Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1944 E. 2020/534 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1944
KARAR NO : 2020/534
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/825 Esas – 2018/942 Karar
TARİHİ: 14/09/2018
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin karara karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının talebi üzerine müvekkili sigorta şirketi tarafından 09/02/2016 tarihli ihtarnamede detayları verilen …. nolu poliçelerin tanzim edildiğini, daha sonra yine davalının talebi üzerine iş bu poliçenin gün esaslı olarak iptal edildiğini, davalının tahakkuk eden 55.282,66 USD tutarındaki prim borcunu ödememesi nedeniyle davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın %20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigorta poliçesi tanzimi hususunda bir talebinin bulunmadığını, sigorta prim ücretindeki peşinat ve taksitlerin hiç bir zaman ödenmediğini, sigorta sözleşmesinin yürürlüğe girmediğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının sigorta sözleşmesinden caydığını, prim alacağının muacceliyet günü olan 27/05/2016 tarihinden itibaren üç aylık süre içinde takip ve dava yoluna başvurulmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan takibin haksız, itirazın yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 14/09/2018 tarihli, 2017/825 Esas – 2018/942 Karar sayılı kararında, “…Davacı tarafından, dava konusu Sigorta Poliçelerinin davalı tarafından talep edildiğine veya yenileme talebi olduğuna ilişkin herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı, keza Sigorta Poliçelerinin imza karşılığında davalıya teslim edildiğine ilişkin de herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı, Davacı tarafın davalının Sigorta Poliçelerini kabul ettiği iddialarında; davalı firmadan …’nin …@….com.tr e-mail hesabından, davacının Brokeri dava dışı … …@.gmail.com adresine 07/09/2016 tarihinde gönderilen e-mailde “… bey, Somali Liman İsletmesine ait tüm poliçelerin iptalinin yapılmasını rica ederim” denilmesine dayandığı, Davalı tarafın Somali Liman İşletmeleri için 26/05/2016-26/05/2017 tarih aralığını kapsayan dönemde davacıdan Sigortalama hizmeti almadığını/talep etmediğini iddia ettiğinden, Somali Liman işletmesi için 26/05/2016 tarihinden itibaren başkaca hangi firmadan Sigortalama hizmeti alındığına yönelik yapılan incelemelerde; 26/05/2016- 07/09/2016 tarihleri aralığında herhangi bir firmadan Somali Liman işletmeleri için Sigortalama hizmeti alınmadığı, 08/09/2016 tarihinden itibaren ise dava dışı … Sigorta’dan Sigorta hizmeti almaya başladığının görüldüğü, bir diğer ifade ile tam olarak davacının 07/09/2016 tarihinde Sigorta Poliçelerini iptal etmesinden 1 gün sonra dava dışı … Sigorta’dan Somali Liman İşletmesi için sigorta hizmeti almaya başladığının görüldüğü,Davacı ve davalı şirket arasındaki sözleşme kapsamında davalının Somali Liman İşletmeleri rizikoları için 26.05.2016-26.05.2017 tarih aralığını kapsayan poliçe düzenlendiği, söz konusu poliçelerin 07/09/2016 tarihinde iptal edildiği ve 138.738,41 USD bedelli İptal Zeyilnamelerinin düzenlendiği, icra takip tarihinde davacının davalıdan sigorta poliçeleri kapsamında (194.021,07 USD -138.738,41 USD) 55.282,66 USD alacaklı olduğu, davalı şirketin likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği…” gerekçesiyle sübut bulan davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Dava konusu poliçelerin yenileme üzerine hazırlanmış poliçeler olduğunu, müvekkili şirket tarafından eski poliçelerin yenilenmesine ilişkin herhangi bir talep olmadığı için de söz konusu poliçe bedellerinin hiçbir zaman ödenmediğini, dolayısıyla davacının riziko sorumluluğunun hiçbir zaman başlamadığı gibi, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlüğe girmediğini, müvekkili şirketin sigorta poliçelerinin tanzim edildiğini şifahen ödeme talep edildiği zaman öğrendiğini, dolayısıyla söz konusu, müvekkili şirket tarafından tanzimi/yenilenmesi istenmeyen ve kabul edilmeyen sigorta poliçelerinin iptalinin istenmesinin hayatın olağan akışından olup, davacının iddialarına dayanak yaptığı e-mailin poliçelerinin kabul anlamı taşımadığının da aşikâr olduğunu, nitekim karara esas alınan bilirkişi raporunda da bu yönde