Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2038 E. 2020/723 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2038
KARAR NO : 2020/723
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/06/2018
NUMARASI : 2016/102E. 2018/694K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili şirket yetkililerinden … davalı … Tic. Ltd. Şti.’nde 1990 yılında teknisyen olarak çalışmaya başladığını, … ise 2001 tarihinde yazılım uzmanı olarak işe başladığını, … davalının işyerindeki çalışmasını, 10/02/2006’da, … çalışmasının ise 27/01/2006 tarihinde sonlandırdığını, müteakiben … ve …, müvekkili şirket …San. Tic. Ltd. Şti.’ni 21/02/2006 tarihinde kurarak ticaret siciline kaydını yaptırdıklarını, müvekkili şirket yetkililerinin çalışmış oldukları … Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisinin …, eski ortakları ise … Tic. Ltd. Şti. olduğunu, … hakkında Kartal 3. Sulh Ceza – İstanbul (Kapatılan) Anadolu 14. Sulh Ceza – Mahkemesinin 09/02/2011 tarih ve 2008/942 E. – 2011/94 K. karar sayılı ilamı ile eski çalışanları ve müvekkili şirket yetkilileri … tehdit etmekten dolayı 25 gün hapis ve yine müvekkili şirket yetkililerine sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçunu işlemekten dolayı hakkında 1.000,00 TL adli para eczası ile cezalandırılmasına karar verildiğini ve anılan hükmün 5 (beş) yıl süre ile ertelendiğini, 16/02/2011 tarihinde ise davalı şirket yetkilisi … hakkında kurulan hükmün kesinleştiğini, dava dışı müvekkili şirket yetkilileri hakkında İstanbul 71. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2015 tarih ve 2014/136E. – 2015/144K. sayılı ilamıyla beraat kararı verildiğini, davalı şirket ve yetkilileri/ortakları müvekkili şirkete ve yetkililerine verdikleri bu kadar zararla da yetinmeyerek 20/11/2015 tarihinde İstanbul 1. Fikrî Sinaî Haklar Hukuk Mahkemesine verdikleri dilekçe ile …San. Tic. Ltd. Şti.”nin kurucuları ve hâlihazırda da yegâne ortaklı olan … davalının eski çalışanları olduğunu, bünyelerinde çalıştıkları dönemde yazılım (software) uzmanı olarak çalışan … ile donanım (hardware) uzmanı olarak çalışan … davalı şirketin 2006 yılı öncesinde çek otomasyon hizmeti vermekte olduğu … Bankası A.Ş. ile ilişkilerini yürüten ve bu projenin teknik servis desteğini sağlayan teknik ekibi olarak görev yaptığını, … San. Tic. Ltd. Şti.’nin … Bankası A.Ş. dışındaki bazı bankalara da … Referansıyla çek otomasyon projesi teklifleri götürmeye başladığının öğrenildiğini, davalı firma yetkililerinin bu süreçte … San. Tic. Ltd. Şti.’nin diğer bankalara pazarlamaya çalıştığı yazılımı bizzat inceleme fırsatını tesadüfen elde ettiğini ve inceleme neticesinde bu yazılımın davalıya ait kaynak kodlarla oluşturulduğunun açıkça anlaşıldığını, davalı şirketin maksadının, müvekkili şirketin sırrı olan yazılım kodlarını ele geçirmek ve müvekkili şirketi müşterileri nezdinde küçük düşürmek olduğunu, haksız tespit nedeniyle de bu emellerine ulaşarak müvekkili şirket yazılımına vâkıf olduklarını ve müvekkili şirketin müşterisi … Bankası A.Ş.’nin şirket merkezindeki bilgisayarlardan da imaj aldırarak müvekkili şirketi zan altında bıraktıklarını, davalının … Bankası A.Ş.’de yaptırdığı haksız tespitin, müvekkili şirketin müşterileri tarafından da duyulduğunu ve müvekkili şirket yetkililerinin müşterilerine İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/90 D.