/04/2014 tarihli bir Patates Üretimi ve Satınalma Sözleşmesi ve ayrıca 23/12/2014 tarihli bir protokolün akdedildiği, davacı tarafça davalıdan temin edilen tohumların eksik hasada sebep olduğu ileri sürülmüş ise de; bu iddiasını ispat edemediği gibi, protokolün teminat mektubunun nakte tahvil tehdidi altında imzalandığını kanıtlayamadığı, beklenmeyen iklim şartlarından dolayı üretim düşüklüğü yaşandığı taraflar arasında ihtilafsız olduğu, protokolde iklim şartlarından kaynaklı davacının elinde olmayan nedenlere dayalı üretim düşüklüğü nedeniyle yapılması gerekli indirimin teslim edilen patateslerin mahsubu sonucu bakiye miktar üzerinden yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, teslimi taahhüt edilen 1484 ton patates üzerinden %50 iklim şartlarından kaynaklı üretim düşüklüğü sebebine dayalı indirime gidildiğinden teslimi gereken patates miktarının 742 ton olduğu, davacı tarafça ise 913 ton patatesin teslim edildiği, ayrıca mübrez raporda üretim düşüklüğünün davacının önleyemeyeceği üretim düşüklüğünden kaynaklandığının mütala edildiği, dolayısıyla mücbir sebepten kaynaklı sorumluluğun davacıya yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne ile, 240.935,50 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Eksik ifanın davacının kusurundan kaynaklandığını, davacıya üretim için verilen tohumların sertifikalı olduğunu, iklimsel faktörlerin dikkate alındığını, iklim şartlarının sebebiyet verdiği ürün kaybı konusunda Türkiye averajı %30 olmasına karşın iyi niyetli bir tutumla %50’si düşülerek, eksik teslim edilen 285 tonluk kısmın spot piyasadan karşılandığını, aradaki fiyat farkının davacıya yansıtıldığını, mücbir sebebin bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; verim düşüklüğünün kalitesiz tohumdan ve davalının verdiği talimatlardan kaynaklandığını, ayrıca iklimsel faktörlerin etkili olduğunu, mücbir sebebin davalının da kabulünde olduğunu, ürün kaybında müvekkiline atfı kabil kusurun bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalıya üretim süreci ile bilgilendirdiğini ve gerekli ihbar ve bildirimleri yaptığını belirterek, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı tarafça davacı adına düzenlenen ve teminat mektubunun nakde çevrileceği tehdidiyle davacıdan tahsil edilen, 26.06.2015 tarihli “İkame bedeli (286 ton)”açıklamalı 240.935,50 TL bedelli faturanın haksız olduğu iddiasıyla, bu tutarın geri tahsili için açılmış bir alacak davasıdır. Taraflar arasında önce 01.04.2014 tarihli sözleşmenin imzalandığı, davacının bu sözleşme uyarınca yaptığı taahhüde nazaran eksik ürün teslim etmesi üzerine, bu eksik ürünün temini amacıyla taraflar arasında bu kez 23.12.2014 tarihli protokolün imzalandığı ihtilafsızdır. Taraflar arasında iş bu davaya konu uyuşmazlığın, bu son protokol uyarınca teslimi gereken miktarda patates teslim edilmemesi üzerine, eksik ürünün piyasadan temini fiyatıyla sözleşmedeki fiyat arasındaki farkın davalı tarafça davacıya fatura edilmesinden ve bu tutarın, davacının teminat mektubunun nakde çevrileceği tehdidi ile davacıdan tahsil edildiği iddiasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dilekçesinde ve aşamalarda davalı tarafça teslim edilen patates tohumlarının kalitesi ile ilgili iddialar ileri sürülmüş ise de uyuşmazlıkta bu iddiaların bir etkisi bulunmamaktadır. Çünkü davacının dava dilekçesindeki alacak talebine konu olayda, davalının iklim şartlarıyla yaptığı