Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1951 E. 2020/521 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1951
KARAR NO: 2020/521
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2016/74 Esas – 2018/56 Karar
TARİHİ: 25/01/2018
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ- ALACAK
Taraflar arasındaki itirazın iptali- karşı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin kurulan hükme karşı davalı- karşı davacı vekilince asıl davada kurulan kabul hüküm bölümü yönündün istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile müvekkili banka davalı üniversite arasında 01/09/2014 tarihinde personel maaşlarının ve okul ücretlerinin ödenmesi hususunda sözleşme imzalandığını, dava konusu sözleşme ile davalının 650 personelinin maaş ödemelerinin müvekkili banka aracılığı ile yapılacağını ve 01/09/2014 tarihinden itibaren en az 7000 öğrencinin okul ödemelerini davacı banka aracılığı ile gerçekleştireceğinin düzenlendiğini, müvekkili bankanın da bu şartların sağlanması ve davalı tarafından fatura kesilmesi şartı ile promosyon ödemesi yapmayı üstlendiğini, ancak davalının sözleşmede üstlendiği edimleri yerine getirmediği, sözleşmenin 1.maddesine aykırı olarak personel maaş ödemelerinin 2014 Kasım ayında iki ay gecikmeli olarak başladığını, 2014 Kasımında 411 personel, 2014 Aralık’ta ise 611 personelin ücret ödemesinin davacı banka aracılı ile gerçekleştirildiğini, davalının sözleşmede düzenlenen personel sayısı ve ödemelerin başlangıç tarihlerine riayet etmediğine, 7000 öğrenci şartı olmasına rağmen 2014 Kasım 2342 öğrenci, 01/07/2014 tarihinde ise bu sayının 2469 öğrenci sayısına ulaştığını, buna rağmen ödeme şartları oluşmamasına rağmen davalı tarafından 26/11/2014 kesilen fatura karşılığı 1.000.000 TL nin promosyon bedeli olarak davalıya ödendiğini, sözleşmeyi ihlal eden tarafın davalı olmasına rağmen Beşiktaş … Noterliğinin 18/06/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin davalı tarafça feshedildiğini, fesih sonucu olarak, müvekkili banka tarafından kendisine tahsis edilen promosyon ödemesinin kıstelyevm hesabı ile iadesi gereken miktarın sözleşmenin 14 maddesinde düzenlenen %20 cezai şartın müvekkili bankaya ödenmesi gerektiğini, bu hususta davalının Beyoğlu … Noterliğinin 01/7/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini bu ihtarnameden sonra 10/09/2015 tarihinde davalı ile ödeme protokolü imzalandığını, ancak ödemelerin yine yapılmadığını, davalının bankaya olan borcunun protokolde belirtildiği gibi 1.020.000 TL olduğunu, davalının yaptığı kısmi ödemeler düşüldükten sonra icra takibi konusu olan 687.560 TL bakiye borç kaldığını, protokol ile davalının kendisinde ihbar edilen kusuru borcu ve temerrütü gayri kabili rücu kabul ve beyan ettiği protokolde taksitlerin düzenli ödenmesi koşulu ile borçtan indirim yapıldığını, taksitlerin vadesinde ödenmemesi halinde işbu indirimin geçersiz hale geleceğinin düzenlendiğini, müvekkili bankanın üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen sözleşmenin davalı tarafından feshedildiğini sözleşmenin 14 maddesinde belirtilen kıstelyevm esasına göre, kendisine ödenen 1.000.000 TL promosyon ödemesinin 850.000 TL sinin ve iade edilecek promosyon bedelinin %20 sine karşılık gelen 170.000 TL sini de cezai şart bedeli olarak bankaya ödemekle yükümlü olduğunu, toplamda 1.020.000 TL yaptığını kalan borç miktarının 687.560,00 TL olduğunu belirterek icra takibine yapılan itirazın iptali ile ve %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap- karşı dava dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap- karşı dava dilekçesi ile, Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığını, davacı bankanın tüm öğrenci ve velilere hesap açılması, kredi kullandırılması, kredi mevduat hesabı açılması, kredi kartı vermesi gerekirken söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, bu nedenle müvekkilinin ve öğrencilerinin sıkıntılar yaşadığını, sözleşmenin 14.maddesinde 2.000.000 TL tutarında promosyon tahsis edildiğini ancak bankanın 1.000.000 TL lik kısmını ödediğini, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek asıl davanın reddine, uğradıkları zarar nedeniyle karşı davaları bakımından şimdilik 10.000 TL nin davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 2016/74 E 2018/56 K sayılı kararında özetle, “…Taraflar arasında imzalanan sözleşme incelendiğinde, banka ile kurum arasında kurum personelinin maaşlarının kurum öğrencilerinin her yıl ödemesi gereken okul ücretlerinin taksitler halinde banka tarafından ödenmesi hususunda anlaşıldığı, kurumun 650 personelin tamamının maaş ödemelerinin 01/09/2014 tarihinden itibaren banka aracılığıyla yapılacağının 8.maddesinde 7000 öğrencinin de okul ödemelerinin 01/09/2014 tarihinden itibaren banka aracılığı ile yapacağının kararlaştırıldığı, 14.maddesinde sözleşmede belirlenen dönemlere uygun olarak kurum personeline maaş ödemelerinin ve okul ücretlerinin ödemelerinin banka aracılığı ile gerçekleştirilmesi kaydı ile 15. Maddede belirlenen sözleşme süresi için 2.000.000 TL tutarında bankanın kuruma promosyon ödemeyi borçlandığı yine aynı maddede kurumun sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesi , yada sözleşmeye aykırı hareketinden fesih tarihinden sonraki döneme karşılık gelen meblağın , sözleşmesinin tam süresi içinde ödenen promosyon meblağı üzerinden sözleşmenin kalan süresi için kıstelyevm esasına göre yapılacak hesaplama sonucunu da bulunacak meblağı ve cezai şart bedeli olarak işbu meblağın %20 fazlası kadar tutarı bankaya derhal ödemeyi kabul ettiği sözleşmenin süresinin 15. Maddesinde düzenlendiği ve 5 yıl olduğu başlangıç tarihinin ise 01/09/2014 tarihi olduğu tespit edilmiştir. Üniversite tarafından bankaya gönderilen Beşiktaş … Noterliğinin 18/06/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi incelendiğinde, bankanın yükümlülüklerine yerine getirmediği, 2.000.000 TL promosyon ödemesi gerekir iken 1.000.000 TL ödediği belirtilerek sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği görülmüştür. Banka tarafından üniversiteye gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 1/7/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi incelendiğinde, Beşiktaş … Noterliğinin … nolu ihtarnamesinin cevap niteliği taşıdığı, sözleşmenin kurum tarafından feshinin haklı olmadığı, üniversitenin personel ve öğrenci sayısına uymadığı, ödemelerin başlangıç tarihlerine de riayet edilmediği ,sözleşmenin üniversite tarafından ihlal edildiği, sözleşmenin 14.maddesinde tarif edilen kıstelyevm esasına göre üniversiteye ödenen 1.000.000 TL promosyon bedelinin 850.000 TL sinin bankaya iade edilmesi gerektiğini, ayrıca iade edilmesi gereken promosyon bedelinin %20 sine karşılık gelen 170.000 TL nin de ödenmesi gerektiğini, böylelikle toplam iade edilmesi gereken rakamın 1.020.000 TL olduğunun ihtar edildiği görülmüştür. Taraflar arasında imzalanan 10/09/2015 tarihli protokol incelendiğinde, 1.maddesinde, üniversiteden borçlu bankadan ise alacaklı olarak bahsedildiği, borçlunun bu protokol ile Beyoğlu … Noterliğinin 1/7/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile , kendisine ihtar edilen kusuru borcu ve temerrütü gayrikabili rücu kabul ve beyan ettiği borçlunun sorumlu olduğu borç tutarının her ne kadar 1.020.000 TL de olsa yapılan görüşmeler sonucunda borç miktarının 850.000 TL ye indirildiği protokol şartının ihlal edilmemesi şartı ile borç miktarının 850.000 TL olduğunun , ancak taksitlerin vadesinde ödenmemesi halinde bu protokolün geçersiz hale geleceği ve yapılan indiriminde geçersiz hale gelerek borç tutarının borçlununda kabulünde olan 1.020.000 TL olacağı hususunun düzenlendiği , 4.maddesinde ise, 850.000 TL nin taksitler halinde ödeme takviminin yer aldığı görülmüştür. Banka kayıtları ile üniversite kayıtları üzerinde inceleme yetkisi de verilerek, kurum tarafından yapılan ödeme olup olmadığının, üniversitenin kurumdan alacağının ve miktarının tespiti için bilirkişiden alınan rapor dosyaya bırakılmıştır. Rapora göre, takip tarihi itibariyle, üniversitenin davacı bankaya 332.440,00 TL ödeme yaptığı belirlenmiştir. Davalı – karşı davacı üniversite imzaladığı protokol ile 850.000 TL si iade edilecek promosyon bedeli kalan 170.000 TL si de cezai şart