İş sayılı dosyasından tanzim edilen bilirkişi raporuyla kendilerine kurdukları sistemlerin özgün tasarımları olduğunun belirlendiğini açıklamak zorunda kaldıklarını belirterek, davalının TTK’nın haksız rekabet hükümlerim ihlâl elmesi nedeniyle 60.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirketin, delil tespiti talebi dilekçelerinde de açıkladıkları üzere, kendi yazılımları (çek otomasyon programı ) üzerindeki fikri hakları korumaya çalıştıklarını,1992 yılından beri teknoloji-bilişim şirketi olarak çalışan müvekkili şirketin faaliyetleri arasında bankalar için çek bilgi girişi ve elektronik arşivleme (…) ya da kısa deyişiyle “çek otomasyon sistemi” kurup işletmenin de bulunduğunu, müvekkili şirketin sistemi kurduğu her bankaya en az “bir donanım (hardware) ve bir yazılım (software) uzmanı”ndan oluşan bir teknik ekip tahsis etmek zorunda olduğunu, davacı yetkilileri/ortakları … müvekkilinin eski çalışanları olduğunu, müvekkilinin eski müşterisi … Bankası’nın çek otomasyon sisteminin geliştirilmesi- güncellenmesi ile teknik servis hizmetinin sağlanması ve bu banka ile ilişkilerin yürütülmesi için görevlendirilen teknik ekibi oluşturduklarını, müvekkilinden habersizce başka bir bilişim şirketi kurmaya başladıklarının öğrenilmesi üzerine bu kişilerin hizmet akitlerine 2006 yılının Şubat ayı başında son verildiğini, aradan 15 gün bile geçmeden de bu şahısların davacı şirketi kurduklarının öğrenildiğini, ne var ki bu noktaya kadar basit bir iş hukuku meselesi gibi görülen olayın, … Bankası’nın müvekkili ile yaptığı sözleşmeyi birkaç ay sonra aniden feshetmesi ve bankanın çek otomasyon sistemi hizmetini davacı şirketten almaya başladığının öğrenilmesi üzerine birden yön değiştirdiğini, hatta bu esnada bankanın takas müdürü … müvekkilinin kaynak kodlarını söz konusu eski çalışanlardan (davacı şirket kanalıyla) ele geçirdiğini ve bunları haksız kullanılmak üzere bankanın bilgi işlem merkezinde tuttuğu duyumunun da alındığını, adı geçen … ile müvekkili şirketin bölüm yöneticisi … arasında sert tartışmalar yaşandığını, huzurdaki davaya konu delil tespiti için yapılan incelemelerin sadece … Bankası A,Ş (şimdiki unvanı: …) ve davacı şirket adreslerinde yapıldığını, davacı şirketin bu banka nezdinde delil tespitiyle sarsılmış bir itibarından ve muhatap olduğu bir kuşkudan bahsedebilmenin olanaklı olmadığını, davacının diğer hiçbir müşterisi nezdinde de herhangi bir delil tespiti faaliyetinin zaten yapılmadığını, davacının müşterileri nezdinde küçük düştüğünden veya müvekkilinin delil tespitiyle davacıyı küçük düşürme maksadı olduğundan bahsedebilmenin mümkün olmadığını, makul şüphenin ve hatta zayıf da olsa şüpheyi destekleyen somut emarelerin varlığı halinde, hak arama özgürlüğü kapsamına giren bir işlem/eylem nedeniyle kimsenin tazminatla sorumlu tutulamayacağını savunarak, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; … 1990-2006, … 2001-2006 tarihleri arası davalı şirket çalışanları olduğu, beraberce davacı şirketi kurarak 21.02.2006 tarihinde ticari faaliyete başladıkları, davalı şirket yetkilisi … müvekkilinin ortaklarını tehdit etmekten 25 gün hapis ve 1.000 TL adli para cezasına hükmolunduğu, Davalı şirket İstanbul 1. Fikri ve sınai haklar mahkemesine dava açarak …Bankası A.