Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1971 E. 2020/1104 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1971
KARAR NO: 2020/1104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2017/774 Esas – 2018/757 Karar
TARİHİ: 03/07/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucu dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; nakliye alanında faaliyet gösteren müvekkilinin davalıya sunduğu hizmet karşılığı fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket yetkilisi duruşmadaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 03/07/2018 tarihli, 2017/774 Esas – 2018/757 Karar sayılı kararında özetle; Hükme esas alınan 02.05.2018 tarihli raporda belirtilen nedenlerle, davacının davalı aleyhine başlattığı icra takibi ile 9.007,01 USD asıl alacak ve 325,16 USD işlemiş faizden ibaret 9.332,17 USD alacağın tahsilini talep ettiği, davalının borcun tümüne itirazı üzerine takip tutarı kadar (9.332,17 USD- 33.275,72 TL) alacak değeri üzerinden itirazın iptalini ve borçlunun icra inkar tazminatına mahkumiyetini talep etttiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının takip tarihi itibariyle tahsili gereken alacağın 9.007,01 USD olarak tespit edildiği, borçlu takip öncesi temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı…” gerekçesiyle, davalı/ borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava konusu 9.332,17 USD’lik borcun 9.007,01 USD’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, davalının mütemerrit olduğu gözetilerek takip konusu asıl alacağa -davacının talebi aşılmamak üzere -3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının aynı yabancı para türünden bir yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranının uygulanmasına, likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20 ‘si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, fazlaya ilişkin davacı talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Bilirkişi raporu ile davacının ticari defterleri incelendiğinde 2015 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinde bulunmadığı tespit olunmasına rağmen kararda dikkat edilmediğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için; kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış, defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğunu, Bu şartların ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için arandığını, sayılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi içinse; diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi, yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiğini, 02.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda ise bu ikili geçerlilik şartı geriye doğru işletilerek davalının ticari defter kayıtlarının davacının ticari defter kayıları ile tutarlı bulunduğundan inceleme 2015 yılından başlatılarak yapıldığını, oysaki kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmamış olması sebebiyle 2015 yılı yevmiye defteri kayıtlarının lehe delil niteliği bulunmadığını, Yargıtay 19. Hd., E. 2005/1629 K. 2005/11120 T. 14.11.2005 emsal kararındaki ilkeler doğrultusunda ticari defterlerin incelenmesi gerektiğini, Dolayısıyla hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bilirkişi raporlarına göre bir hesaplama yapılacaksa bile cari hesaplara göre borç hesaplamasına 2016 yılından başlanılması gerektiğini, oysa karar incelendiğinde buna uyulmadığının görüleceğini, mahkemenin bizzat bilirkişi raporu üzerine hüküm kurduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacının alacak talebinin döviz cinsinden olup, dosyada alınan ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda döviz hesabının nasıl yapıldığı anlaşılamadığından, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinin tümü itibariyle dolar üzerinden kesilen faturalar tespit edilip, davalının her bir ödemesinin ödeme tarihindeki kur karşılığı itibariyle dövize çevrilerek sonuçta, varsa davacının takip tarihindeki bakiye alacağının döviz cinsinden tespiti gerekli olduğundan, bu hesabın yapılması için her iki tarafın 2014-2017 yılları arası ticari defter ve kayıtları inceletilmek suretiyle ve gerekirse faturaların okunaklı örnekleri yerinde incelenerek, iddia ve savunma doğrultusunda ve taraf defter kayıtlarındaki uyumsuzluğun sebepleri denetlenebilir bir şekilde rapora yansıtılarak, 2014 yılından devir bakiyesi de denetlenebilir bir şekilde rapora yansıtılarak ve ayrıca taraflarca döviz üzerinden tutulan ikinci bir kayıt varsa o kayıtlarla da karşılaştırmak suretiyle, sonuçta davacının icra takip tarihi itibariyle bakiye bir alacağı varsa, alacağın USD cinsinden miktarının ne olduğu konusunda rapor alınmak üzere, istinaf incelemesinin HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmiştir. Dairemizce duruşmalı yapılan inceleme aşamasında alınan bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamalar, icra takip dosyası ile tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ilişkinin 2014 yılında Euro üzerinden 2015 ve devamında USD üzerinden devam ettiği, 2014 yılında tanzim edilen 15.798,06 Euro tutarındaki faturaların davalı tarafça 2014-2015 yıllarında ödemesinin yapıldığı, buna göre Euro bazında taraflar arasında borç alacak ilişkisi kalmadığı, davacının 2015-2016 yılanda tanzim ettiği 65.743,31 USD tutarındaki faturalar için davalının 56.730,30 USD ödeme yapmış olduğu, buna göre aradaki hesap farkının 9.00,01 USD olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda açıklanan ve ayrıntıları verilen, davacının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olan, davalı yanca yapılmış olan, ancak davalı defterlerinde görünmeyen ödemeler ve davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan, ancak sunulu belgelerle davacının taşıma hizmeti verdiğini kanıtlandığı anlaşılan faturalar dikkate alındığında ve dairemizce alınan bilirkişi raporu içeriğinde ayrıntısı gösterilen hesaplama ışığında, davacının davalı borçlusundan takip tarihinde 9.007,01 USD alacak talebinin yerinde olduğu, davalının takip öncesi temerrüde düşürüldüğü kanıtlanmadığından, takipte istenen işlemiş faize ilişkin isteminin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf başvuru nedenleri yerinde olmamakla birlikte, Dairemizce duruşma açılarak ek tahkikat işlemleri yapıldığı, kararın gerekçesinin bu doğrultuda düzeltilmesi gerektiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Dairemizce yapılan tahkikat işlemleri doğrultusunda ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulü ile Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibine davalı tarafça yöneltilmiş olan itirazın İİK’nın 67/1.maddesi uyarınca kısmen iptaliyle 9.007,01 USD asıl alacağın icra takip tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun’un 4/a.maddesi uyarınca hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, 2-İşlemiş faize ilişkin itirazın iptali talebinin reddine, 3-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca, takibe konu alacağın TL karşılığı üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 6.423,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair; 4- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 2.193,86 TL karar harcından, yatırılan 402,27 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 166,92 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 1.624,67 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 5-a) Davacı tarafından sarf olunan (600,00 TL bilirkişi ücreti + 31,55 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret ) 631,55 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre belirlenen 606,28 TL’nin ve ayrıca 31,40 TL başvuru harcı + 402,27 TL peşin nispi harç + 4,60 TL vekalet harcından ibaret toplam 438,27 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, b) Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, c) Sarf olunmayan gider/delil avansının ilgilisine iadesine, 6-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 4.817,44 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 7-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 1.159,42 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 8-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalı tarafından sarfedilen 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davalı tarafından yatırılan 548,57 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesince davalı tarafa iadesine, b-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden, AAÜT esaslara göre 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 10-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, dava değerine göre kesin olarak ve oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2020
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca dava konusu değere göre karar kesindir.