Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1981
KARAR NO : 2020/530
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/514 Esas – 2018/632 Karar
TARİHİ: 29/05/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile borçlu arasında ticari iş ilişki bulunduğunu, cari hesap nedeniyle davalıdan alacaklı olunduğunu, borcun tahsil edilmediğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun borcu olmadığına dair takibe itiraz ettiğini, davalı şirketin 4.384,72-TL müvekkil şirkete borçlu olduğunu, icra takibi öncesi ve sonrası borcunu ödememekte ısrar ettiğini beyanla İstanbul …. İcra Mürdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının vaki itirazının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya yanıt vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 29/05/2018 tarihli, 2016/514 Esas – 2018/632 Karar sayılı kararında özetle; “…Bu yasal çerçevede somut dosya değerlendirildiğinde davacı cari hesaba dayalı olarak takip başlatmış ve itiraz üzerine duran takibe devam edilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Bilirkişi eli ile tespit edildiği üzere cari hesaptaki borcun kaynağı 4 adet fatura olup ayrıca davalının 10.000,00 TL ödemesi de davacı kayıtlarında yer almıştır. Bu şekilde mahsup yapıldığında davacının cari hesaptaki alacağı takip miktarı olarak kalmakta ise de yukarıda açıklandığı üzere davacı, faturaları tebliğ ettiğini ispat edememiş olup bu durumda faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça ispat edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda davacıya süre verilmiş, bir fatura hariç diğer faturalara konu hizmetin verildiği/malın teslim edildiğine dair belge sunulmamıştır. Davacı 1 adet faturaya ilişkin sevk irsaliyesi sunmuş olmakla, buradaki imzanın davalıya ait olduğu kabul edilse dahi diğer faturalara konu malların teslimini ispat edememiştir. Bu faturaların salt davacı defterlerinde yer alması davalı aleyhine borç doğurmayacağından ve davacının bu borç karşılığı kendi edimini yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğinden, somut durumda ispat edilemediği nazara alınarak bu kısım, Mahkememizce borç olarak kabul edilmemiştir. Bu durumda, davacının sevk irsaliyesini sunduğu fatura miktarı alacağı kabul edilse dahi davalının ödemesi bu fatura miktarından fazla olduğundan, temelde cari hesaba dayalı olarak (faturaya dayalı olarak değil) talepte bulunan davacının, ispat edemediği faturalar dikkate alınmadığında bakiye alacağı kalmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara davacı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Bilirkişi incelemesine esas olması bakımından taraflara ticari defterlerini sunması için süre verildiğini, buna rağmen davalı…borçlu taraf geçerli mazereti dahi olmaksızın işletmesine ait ticari defterlerini mahkemeye sunmadığını, müvekkilince HMK m.222/2’ye göre usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerin mahkemeye ibraz edilmiş ve defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, müvekkili şirketin davalıdan, 2013 yılı sonu itibari ile 4.384,72 TL alacağı olduğunun rapor edildiğini, ayrıca bilirkişilerin defterler üzerinde yaptığı incelemeler neticesinde, taraflar arasında davalının iddiasının aksine yıllardır süregelen ticari ilişkinin olduğunu, hatta davalı…borçlunun 13/08/2013 tarihinde müvekkili firmaya borçlarına karşılık vermiş olduğu 10.000,00 TL meblağlı çekin davacı şirketin ticari defterlerine işlendiğini ve neticesinde bu ödemenin mahsubu ile davacı müvekkili şirketin, davaya konu icra takibinde talep edilen 4.384,72 TL alacaklı olduğunun belirtildiğini, 6100 sayılı HMK’nın m.222/3 amir hükmünün, istinafa konu uyuşmazlıkta tatbiki oldukça önem arz etmektedir. Yasanın bu maddesine göre ; ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın ticari defterlerinin bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içememesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanamamış olması gerektiğini, bu minvalde, müvekkili tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlere karşılık, davalı…borçlu tacirin ticari defterlerini delil listemizde dayanmış olmalarına rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınması karşısında HMK m.222/3 çerçevesinde müvekkilin ticari defterleri lehlerine delil teşkil edeceğini, bu durum karşısında ise aksini ispat külfeti davalı…borçlu şirkete düşeceğini, ispat külfetinin müvekkiline yüklenmesi ve sırf bu nedenle bilirkişilerce de haklı bulunan davanın reddedilmesinin, usul ve yasaya aykırı olan davanın reddine ilişkin hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK 67. maddesi uyarınca iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Her ne kadar cari hesap alacağına dayanak gösterilen faturalar davacının kendi defterlerinde kayıtlı olsa da, mahkeme gerekçesinde de vurgulandığı üzere salt fatura düzenlenmesi alacağı ispata yeterli olmayıp, fatura konusu malların davalıya tesliminin de davacı yanca kanıtlanması gerekmektedir. Davalı ticari defterlerini sunmamakla birlikte, davacı yanca HMK 222/5 maddesi uyarınca münhasıran davalı yan defterlerine delil olarak dayanılmadığı da dikkate alındığında, davacının alacağa dayanak faturalar konusu malların davalıya teslimini kanıtlayamadığı gözetildiğinde mahkeme kararı isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından, ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10/06/2020