Ş.’nde kullanılan çek otomasyon programının kendi ürünleri olduğunu dava etmişlerse de davacının kullandığı sistemin kendi özgün ürünleri olduğu tespit edildiği, Davalının lisans sahibi olduğu ürünlerin izinsiz kullanıldığı için delil tespiti talebiyle Eskişehir 3. Sulh Hukuk mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davalı tarafın programlarına rastlanılmadığının tespit edildiği, Davalı şirketin hiçbir objektif veriye dayanmayan hak arama sınırları içinde yer almayan talepleri sonucu şikayet hakları saklı kalmak üzere TTK 54-63. Maddeleri gereği haksız rekabet hükümlerini ihlal etmesi nedeniyle 60.000 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili talepli davadır. işletinin sisteminde davalı tarafın sahibi olduğu programlara rastlanılmadığı tespit edilmiştir.Davacı şirketin ortakları davalı şirketin eski çalışanları olduğu ve davalı şirketten ayrılıp 21.02.2006 tarihinde davacı şirketi kurup davalı şirket ile aynı iş kolunda bilgi teknolojileri ve bilgisayar program yazılımı ve uygulamaları işini yaptıkları, davalı şirket çalışanı iken fiilen hizmet verdikleri … A.Ş. ye işten ayrılıp şirketlerini kurup hizmet vermeye başladıkları, İstanbul 1. Fikri ve Sinai haklar Hukuk mahkemesince delil tespiti dosyası, Eskişehir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi D.İş dosyası göz önüne alındığında Davalı şirket ve yetkililerinin davacı şirket ve yetkilileri hakkında yaptığı şikayet ve taleplerinin hak arama özgürlüğü sınırları içerisinde olduğu ve ceza dosyalarına konu suçların dava konusu haksız rekabet ile ilgili olmadığı, tehdit ve ve hakaret suçlarına dair olduğu, dinlenen tanık beyanlarından davanın ispat edilemediği anlaşıldığından…”, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarla, davalı şirketin yetkilisi … davacı şirketin ortakları … tehdit etmekten dolayı Kartal 3. Sulh Ceza Mahkemesince yargılanıp ceza aldığını, davalı şirket ortağı … davacı şirket yetkilileri hakkında hakaret ve tehdit içerikli mesajlar gönderildiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunduklarını ve dava açıldığını, yargılamayı yapan İstanbul 71. Asliye Ceza Mahkemesince beraat kararı verildiğini, davalı şirketin davacı şirket hakkında İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince dedil tespiti isteyerek … A.Ş. tarafından kullanılan çek otomasyon yazılımlarının kendi programlarının kaynak kodları ile aynı olduğunu ve bilirkişi marifetiyle tespiti talep edildiğini ve yapılan bilirkişi incelemesi sonucu programın davacı tarafından geliştirildiğinin, çek otomasyon programının farklı bir programlama dilinde geliştirilen yeni bir program olduğunun, davalı şirket yetkilileri tarafından müvekkilinin çalıştığı firmalara müvekkili şirketi kötüleyici -onlarla çalışmayın minvâlinde- e-mailler gönderildiğinin belirlendiğini, TTK’da yer alan manevi tazminatın tüm unsurlarının oluştuğunu ve davanın sübut bulmasına karşın ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, davalı tarafın talebiyle değişik iş dosyası üzerinden yaptırılan deli tespit işleminin haksız rekabet oluşturduğu iddiasıyla TTK’nın 56/1.e maddesi uyarınca manevi tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna bavurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 2015/90 D.İş -92 karar sayılı dosyası incelendiğinde; delil tespiti isteğinin eldeki davanın davalısı …. Ltd. Şti., karşı tarafların ise eldeki davanın davacısı…. Şti. ile dava dışı Tekstil Bankası A.