bedeli olmak üzere toplam borç miktarının 1.020.000 TL olduğunu kabul etmiştir. Protokolün 4.maddesinde yer alan ödeme takvime uyulmaması nedeniyle, üniversitenin kurumdan talep edebileceği miktar protokolün 2.maddesinin son cümlesine göre, 1.020.000 TL dir. Bu miktardan takip tarihine kadar ödenen 332.440 TL düşüldüğünde takip tarihi itibariyle davacı bankanın talep edebileceği miktar 687.560,00 TL dir. Takip tarihinden sonra yapılan 13.356,00 TL lik ödeme ile daha sonra yapılacak ödemelerin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınması gerekmektedir. Sözleşmenin üniversite tarafından haklı neden iddiasına dayalı olarak feshedilmiş ise de, öğrenci ve personel sayısına , ödeme başlangıç tarihine uymayan taraf üniversitedir. Bu nedenle üniversite tarafından yapılan fesih haksızdır nitekim taraflar arasında imzalanan protokolde üniversite açıkça birinci maddesinde kusurlu olduğunu kabul etmiştir ,yine 2.maddesinde yapılan indirim ile üniversitenin iade etmesi gereken 850.000 TL olarak kararlaştırılmış ise de, 4.maddede belirlenen ödeme ve vadelere uyulmadığı takdirde indirim hükmünün geçersiz hale geleceği ve davalı – karşı davacının iade etmesi gereken bedelinin 1.020.000 TL olacağı protokolün 2.maddesinin son cümlesinde açıkça kabul edilmiştir. Davalı – karşı davacı protokol imzalaması nedeni ile bu kabulü ne bağlıdır yapılan bilirkişi incelemesine göre takip tarihine kadar toplam 332.440 TL ödemiş olup ,1.020.000 TL den düşüldüğünde takip tarihi itibariyle ödenmesi gereken miktar 687.560,00 TL dir. Takip tarihinden sonra da 13.060,00 TL ödenmiş ise de, bu miktarın icra müdürlüğünce infazda nazara alması gerekmektedir. Davalı üniversite 687.560 TL olarak talep edilen asıl alacağa itiraz ettiğinden, protokol doğrultusunda alacak likit itirazda haksız olduğundan ve haksızlığın / icra inkar tazminat talebinin icra takip tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden bu miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 137.512,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak üniversiteye verilmesi gerekmektedir . İcra takip tarihinden sonra 13.060,00 TL ödendiğinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından hesap yapılırken yapılan ödeme dikkate alınarak 674.500 TL üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabı yapılması gerekmiştir. Karşı dava açısından değerlendirme yapıldığında ise, üniversite tarafından yapılan feshin haksız olduğu bu hususun daha sonra yapılan protokolde üniversite tarafından açıkça ikrar edildiği anlaşıldığından üniversitenin zarar tazmini ile ilgili davasının ise reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı karşı davacı vekili tarafından asıl davada kabul edilen hüküm bölümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı – karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Müvekkilinin özel yasa ile kurulmuş vakıf üniversitesi olup, tacir olmadığını, ilk derece mahkemesinin davada görevli olmadığını, görev itirazlarının karşılanmadığını, Asliye Hukuk Mahkemesinde davanın görülmesi gerektiğini, bu nedenle kararın bozulması gerektiğini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, mahkemece rapora itirazlarının giderilmeksizin karar verildiğini, Taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafça ihlal edilip, kendi kusurundan yararlandırılmasının ve davasının kabulünün doğru olmadığını, Daha sonra taraflar arasında yapılan protokolün taksitlerin vadelerinde ödenmemesi halinde geçersiz hale geleceği düzenlemesi uyarınca her iki taraf için de geçersiz olduğunun kabulü gerektiğini, bu halde tarafların sulh amacıyla ortaya koydukları irade beyanının geçersiz olacağını, Sorumlu görülmeleri halinde ise, maaşların davacı banka kanalıyla ödendiği süre ile sözleşme süresi ve ödenmesi gereken tutar dikkate alınarak hesap yapılması gerektiğini ileri sürerek; hükmün istinaf incelemesi ile kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava ve karşı dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı- karşı davacı vekilince asıl davada verilen kabul kararı yönünden kararın istinaf edildiği analaşılmıştır. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmışıtr. Yargıtay 11. HD 2016/12196 E 2018/874 K 07.02.2018 tarihli emsal karar içeriğinde de vurgulandığı üzere asıl dava ve karşı dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık TTK’ nin 4. maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğinde olmakla, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi doğru olup, davalı- karşı davacı vekilinin görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerekçesiyle ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde değildir. HMK’nın 282. maddesindeki düzenleme uyarınca, hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.. Buna göre, bilirkişi raporları takdiri delil niteliğindedir. Mahkemece hükme esas alınan 12/12/2017 tarihli bilirkişi kurulu rapor içeriğindeki tespitlere de dayanılarak ve gerekçesi yazılarak hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davalı- karşı davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının giderilmeksizin hüküm kurulduğu yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Taraflar arasında 01.09.2014 tarihli personel maaşlarının ve okul ücretlerinin ödenmesi sözleşmesi imzalandığı, davalı- karşı davacı üniversite tarafından Beşiktaş … noterliğinin 18.06.2015 tarih … y.nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı nedenler ileri sürülerek fesh edildiğinin bildirildiği, bankanın cevabi karşı ihtar gönderdiği ve feshin haksız olup sözleşmeye göre ödenen promosyonunun kıstelyevm usulune göre 850.000 TL si ile bunun %20 tutarı 170.000 TL nin toplamı olan 1.020.000 TL nin ödenmesinin talep edildiği, sonrasında ise taraflar arasında 10.09.2015 tarihli protokolün imzalandığı ihtilafsızdır. Mahkeme gerekçesinde de işaret edildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin üniversite tarafından haklı nedenle feshedildiği ileri sürülmüşse de, öğrenci ve personel sayısına , ödeme başlangıç tarihine uymayan taraf üniversite olup, bu nedenle üniversite tarafından yapılan fesih haksızdır. Kaldı ki sözleşme feshinden sonra taraflar arasında imzalanan 10.09.2015 tarihli protokolde üniversite açıkça kusurlu olduğunu kabul etmiştir . Protokolün 2.maddesinde yapılan indirim ile üniversitenin iade etmesi gereken tutar 850.000 TL olarak kararlaştırılmış ise de, 4.maddede belirlenen ödeme ve vadelere uyulmadığı takdirde indirim hükmünün geçersiz hale geleceği ve davalı – karşı davacının iade etmesi gereken bedelinin 1.020.000 TL olacağı protokolün 2.maddesinin son cümlesinde açıkça kabul edilmiştir. Davalı – karşı davacı fesihten sonra imzaladığı 10.09.2015 tarihli protokol hükümleri ile bağlı olup, alınan bilirkişi raporunda işaret edildiği üzere takip tarihine kadar toplam yapılan ödeme 332.440 TL nin , protokolde ödeneceği kabul edilen 1.020.000 TL den mahsubu ile kalan bakiyeden davacıya karşı sorumlu olacağı sonucuyla kurulan hüküm yerinde olup; davalı karşı davacı vekilin asıl dava bakımından sözleşmenin davalı tarafından ihlal edildiğinin kabulü gerekeceği, bu durumda davacının kendi kusuruna dayalı hak talebinin kabulünün yerinde olmadığı, taraflar arasında imzalanan 10.09.2015 tarihli protokoldeki ödemeler yapılmadığı için her iki taraf için geçersiz sayılması gerekeceği, sorumlu görülmeleri halinde ise, maaşların davacı banka kanalıyla ödendiği süre ile sözleşme süresi ve ödenmesi gereken tutar dikkate alınarak hesap yapılması gerektiği yönündeki istinaf nedenleri de yerinde değildir. İlk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi, kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı karşı davacı vekilinin asıl davada kurulan hüküm yönünden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı-karşı davacı vekilinin asıl davada kurulan hüküm yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Başvuran tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca üniversiteler harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, 4-Başvuran tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 6-Dosyanın, kararın kesinleşmesinden sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10/06.2020 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.