Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2049 E. 2020/721 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2049
KARAR NO : 2020/721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2018
NUMARASI : 2016/579E. 2018/694K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Şirket Hisse Devrinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili ile davalı arasında Bakırköy …. Noterliği … yevmiye nolu 21/04/2009 tarihli Şirket Hisse Devri Sözleşmesinin akdedildiğini, işbu sözleşme ile davalının, … San. Tic.Ltd.Şti.’ndeki hissesini bütün aktif ve pasifiyle devri konusunda tarafları anlaştıklarını, daha sonra yaptıkları araştırmada, sözleşmenin 4. maddesine göre devir ve tescil işlemlerinin yapılabilmesi için gerekli yasal işlemlerin yapılmadığı gibi yapılmasının da mümkün bulunmadığını, ayrıca TTKNnın 520. maddesi gereğince ortaklar pay defterine tescil için gerekli olan ¾ çoğunluk sağlanmadığını ve sağlanmasının da mümkün bulunmadığının ortaya çıktığını, sözleşme gereğince devir bedelini nakten ve tamamen almasına ve hissesini de noterden devretmesine rağmen davalının, aynı şirket hissesini üçüncü şahıs …. Bakırköy …. Noterliği 09 Şubat 20015 tarih ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile nominal değerden devrettiğini, şirket hissesini devralan üçüncü şahsın şirkete başvurarak işbu hisseyi kendi adına tescil ettirdiğini, aradan yaklaşık 2 yıl geçtikten sonra değişen ve gelişen piyasa şartlarında hastane ruhsatlarının kısıtlanması sebebiyle müvekkiline satılmış olan hisselerin asgari değerinin 60.000 TL olduğunu, işbu sebeplerden dolayı davalı Aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile bu değerin tahsili için davalı aleyhine ilamsız icra takibinin başlatıldığını, borçlu- davalının takibe haksız ve mesnetsiz olarak itirazda bulunduğunu belirterek, icra takibine vaki haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranındaki icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; takip alacaklısı şirkete, müvekkili tarafından TTK’nın 598. maddesine uygun bir şekilde yapılan bir hisse devrinin ve tescilin söz konusu olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacı tarafın iddiası doğrultusunda devrin yapıldığı kabul edilse dahi kanunen aranan resmi şekil şartı olan ticaret siciline başvurunun yapılmadığını, dolayısı ile söz konusu hisse devrinin gerçekleşmediğini, devre konu olduğu iddia edilen hisselerin değerinin 60.000,00 TL olmadığını, söz konusu hisselerin hastane tarafından müvekkilinin eşinin ismi yaşatıldığı için sembolik olarak verilmiş hisseler olduğunu, devre konu olduğu iddia edilen hisselerin değerinin 750,00 TL olduğunu, nitekim hem davacı ile 21.04.2009 tarihinde imzalanan Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi hem de dava dışı … ile 09.02.2015 tarihinde imzalanan Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesinde devir bedelinin 750,00 TL olduğunu, davacı … hizmetleri firmasının 21.04.2009 tarihli sözleşmeye konu hisse devrinin karşılığı olan 750,00 TL bedelinin müvekkiline ödenmediğini, söz konusu bedelin altı senedir ödenmemesi ve anlaşmaya konu hissenin davacı şirket tarafından tescilinin yapılmaması neticesinde söz konusu hisselerin dava dışı …. yine aynı bedel olan 750,00 TL’ye devredildiğini ve tescil edildiğini, davacının müvekkiline 60.000,00 TL ödeme yaptığına dair davacının sözlü beyanı dışında en ufak bir kanıtın da bulunmadığını, kaldı ki davacının iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte pek çok Yargıtay kararı ile sabit olduğu üzere kişinin kendi muvazaasına dayanmasının mümkün olmadığını belirterek, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası üzerinden 60.000 TL asıl alacak miktarı ile takip başlatıldığı, davalı tarafın süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu, ve davacı tarafından 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı taraf davalı ile aralarında Bakırköy ….noterliğinin … yevmiye numaralı 21/04/2009 tarihli şirket hisse devri sözleşmesinin yapıldığını, iş bu sözleşme ile davalının dava dışı …San ve Tic Ltd Şti deki hisselerinin devri konusunda anlaştıklarını, davalı tarafa günün şartlarına göre gerçek hisse bedelinin ödenmediğini, TTK’dan kaynaklanan çoğunluğun sağlanamaması nedeni ile hisse devrinin devri ve tescilinin sağlanamadığını, daha sonra davalının hisselerini üçüncü bir kişiye sattığını ve tescil