Ş. olduğu, delil tespiti talebinin yapıldığı dilekçenin içeriğinde ise … isimli şahısların …. Şti.’nin eski çalışanları ve hali hazırda …. Ltd.’nin kurucu ortağı sıfatlarının bulunduğu, … ile … Şti.’nin 2006 yılı öncesinde çek otomasyon hizmeti vermekte olduğu … Bankası A.Ş.’ye teknik servis desteği sağlayan ekipte görev almış oldukları, bu şahısların …Şti.’den habersiz bilişim firması kurmaya çalıştıklarının öğrenilmesi üzerine rekabet yasağına aykırı davranışlar sergiledikleri göz önünde bulundurularak iş akitlerine son verildiği, bundan birkaç ay sonra … Bankası A.Ş.’nin … A.Ş. ile birlikte yürütmekte olduğu projeyi sona erdirdiği, yapılan araştırma neticesi … ayrıldıktan on gün sonra …. Ltd.Şti.’ni kurdukları ve … Bankası’nın da öncesinde … birlikte sürdürdüğü projeyi artık ….Ltd.Şti. ile sürdüreceğini öğrendikleri iddiasıyla, … Ltd. ile … Bankası bilgisayarlarında bulunan çek otomasyon programlarını bilgisayar bir teknik bilirkişi tarafından …Ltd.Şti.’den temin edilecek kaynak kodlar ile karşılaştırılarak incelenmesi amacıyla tespit yapılmasının talep edildiği görülmüştür.Tespit dosya içerisinde sunulan bilgisayar mühendisi bilirkişinin hazırlamış olduğu 11.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmede, … A.Ş. tarafından kullanılan ve … A.Ş. tarafından geliştirilmiş çek otomasyon programının tespit talep eden … tarafından geliştirilmiş çek otomasyon programından tamamen farklı bir dilde geliştirilen yeni bir program olduğu yönünde kanaat belirtilmiştir.Somut uyuşmazlığa ilişkin dava dosyasından anlaşılacağı üzere, davalı … …Şti. Yetkilisi …hakkında … tehdit etmekten dolayı 25 gün hapis ve sübuta eren hakaret eyleminden ötürü Kartal 3.Sulh Ceza Mahkemesinin (İstanbul kapatılan Anadolu 14.Hukuk Ceza Mahkemesinin 09.02.2011 tarih 2008/942 E. 2011/94 K. Sayılı ilamıyla ) ceza verilmiş olduğu ve söz konusu cezanın kesinleştiği, yine İstanbul 71. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/136 E. 2014/144 K.sayılı ilamıyla sanıklar … ortaklarından … karşı tehdit ve hakaret suçlarını bahisle açılan kamu davasında beraat kararı verilmiş olduğu görülmektedir.Kişilik haklarının ihlali kural olarak, hukuka aykırı sayılır. Ne var ki, tecavüz edenin, zarar görenin kişilik haklarına müdahalede bulunmak hususunda bir hakkı mevcut olduğu takdirde, ihlâlin hukuka aykırılığı ortadan kalkacaktır. İşte bu şekilde hak ve çıkarların karşı karşıya gelmesi, yani hukuki çıkarların (yararların) çatışması halinde çatışan çıkarlar arasındaki sınırın TMK’nın 1. maddesindeki ana kural uyarınca, hâkim tarafından büyük bir özenle çizilmesi gerekir ( (Selim Kaneti, Haksız Fiilde Hukuka Aykırılık Unsuru, Kazancı, 1. Bası, İstanbul 2007, s. 231, 263). Kişilik haklarının ihlali görünümünü taşıyan açıklamalar ile yasal şikayet hakkı kullanımı başkalarının ya da kamunun üstün çıkarlarını korumak amacıyla yapılmışsa, doğru amaca yönelik olduklarından hukuka aykırı sayılamaz. Yetkili makamlara yapılan ceza şikayetleri, ihbarlar, açılan hukuk davaları kural olarak hukuka aykırı değildir. Zira, hukukça korunan haklı bir çıkarın elde edilmesi için hareket edildiği sırada bir başkasının kişilik hakkı zarar görmüş ise, artık kişilik hakkı üzerindeki hukuki himaye, başkalarının hak ve özgürlüğü yararına ortadan kalkmalıdır. Hiç kuşku yok ki, hukuken korunan varlıklar olarak haysiyet, şeref ve hak arama özgürlüğü soyut kavramlar olarak ele alındığında birinin diğerine üstünlüğü yoktur. Somut