bir tespit yapılmadığını, ilk derece mahkemesince davaya konu poliçelerin davacı tarafından usulüne uygun olarak tanzim ve teslim edildiğinin peşinen kabul edilerek, davanın kabulüne karar verildiğini, bilirkişi raporunda tam aksine tespitler mevcutken davanın kabulüne karar verilmesinin açıkça hatalı olduğunu, hem bilirkişi raporunda hem de ilk derece mahkemesi kararında 08/09/2016 tarihinden itibaren müvekkili şirketin dava dışı … Sigorta’dan sigorta hizmeti almaya başladığını, tam olarak davacının 07/09/2016 tarihinde sigorta poliçelerini iptal etmesinden 1 gün sonra dava dışı … Sigorta’dan hizmet alınmaya başladığının tespit ve değerlendirmelerinin yapıldığını, müvekkili şirketin dava dışı … Sigorta tarafından sigorta hizmeti almaya başlaması arasında 1 gün fark olmasının gayet doğal olduğunu, nitekim müvekkili şirketin, meydana gelebilecek karışıklıkları ve aşkın sigorta yapılmasını önlemek adına temkinli davranarak, davacının müvekkili şirket tarafından talep edilmeksizin ve müvekkili şirketin onayına sunulmaksızın tanzim ettiği poliçelerin iptalini beklediğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, sözleşmenin kurulduğu ihtimalinde dahi davaya konu sigorta sözleşmesinden TTK 1434/2 maddesi uyarınca davacı yanın sözleşmeden caymış sayıldığının kabulü gerekeceği, müvekkilince sigorta prim ve taksitlerinin ödenmemesi sebebiyle hiçbir zaman poliçelerin yürürlüğe girmediğinin ve davacı tarafın sorumluluğunun başlamadığının kabulü gerekeceği, haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/09/2018 tarih, 2017/825 Esas ve 2018/942 Karar sayılı hukuka, yasalara ve dosyaya aykırı kararının istinafı taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sigorta poliçesi prim bedellerinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalı için 26/05/2016-26/05/2017 dönemi için 4 adet sigorta poliçesi düzenlendiğini, davalı talebi ile 07/09/2016 tarihinde bu poliçelerin gün esaslı olarak iptal edildiğini, davalının poliçelere ilişkin tahakkuk etmiş olan 55.282,66 USD primlerinin ödenmediğini ileri sürerken, davalı poliçelerin yenilenmesi talebi bulunmadığını, poliçelerden haberinin olmadığını, Nart broker’in ve iptal mailinde adı geçen …’nin müvekkili şirketi sigorta poliçesi konusunda temsile yetkili olmadıklarını, poliçeler için herhangi bir peşin ve taksit ödemesi yapılmadığını, bu durumda poliçe hükümleri ve TTK 1421. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinin yürürlüğe girmediğini, aksinin kabulü halinde ise TTK 1434/2 maddesi uyarınca sigorta şirketinin sözleşmeden caymış kabul edilmesi gerektiğini, savunmuş; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından dosyaya sunulmuş belgeler incelendiğinde, davalı adına 26/05/2016-26/05/2017 dönemi için 4 adet sigorta poliçesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı davasını temel olarak iş bu poliçelerin iptal tarihine kadar dönem için hak sahibi olduğunu ileri sürdüğü prim alacaklarına dayandırmıştır. Davalı ise yenileme poliçelerini ve bu surette sigorta ilişkisini benimsememiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesi ve Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik (SSBİY) hükümleri uyarınca davacı sigortacı sözleşmenin kurulmasından önce ve sonra karşı tarafı bilgilendirme yükümlülüğü altında olup, dava konusu poliçeler yönünden sigorta şirketince sigortalıya yeterli bilgilendirme yapılıp yapılmadığı, poliçe düzenlendiğinden ve içeriğinden söz edilip edilmediği, poliçenin davalıya teslim edililip edilmediği hususlarının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmediği gibi, davacının davalı yanca poliçelerin bilgisi dahilinde olduğuna ilişkin delil olarak sunulan poliçelerin iptaline ilişkin mailde adı geçen ….nin davalı ne tür bir hukuki ilişkisi olduğu hususunda gerekli araştırma yapılmaksızın ve bu surette esasa etkili deliller yeterince toplanmaksızın, taraflar arasında geçerli bir sigorta sözleşmesi kurulup kurulmadığının TTK’nın 1421. vd. madde hükümleri ile SSBİY hükümleri de dikkate alınarak değerlendirilmeksizin eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması yerinde olmayıp, kararın HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine,4-Davalı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.