Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/2004 E. 2020/646 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2004
KARAR NO : 2020/646
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 26/02/2018
NUMARASI : 2016/1035 E. – 2018/211 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Tahsil İstemli)
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; taraflar arasında bayilik sözleşmesi ile Bayilik Protokolünün 01.08.2005 tarihinde imzalandığını, davacının akaryakıt alımını peşin yaptığını, davalının davacıya bayilik vermek için 150.000, 00 TL miktarlı banka teminat mektubu vermesini ön şart koştuğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin 5 yıl olarak belirlendiğini ve 5 yılın dolmasından sonra davacının 20.07.2010/6321 ile bayilik sözleşmesinin taraflarca belirlenen süresi olan 31.07.2010 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalamayacağını ve ticari ilişkiyi sona erdireceğini, 2005 teslim ettiği ekipmanı sökerek/iade almasını ihtaren bildirdiğini, davalının, ariyetleri sökerek/muhafaza altına aldığını, davalı firmanın sökümü yapılan ekipman/ariyeti de almayınca, davacının ihtarı faks ile de bildirdiğini, faksı alan davalının aynı günlü ihtar ile “…Cari hesaptaki Kurumsal kimliğin, net defteri olan 26.743,64TL kıttın ödenerek, satın alınmasını…” istediğini bildirdiğini, bunun üzerine davacının, borcunun bulunmadığı ve Ekipman ile Kurumsal kimlik için talep edilen bedelin fahiş olduğu gerekçesi ile satın almayacağını..” bildirdiğini, davacı 18.09.2010 tarihinde … A.Ş. ile bayilik sözleşmesi imzaladığı için 5015/7. maddesindeki açık emir gereği zaten davalı/… kurumsal kimliğini kullanma hakkını kaybettiğini, davacının Erzincan Asliye Hukuk Mahkemesine başvuru yaparak davalıya ait ariyetlerin durumunun tespit edilmesini talep ettiğini, davalının ariyetlerini iade almamakta ve davacı tarafından kendisine teslim edilen banka teminat mektubunu iade etmemekte direnmesi üzerine, davacının keşide ettiği ihtar ile banka teminat mektubunun iade edilmesini talep ettiğini, … artık teminat görevi kalmayan ve kalmadığı Mahkemece de tespit edilen mektupları bilerek/isteyerek, bayileri ticari itibarını zedelemek için tazmin etmiş olduğunu, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/792 E. sayılı dosyasında, 5 yılı aşkın süre devam eden yargılama sonunda, davalı … Şti. aleyhine … tarafından açılan davanın reddine karar verildiğini, davalı …Şti. tarafından açılan, Teminat Mektubunun iadesi istekli talebin kabulüne karar verildiğini, ancak … bu mektubun bedelin ödenmesi için bankaya başvurduğunu, 10.000,00 TL bedelin, … tarafından tahsil edildiğini, banka teminat mektubunun teminat işlevinin kalmadığını, davalının, davacıya bayilik sözleşmesi süresince kullanmak ve sözleşme sona erdiğinde iade etmek üzere ariyetten teslim ettiği kurumsal kimliğin bir yatırım değil, mecburiyet olduğunu ve davacının, bayilik sözleşmesi sona erdikten sonra, bu malı kullanmaya devam etmesinin suç teşkil ettiğini, davalının 09.2010’da iade etme ödevi doğan mektubu ne alacağı olduğu iddia ile tanzim ettiğini ne de iade ettiğini, davacının bu mektup için, garantör bankaya 21.127,00 TL komisyon ve 1.056,00 TL BMSV ödemek zorunda kaldığını belirterek, teminatlı veya teminatsız olarak, tedbir kararı verilmesine, yargılama sonunda mektubun aynen iade edilmesine, dava tarihine kadar ödenmiş olan 22.183,00 TL komisyon/BSMV bedelinin ve ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak olan avans faizinin davalıdan tahsiline, yargılama giderinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle: davacı ile de ekli Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda ekte dökümü verilen demirbaşların bayilik ilişkisinin kurulmasını müteakip davacıya verildiğini, sona eren bayilik ilişkine ve … tarafından çeşitli defalar talep edilmesine rağmen söz konusu demirbaşların hala davacının yedinde olduğunu, oysa ekli Bayilik Sözleşmesi’nin 32/b maddesine göre sözleşmenin herhangi bir sebeple feshi üzerine bayi (Davacı) söz konusu demirbaşları hiçbir ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın, aldığı şekilde sağlam vaziyette POAŞ’a iade etmekle mükellef olduğunu, daha önce bahsedildiği üzere, davaya konu Banka Teminat Mektubunun bu demirbaşlara karşılık olarak alındığını, Bayilik Sözleşmesi gereği yedindeki demirbaşların amortisman sonrası geldiği net defter değeri olan 8.825,35 TL + KDV ödenmeden Teminat Mektubunun iadesinin mümkün olmadığını, banka teminat mektupları için ödenen komisyondan garanti alan (muhatap – …] değil “fiili taahhüt edilen” (yani Davacı] mesul olduğunu, … ve davacı arasında imzalanmış Bayilik Sözleşmesi’nin Teminat başlıklı 