indirimi, sözleşmeye göre teslimi gereken ürün miktarı üzerinden yapması gerekirken, davacının aleyhine olarak, teslim edilen ürün miktarı üzerinden yaptığı ve davaya konu faturanın bu nedenle düzenlendiği iddiası ileri sürülmektedir. Taraflar arasında imzalanan son protokol, ilk sözleşmenin devamı niteliğindedir. İlk sözleşme olan 01.04.2014 tarihli sözleşmenin 2.8.maddesine göre, mücbir sebeplerin neden olduğu ürün kaybı, teslimi gereken ürün miktarından düşülecektir. Nitekim gerek ilk sözleşme uyarınca yapılan ürün teslimi sırasında gerekse davaya konu protokol uyarınca yapılan ürün teslimi sırasında, davacının teslim etmesi gereken ürün miktarı belirlenirken kuraklığın ve aşırı yağışların sebebiyet verdiği ürün kaybının düşüldüğü ve buna göre davacıya borç çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına ve alınan bilirkişi rapor içeriklerine ve taraf beyanlarına göre yapılan değerlendirmede: 23.12.2014 tarihli protokole göre davacının teslim etmesi gereken patates miktarı 1.484 Ton olarak belirlenmiştir. Ancak davacı tarafından davalıya 913 Ton patates teslim edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşmedeki miktara göre 571 Ton eksik teslimat yapılmıştır. Ancak davacı, ürün eksikliğinin mücbir sebepten yani iklim koşullarından kaynaklandığını ileri sürmüştür. Davalı taraf da iklim koşullarının sebebiyet verdiği kaybın %50 olduğunu benimsemiş, ancak %50 oranındaki indirimi, davacının teslim etmesi gereken toplam miktar olan 1.484 Ton üzerinden değil, eksik ürün miktarı olan 571 Ton üzerinden yapmış ve böylece davacının 285 Ton eksik teslim yaptığı gerekçesiyle, 285 Ton patatesin spot piyasadan temin edilen fiyatı ile sözleşmedeki fiyat arasındaki farkı 240.935,50 TL olarak davacıdan tahsil etmiştir. Sözleşme uyarınca mücbir sebep ihbarının usulüne uygun yapılıp yapılmadığının bir önemi bulunmamaktadır. Çünkü her iki taraf, aşırı yağış yani iklim koşulları nedeniyle indirim yapılması gerektiği konusunda hemfikirdir. Mahkemece bilirkişi kuruluna dahil edilen ziraat yüksek mühendisi bilirkişi de iklimsel faktörlerin ürün kaybına sebebiyet verdiğini bilimsel olarak tespit etmiştir. Bu konuda teknik açıklamalar 09.08.2017 tarihli ek raporda ve 15.02.2017 tarihli bilirkişi kök raporunda yapılmıştır. Davalı taraf protokol uyarınca teslimi gereken ürünle ilgili olarak, mücbir sebep niteliğindeki iklim koşulları nedeniyle %50 oranında indirim yapmayı uygun görmüş olmakla birlikte bu indirimi, teslim edilmesi gereken toplam miktar üzerinden yapmamış, eksik kalan kısım üzerinden yaparak davacıyı borçlandırmıştır. Oysa, iklim koşullarının %50 oranında yarattığı ürün kaybının, sözleşmeye göre teslimi gereken toplam miktar üzerinden düşülmesi gerekir. Eğer iklim koşulları üretimi %50 oranında azaltmışsa, sözleşme hükümlerine göre mücbir sebep niteliğindeki bu olgun nedeniyle, davacının teslim etmesi gereken tutardan %50 oranında indirim yapılması sözleşmeye yansıyan taraf iradelerine uygun olacaktır. İndirimin toplam edim üzerinden değil, eksik kalan kısım üzerinden yapılmasının sözleşmede bir dayanağı yoktur. Davalının bu konudaki savunması ve istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre yapılan değerlendirmede; protokol uyarınca davacının davalıya teslim etmesi gereken ürün miktarı 1.484 Ton olup iklim koşulları nedeniyle %50 oranında yapılan indirim sonucu davacının ürün teslim borcunun 742 Tondan ibarettir. Davacının, protokol uyarınca davalıya 913 Ton ürün teslim ettiği sabit olduğuna göre davacının sözleşmeden doğan tüm edimini bütünüyle yerine getirdiği sonucuna varılmaktadır. Davacı tüm edimini yerine getirdiğine göre ve eksik teslim bulunmadığına göre davalının davacıya fiyat farkı faturası düzenlemesinin bir dayanağı bulunmamaktadır. Davalının davacıdan 240.935,50 TL’yi haksız olarak tahsil ettiği sonucuna varılmaktadır. İlk derece mahkemesinin bu konudaki tespitleri isabetli bulunmuştur. Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre, davalı tarafından tanzim edilen fiyat farkı faturasının davacının ticari defterlerine kaydedildiği anlaşılmakla birlikte bu husus, Dairemizin çoğunluğu tarafından sonuca etkili görülmemiştir. Çünkü taraflar arasında yapılan E-Mail yazışmalarında da davacının vurguladığı üzere, protokol uyarınca davalıya verilen teminat mektubunun nakde çevrilmesini önlemek amacıyla davacının bu faturayı kabul etmek durumunda kaldığı, teminat mektubunun yarattığı riskin ortadan kalkmasından sonra bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, davalı taraf, herhangi bir dayanağı bulunmadığı halde iklim koşullarının yarattığı ürün kaybını toplam teslimi gereken ürün miktarından düşmeyip eksik kalan kısım üzerinden düşmek suretiyle, tarafların sözleşmeye yansıyan iradelerine aykırı olarak davacıyı borçlandırdığı anlaşılmaktadır. Davacının kendi ticari itibarını düşünerek, teminat mektubunun nakde çevrilmesini önlemek amacıyla davalının faturasını kabul edip defterlerine işlemesi tedbirli bir tacirin davranışı olarak kabul edilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 12.311,90 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07.03.2019 tarihinde, oy çokluğuyla ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
Muhalefet Şerhi : Davacı, 01/04/2014 tarihli “Patates Üretimi ve Satınalma Sözleşmesi ve bu sözleşmenin devamı niteliğindeki 23/12/2014 tarihli protokol gereğince davalıya teslimi taahhüt edilen ürünün eksik yerine getirildiğini, bunun nedeninin davalının verdiği kalitesiz tohumlardan ve sözleşmede mucbir sebep olarak öngörülen aşırı kuraklık ve yağışlardan kaynaklandığını, protokol kapsamında eksik teslim edilen ürünler nedeniyle davalının ikame bedel adı altında 240.935,50 TL bedelli faturayı düzenleyerek cari hesap alacağından tahsil ettiğini, ikame bedelde kuraklık ve aşırı yağışların göz önünde bulundurulmadığını, fahiş ikame bedel ödemek zorunda kalındığını iddia ederek haksız olarak tahsil edilen fatura bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Somut olayda uyuşmazlık, davalının davacıya düzenlemiş olduğu 26.05.2015 tarihli 240.935,50 TL bedelli faturadan kaynaklanmaktadır.Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundan ve gerekse davacı tarafça dava dilekçesinin ekinde sunulan davalı şirkete ait cari hesap dökümünden, dava konusu 26.06.2015 tarihli 240.935,50 TL bedelli faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür.TTK m. 21/II hükmüne göre, bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş olur. Bu durumda, fatura içeriği -borç tutarı, mal ve hizmet miktarı, türü vb.-kayıtların kabul edilmesi sonucunu doğurur.Hal böyle olunca, somut olay bakımından, itiraza uğramayan ve ticari defterlere de kaydı yapılan faturanın sonradan sözleşmeye aykırı olarak düzenlendiği iddiası dinlenemeyeceğinden ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden sayın çoğunluğun kararına muhalifim.