olayın incelenmesinde; davacı şirket kurucuları ile davalı … şirketi arasında husumet bulunduğu taraflar arasında görülmüş ve sonuçlanmış ceza davalarının olduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirket …y tarafından az yukarıdaki paragrafta bahsi geçtiği şekilde İstanbul 1. Fikri ve Sınai Hukuk Mahkemesinin 24.11.2015 tarih 2015/90D.iş -92 kararıyla tespit talebinin kabulü neticesi dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunu gerekçe göstererek haksız tespit nedeniyle müvekkili şirket yetkililerinin müşterilerine karşı zor durumda kaldığını öne sürerek bu sebeple müvekkili şirketin manevi zarara uğradığını davalı şirketin müvekkili şirketin sırları olan yazılım kodlarını ele geçirmek maksadıyla söz konusu tespit talebinde bulunduğunu ve haksız tespit nedeniyle de bu amacına ulaştığını ileri sürerek haksız tespit nedeniyle de manevi tazminat talep etmektedir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada davacı tanığı … söz konusu hadiseye ilişkin olarak tespit esnasında bilirkişilerle birlikte olduğunu, … Bankası’ndan ve davacı şirketten imaj alınıp alınamadığını hatırlamadığını, sadece kodlara ilişkin her hangi bir benzerlik bulunup bulunmadığına dair inceleme yapıldığını beyan etmiştir. Davalı tanıkları … ve …’un vermiş oldukları ifadelerinde davacı şirket ortaklarını davalı …’da çalıştıkları esnada … tarafından …. Bankası’na hizmet veren ekipte görevlendirildiklerini, … Bank’ın aniden davalı şirket ile çalışmayı sonlandırdığını, sonradan … … Bank ile çalışmaya başladıklarını öğrendiklerini, aniden davalı şirket ile ilişkiyi kesip yeni kurdukları şirkette … Bank ile çalıştıkları için davalı şirkette geliştirilen yazılımı kullanmaya başladıkları şüphesinin oluştuğu yönünde beyanda bulunmuşlardır. Davalı tanığı … ise tespit esnasında banka elemanlarının açtığı bilgisayar ekranından bakılarak sadece ekran görüntülerinin verilmesi sureti ile tespitin gerçekleştiğini, imaj verilmesinin söz konusu olmadığını beyan etmiştir. Sonuç olarak İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 2015/90 d.iş -92 karar sayılı dosyası üzerinden yapılan tespit esnasında müşterisi … Bankası A.Ş.’nin şirket merkezindeki bilgisayarlardan da imaj aldırılması gibi bir durumun sözkonusu olmadığı, tespitin banka çalışanları nezdinde yapıldığı, aksini gösteren somut bir kanıtın gösterilmediği anlaşılmaktadır. Şikayet hakkının kötüye kullanılmış olup olmadığının tespitinde bakılacak unsur, şikayet hakkının amacına uygun olarak kullanılmış olmasıdır. Bu hak, öz çıkarın korunması yerine başkasını zarara uğratmak için kullanılmışsa artık hukuka uygunluktan sözedilemeyecektir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bu olgu veya emareye dayanılarak, başkalarının da böyle bir olay karşısında, davalı gibi hareket etmesinin uygun görüleceği, diğer bir anlatımla orta düzeydeki kişinin de somut olaydaki gibi davranacağı ve bu çerçevenin içinde kalan şikayet hakkının yerinde kullanıldığı kabul edilmelidir. Somut olayda taraflar arasındaki az yukarıda bahsi geçen hukuki ihtilaf süreci gözetildiğinde, davacının iddiasını ispata yarar somut bir delil ve belge bulunmadığından, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi isabetli olmakla, davacının istinaf başvurusunun uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09/07/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.