26. Maddesinde de bu tutarın ödenmesinden bayinin, yani davacının yükümlü olduğunun yazdığını, davacının, peşin bir ödeme yapmaksızın, sadece Banka Teminat Mektubu vererek teslim aldığı demirbaşların güncel değerini ödemeden Teminat Mektubunun iadesini istemesinin hukuken dinlenebilir bir talep olmadığını belirterek, davanın reddine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İddia, savunma, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, komisyonların ödenmesine ilişkin ..Bankası kayıtları birlikte dikkate alındığında; taraflar arasında 01.08.2005 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin Eylül 2010 itibariyle sona erdiği, davalı lehine tanzim olunan 150.000,00.-TL tutarlı kesin ve süresiz teminat mektubunun davalı elinde bulunduğu, davalı tarafından sözleşmenin kurulması aşamasında alıcıya teslim edilen ariyet konusu malların halen davacıda olduğundan bahisle teminat mektubunun iadesinden kaçındığı ancak davacı tarafça dosyaya örnekleri sunulan ihtarnamelerle ariyet konusu malların teslimine hazır olunduğunun bildirildiği, davalı tarafından teslim alınmadığı, ariyet konusu malların iadesi konusunda davalı bakımından alıcının temerrüdü koşullarının oluştuğu, bu nedenle teminat mektubunun davacı tarafa iadesinin gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. … Bankası’ndan gelen yazı cevabıyla, 150.000.-TL tutarlı 61758 sayılı teminat mektubundan dolayı 23.09.2005 ile 23.09.2016 arasında toplam 21.127,50.-TL komisyon ve BSMV tahsil edildiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde her ne kadar teminat mektubuna ilişkin komisyon ve vergilerin tamamı talep edilmiş ise de daha sonra sunulan dilekçeyle 23.03.2012 tarihinden itibaren komisyon ve vergilerin talep edildiği bildirildiğinden söz konusu komisyonlar ve BSMV toplamı olan 9.366,43.-TL’nin davalıdan tahsiline… ” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile … Bankası 23/09/2005 tarihli 61752 nolu 150.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9.366,43 TL’nin dava tarihi olan 05/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek TCMB reeskont faiz oranıyla birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemede, taraflar arasındaki asıl edim olan “Ariyetlerin İadesi/Teslimi” hakkında verilen bir hüküm bulunmadığını, bu asıl edime bağlı olan teminat mektubunun iadesine ilişkin hüküm kurduğunu, davalının TBK’nın 107. maddesi ile düzenlenen “tevdi” hak ve yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dolayısıyla halen teslim borcu altında olduğunu, müvekkilinin teslim borcunun ifasına bağlanmış olan teminat mektubunu iade etmemekte hukuki yararı ve hakkı olduğunu, sözleşmeyle ariyetlerin iadesine ilişkin her türlü sorumluluğun (gider, vergi resim, vs.) davalıya yüklendiğini, davalı en azından tevdi) yükümlülüğü altında olduğunu, bu ifa borcunu yerine getirmeden davalının, müvekkilinden edimini (teminat mektubunun iadesini) ifa etmesini istemesinin de hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki çekişmede davalının teminat mektubunu iade etmemekte haklı bir sebebi olduğunu, davacıdan ariyetlerin amortisman bedeli olan 8.825,35 TL. + KDV talebinde bulunduğunu, davalı tarafın bunu kabul etmediğini, bu durumun, davalı açısından dava konusu teminat mektubunu yedinde tutması için haklı bir sebep olduğunu, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, bayi sıfatını haiz davacı ile davalı arasında imzalanmış bulunan akaryakıt satışına ilişkin sözleşmenin sona ermesi üzerine davacının sözleşme gereği uhdesinde bulundurduğu ariyetleri, teslime hazır ettiği ancak davalının söz konusu ariyetleri teslim almaktan kaçındığı iddialarına dayalı olarak açılan söz konusu ticari ilişki kapsamında davalının yedinde tuttuğu teminat mektubunun iadesi ve davacının söz konusu mektup için bankaya ödemek zorunda kaldığı komisyon ve BSMV’nin tahsili talebinden ibarettir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davlı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamında yapılan değerlendirmede, uyuşmazlığa esas teminat mektubunun … Bankasına ait 12.01.2001 tarihli 171239 nolu kesin nitelikte teminat mektubunun olduğu, taraflar arasında 08.10.2006 tarihli bayilik sözleşmesinin 26. maddesi incelendiğinde, bayinin petrol ofisi adına düzenlenecek petrol ofisinin muvafakat edeceği metne uygun her türlü masrafın bayi tarafından karşılanacağı, tutarı petrol ofisi tarafından tespit ve tayin edileceği kesin ve süresiz banka teminat mektubunu vermeyi verilen bu teminatları ileri de risk artışına göre yükseltmeyi kabul ve taahhüt eder, şeklinde düzenlemenin bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında alınan 08.