ettirdiğini, bu nedenle hisse devri nedeni ile davalı tarafa ödediği güncel hisse bedelinin talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı taraf ise cevap dilekçesinde ticaret sicile başvuru şartının yerine getirilmemiş olması nedeni ile hisse devrinin gerçekleşmediğini, devre konu hissenin değerinin 60.000 TL olmadığını devri yapılan %1 lik hissenin değerinin 750 TL olduğunu, bu durumun ticaret sicil gazetesinde açıkca görüldüğünü ve yapılan devir sözleşmesinde de devir bedelinin 750 TL olduğunu bu bedelinde kendilerine ödenmediğini, tacir olan davacının gerçekte ödediği bedeli yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği ancak bu durumu ispat edemediğini ve geçersiz olan hisse devrinden 6 yıl sonra bu şekilde bir talebin hayatın olağan akışına aykırı olduğundan bahisle davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. Tüm dosya incelendiğinde Mahkeme davanın reddine… ” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, huzurdaki davada ilk derece mahkemesinin dosya içerisinde yer alan delil ve belgeleri hiçbir şekilde değerlendirmediğini, davalı tanığının davalı tarafından hissesinin davacıya bedelsiz satıldığı konusunun gerçeği yansıtmadığını, davalı tanığı … %39 hissesinin müvekkili tarafından bir hisse bedeli 35.000 TL olarak devralındığını, bu hisse devrine yönelik noterde düzenlenen Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesinde de bir hisse bedelinin 750 TL olarak gösterildiğini, buna ilişkin sözleşmelerinin de dilekçeleri ekinde sunduklarını, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇ Dava, noterde düzenlenen limited şirket hisse devri sözleşmesi ile davalıdan satın alınan hisselerin, davalı tarafından üçüncü kişiye devredilip ticaret siciline tescil edildiği, davalının ticaret sicilinde hisseleri devir borcunu yerine getirmediği iddiasına dayalı olarak, devre konu hisselerin gerçek piyasa değerinin tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı dava dilekçesinde Bakırköy …. Noterliğinin 09.02.2015 tarihli … yevmiye numaralı limited şirket pay devri sözleşmesi ile davalının … Ltd.Şti.’ndeki hisselerini satın aldığını, davacı şirket tarafından gerçek hisse bedelinin ödenmiş olduğunu, ancak sonrasında davalı tarafın söz konusu hisseyi yine noterden yapılmış bulunan başka bir sözleşme ile dava dışı üçüncü bir şahsa devrettiğini ve bu devre ilişkin tescil işlemininde gerçekleşmiş olduğunu beyan etmiş ve hisse devir borcunu yerine getirmeyen davalıdan, devir sözleşmesine konu hisselerin gerçek değerinin tahsili için ilamsız icra takibine girişmiştir.İlk derece mahkemesince, yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; hisse devir tarihinde yürürlükte olan 6762 sayı eTTK’nın 520/son maddesi uyarınca, hisse alım satımının tarafları açısından noterde yapılan sözleşme geçerli olup bu sözleşmeye konu pay devrinin şirket kayıtlarına geçirilmemesi, devrin sadece dava dışı şirkete karşı ileri sürülmesine engel olacaktır. Bakırköy ….. Noterliğinin 09.02.2015 tarihli … yevmiye numaralı limited şirket pay devri sözleşmesi incelendiğinde; hisse devir bedelinin nakten ve tam olarak alındığının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 520/son maddesi uyarınca hisse alım satımının tarafları açısından noterde yapılan sözleşme geçerli olup bu sözleşmeye konu pay devrinin şirket kayıtlarına geçirilmemesi devrin sadece dava dışı şirkete karşı ileri sürülmesine engel olacaktır. Bu hukuki düzenleme dikkate alınmadan, ilk derece mahkemesince, devir sözleşmesinin hangi nedenle geçerli olmadığı somut gerekçelerle ortaya konulmadan karar verildiği görülmektedir.Somut uyuşmazlıkta itilaf konusu, az yukarıda bahsi geçen davacıya yapılan devir sözleşmedeki devir bedelinin tespitine yönelik değildir. Davacı, kendisine noterde devri kararlaştırılan hisselerin, gerçek piyasa değerini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davadaki talep ışığında hukuki değerlendirme yapılması gerekirken, dosya kapsamına uymayan gerekçeyle ve dosyadaki deliller talep bağlamında değerlendirilmeden karar verilmiştir. HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir. Somut olayda ilk derece mahkemesinin gerekçesi, dava dilekçesindeki taleple uyumlu olmadığından ve deliller bu talep bağlamında değerlendirilmeden karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1 a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.09.07.2020