Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1986 E. 2020/588 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1986
KARAR NO : 2020/588
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2014/1251 Esas – 2018/740 Karar
TARİHİ: 11/07/2018
DAVA: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 02/08/2009 tarihli Kredi Sözleşmesi gereğince dava dışı … ipotek ettirdiği gayrimenkul karşılığında 25.000-TL tutarında kredi için 28.716,67-TL borçlanmak suretiyle kredi kullandığını, müvekkilinin kooperatife 25.505,00TL ödeme yaptığını, davalı kooperatifin kredi borcuna mahsuben yapılan ödemeleri kredi borcundan düşmeyerek müvekkili ve dava dışı 3. Kişi … aleyhine Küçükcekmece…. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 28.602,00TL’nin tahsili için ipateğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, müvekkilinin ödeme emrine itiraz ederek takibi durduğunu ve davalı kooperatifin bugüne kadar itirazın iptali davası ikame etmediğini, alacak konusu kredi nedeniyle davalı alacaklıya 3.211,67-TL borçlarının bulunduğunu, ve bu miktarı ödemek içni kooperatifle görüştüklerini ancak davalının 3.211,67-TL yi reddettiğini, davalıya 25.390-TL borçlu olmadıklarının tespitine, lehlerine ipotek veren dava dışı … taşınmazı üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili kooperatiften 20/08/2009 tarihinde ipotek edilen gayrimenkul karşılığında 25.000TL kredi çektiğini ve kredi borcunu zamanında ödemediğinden aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın 25.505,00TL ödeme yaptığı iddiasının doğru olmadığını ve ayrıca ödeme yapmış bile olsa çekilen kredinin temerrüt faizlerini ödemediğini, ayrıca davacının 3.211,67 TL borcu ödemek için kendilerine herhangi bir teklif de yapmadığını, kredi kullandırılırken 2.225,00TL masraf adı altında yapılan kesintinin de kanunla belirtilen yasal kesinti olduğunu ileri sürerek, davaınn reddini, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı takibin devamına davacının %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 11/07/2018 tarihli, 2014/1251 Esas – 2018/740 Karar sayılı kararında, “…bilirkişi tarafından yapılan tespitte davacının davalı tarafa 11.030,90 TL borçlu olmadığının belirlenmiş olması ile takipten sonra yapılan 7.000,00 TL’lik ödeme de eklendiğinde 18.030,90 TL davacının davalıya borçlu olmadığının tespit edilmiş olması, dava değeri 25.390,33 TL olup bu değer üzerinden 18.030,90 TL mahsup edildiğinde halen davacının davalıya 7.359,43 TL borçlu olduğunun kabulü gerektiği…” gerekçesiyle, davacının davasını kısmen ispat edip bu kısım bakımından talebin yerinde olduğu, yerinde olmayan fazlaya ilişkin talep bakımından ise davanın reddi gerektiği belirtilerek hüküm kurulmuştur. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: mahkemenin zorlama bir şekilde bilirkişi raporuna dayandırılarak, eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişinin hatalı tespit yaptığını, bilirkişi raporunda bir kredi borcu değil de bir cari çalışma hesabı gibi hesaplama yapılıp teknik bir incelemede bulunulduğunu, taraflarınca karar verilmeden önce belirtmelerine rağmen mahkemece yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılmadığını, davacının yapmış olduğu ödemelerin temerrüt ve/veya faiz ödemeleri içinde değilmiş gibi ve hatta kredi öncesi ödemeleri sözleşme kapsamındaki masrafları dahi kötüniyetli ödeme olarak gösterme niyetinde olduğunu, iki rapor arası çelişkileri ortaya koyan beyanlarının dahi tek başına 3. bir raporun alınması ya da yeni bir heyet tarafından bu incelemenin yapılması gerektiğini ortaya koyduğunu, müvekkilinin kamu kurumu niteliğinde bir kuruluş olup yasa gereği düşük faizli esnaf kredisini üyeleri ile paylaştıklarını, paylaştığı paranın yine üyelerinden topladığı para olduğunu, davacı tarafın kötüniyetli olarak yöneltmiş olduğu davasında parasını tahsil edemeyen müvekkilinin ve kamunun zarar gördüğünü, mahkeme kararının kaldırılarak yeniden inceleme yapılarak karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla istinafında özetle; davalının fazla talep ettiği belirlenen tutar yönünden kötü niyet tazminatına karar verilmemesinin doğru olmadığını, kötü niyet tazminatı bakımından bir karar verilmemiş olmasının kararın kaldırılmasını gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının mensubu olduğu davalı kooperatif aracılığı ile kullandığı kredi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile, kredi nedeniyle 3. Kişi taşınmazına konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf, davacı vekilince katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dava dosyası istinaf aşamasında iken davalı vekilince 07/02/2019 Yazı işleri müdürü havaleli dosyaya alınan dilekçe ile, davaya konu kredi borcunun ipotek veren üçüncü kişi Nezir tarafından ödendiği, bu surette davanın konusuz kaldığı belirtilerek, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kredi borcu ödenmekle davacının davada haksız olduğu anlaşılacağından yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılarak ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği bildirilmiştir. Davacı vekili davalı vekilinin işbu dilekçesine karşı sunduğu 26/03/2020 tarihli dilekçesinde, üçüncü kişi ipotek veren tarafından borcun zorunlu kalınıp ödendiğini, borcun ipotek veren … tarafından ödenmekle kendilerine rücu edilebileceğini, bu nedenle borcu kabul ile ödemeyi onaylamadıklarını beyan ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay 19 HD 2018/2025 Esas, 2019/4554 Karar 30/09/2019 tarihli benzer konuda verdiği karar içeriği de gözetildiğinde; alacağa konu Küçükcekmece … İcra Müdürlüğü nün … Esas sayılı dosyasında davacı dışındaki diğer borçlu (ipotek veren müteselsil borçlu) tarafından borcun ödendiği takip alacaklısı (iş bu davanın davalısı) vekilince bildirilip, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmakla; istinafa konu kararın kaldırılarak HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca dairemizce davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesi hükmü dikkate alınarak ve davacının dava dilekçesinde bir kısım borcu bulunduğuna ilişkin beyanları da gözetilerek, tarafların davadaki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünde hüküm kurulması gerekecektir. Her ne kadar davacı vekilince davalı yanının davanın konusuz kaldığı yönünde sundukları dilekçeye karşı sundukları beyanlarında, üçüncü kişi tarafından borcun ödenmesinin bilgi ve onayları dışında olup, ödemeyi onaylamadıklarını beyan etmişler ise de; TBK m.127 f.1 ve m.168 vd. hükümleri uyarınca dava konusu alacak bakımından taşınmazını ipotek vermiş olan borçlunun asıl borçlunun muvafakatı olmaksızın borcu ödeme yetkisi bulunmakla, davacı vekilinin bu yöndeki beyanları sonuca etkili görülmemiştir.Sonuç itibariyle, hükümden sonra borcun üçüncü kişi durumundaki ipotek veren tarafından ödenerek davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Dava istinaf yargılaması aşamasında konusuz kalmakla; ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Dava konusuz kaldığından, davanın esası hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına,2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın, peşin yatırılan 426,95 TL harçtan mahsubu ile artan 372,55 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 3-Davacının yaptığı ilk masraf 29,60- TL, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 156,70-TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 886,30-TL’nin tarafların haklılık durumuna göre belirlenen oranına göre 629,42-TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğine hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğine hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,6-İstinaf kanun yolu giderleri yönünden; a-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde, yatıran tarafa iadesine, b-İstinaf kanun yolu giderlerinin takdiren tarafların kendi üzerlerinde bırakılmasına dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.