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalının 2005 ve 2006 senesine ilişkin ticari defterleri incelenerek ticari defterlerinin usulune uygun şekilde tutulduğuna ilişkin tespit yapılmıştır. Yine bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeye göre davacının davalıya kullandırdığını iddia ettiği 16 kalem demirbaşın faturalarının defter ve kayıtları davalı tarafından sunulamamıştır. Davacının davalı yana Erzincan …Noterliğinin 30.11.2010 tarihli … nolu ihtarnamesinin göndermiş olduğu, söz konusu ihtarname ile davacı ekipmanların söküldüğü ve teslimat hazır vaziyette bekletildiğini ihbar etmiştir. Erzincan …. Noterliğinin 07.03.2011 tarih, … nolu ihtarnamesi ile ekipmanların teslim alındığı, ancak kurumsal kimliğin kullanılmayacak şekilde hasarlı olmasından ötürü teslim alınmadığı davalı tarafından davacıya ihbar edilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından Erzincan 2 asliye Hukuk Mahkemesine başvurularak tespit talep edildiği, 2011/4 Dİş sayılı dosyada hasarın kullanım hasarı olduğu dolayısıyla Petrol ofisince talep konusu emtianın teslim alınmasına yönelik değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Akaryakıt bayilik faaliyetlerinin yürütülmesi için davalı dağıtıcı firma tarafından davacı bayiye ariyet olarak bırakılan malzemelere ve sözleşme kapsamında bayinin vermeyi taahhüt ettiği teminata ilişkin olarak bayilik sözleşmesinin 10. Maddesinde ,26. maddesinde ve 32. maddesinin b bendinde düzenleme yapıldığı, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 08.12.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda davalı ticari defterlerinin incelendiği ve bahsi geçen sözleşme hükümleri irdelenmek suretiyle sonuca ulaşıldığı görülmektedir. Az yukarıda bahsi geçen ihtarnamelerden anlaşılacağı üzere davacı yan, sözleşme kapsamında kendisinin zilyetliğine geçirilen ariyetleri karşı taraf teslim etme iradesini açıkça ortaya koymuştur. Taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin sona ermiş olduğu çekişmesizdir. Dosya içerisinde Erzincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/4 D.iş sayılı dosyasında dava konusu akaryakıt istasyonunda yapılan tespitte taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine konu ariyet niteliğindeki malzemelerin kurumsal kimlik ve giydirmelere ilişkin malzemeler olduğu, söz konusu malzemelerin söküm sırasında hasar almadığı ancak hava şartları ve kullanım şartlarından dolayı yıprandıkları ve bu sebeple muhtelif hasarlar oluştuğu, ancak söz konusu hasarların kullanıma engel nitelikte bulunmadığına ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Sonuç olarak, davacının sona eren bayilik sözleşmesi sebebiyle sözleşme kapsamında ariyeten verilen malzeme ve tesisatı iade isteğine rağmen karşı tarafça haklı bir gerekçe gösterilmeksizin söz konusu malzemenin teslim alınmadığı, dolayısıyla TBK’nın 106. maddesi kapsamında alacaklının temerrütünün oluştuğu görülmektedir. Bu emtianın davcı tarafından tevdi edilmemiş olması, alacaklı temerrütünün gerçekleşmesine engel değildir. Davacı vekilinin 29/12/2012 tarihli dilekçesi ile 9.366,43 TL komisyon ve BSMV niteliğindeki alacağını talep etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde karşı taraftan 8.825,35 TL+KDV toplamından ibaret olan sözleşme konusu ariyetlere ilişkin amortisman bedeli talebinde bulunmuş olduğunu, davacının bunu kabul etmemesi üzerine davalının dava konusu teminat mektubunu iade etmeyerek yedinde tuttuğunu ileri sürmüştür. Davalı aynı beyana benzer şekilde cevap dilekçesinde de tekrar etmiştir. Her ne kadar davalı bu hususa yönelik iddiasını taraflar arasındaki bayilik sözleşmesindeki 26. maddesine dayandırmış olsa da 26. maddenin incelenmesinde bahsi geçtiği şekilde bir amortisman oranının kararlaştırılmadığı görülmektedir. Dava dilekçesindeki talep teminat mektubunun iadesi ve söz konusu mektup sebebiyle davacının bankaya ödemek zorunda kaldığı komisyon ve BSMV’nin tahsiline ilişkin talebi mevcut olup, davalının temerrüt hali nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığı komisyon ve BSMV’nin sorumluluğu davalıda olup ilk derece mahkemesince bu talebin kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Sonuç olarak İlk Derece Mahkemesince taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi iddia ve savunma çerçevesinde toplanan delillerle hep birlikte değerlendirilerek verilen kararın ve gerekçesinin isabetli olduğu sonucuna varılmıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 8.264,25 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,6-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 02.07.2020 tarihinde, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.