Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1943 E. 2020/526 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1943
KARAR NO: 2020/526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2017/176 Esas – 2018/762 Karar
TARİHİ: 03/07/2018
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalının … Pazarlama San. ve Dış Tic. A.Ş’nin yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkilinin, davalının yönetim kurulu başkanı olduğu şirketle 01/04/2011 başlangıç tarihli doğal kaynak su alım-satım konusunda 3 yıllık bayilik sözleşmesi imzaladığını, sözleşmesinin 15.2 maddesi gereğince müvekkilinden sadece borçlu kısmı doldurtturularak 10.000 TL’lik teminat senedi diye davaya konu senet imzalatırıldığını, müvekkili tarafından sözleşme süresinin sona erecek olması ve çevrede açılan başka su satış istasyonları, rekabet ve sürtüşmeler nedeniyle sözleşme bitim tarihi itibari ile bayilik sözleşmesinin yenilenmeyeceğini ve 01/04/2011 tarihinde teminat olarak alınan 10.000 TL’lik senet aslının da tarafına iadesi konusunda Büyükçekmece …Noterliğinin 02/01/2014 tarih, … yevmiye numaralı feshi ihbarnamesi gönderilip tebliğ edildiğini, davalı şirket ile sözleşmesinin iptal edildiğini, senedin muhasebe kasasında olduğu ve daha sonra iade edileceği bildirilmesine rağmen üzeri doldurularak davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, davalı hakkında bedelsiz senedi işleme koymak, sahtecilik, dolandırıcılık suçlarından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/138501 soruşturma dosyası ile şikayet başvurusunda bulunduğunu belirterek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün .. esas sayılı dosyasına konu 10.078,29 TL kadar davalıya borçlu olmadığının tespitine ve % 20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; icra takibine konu senedin teminat senedi olmadığını, davacının dava dışı … A.Ş’ye bir teminat senedi vermiş ise söz konusu davayı ona yöneltmesi gerektiğini, davaya konu senedin müvekkili …’a verildiğini, dava dışı şirketle ilgisi bulunmadığını, dosyaya sunulan sözleşmede müvekkilinin taraf olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 03/07/2018 tarihli, 2017/176 Esas – 2018/762 Karar sayılı kararında, “…dosya içerisinde bulunan Bayiilik Sözleşmesi örneğinden davacı ile dava dışı şirket … Pazarlama San. ve Dış Tic. A.Ş. Arasında bayiilik sözleşmesi yapılmış olduğu görülmüştür.Dosya içerisinde bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı …’ın borçlu … hakkında 29/07/2014 düzenleme, 16/09/2014 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bonodan dolayı kambiyo senetlerine özgü takip başlatmış olduğu, takip dosyası içerisindeki senet örneğinin incelenmesinde borçlunun …, lehtarın … olduğu, senet bedelinin 10.000,00 TL olduğu görülmüştür. Davacı takibe konu senedi dava dışı şirket … Pazarlama San. ve Dış Tic. A.Ş. ile yapmış olduğu, Bayiilik Sözleşmesi kapsamında teminat senedi olarak verdiğini, senedin lehtar kısmının boş olarak verildiğini, sözleşmenin feshinden sonra sözleşmenin tarafı olan şirketin yöneticisi yönetim kurulu başkanının lehtar kısmına kendi adını yazarak senedi iade etmeyip, takibe koyduğunu savunmuştur. Davalı senedin teminat senedi olarak alınmadığını, davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 15.2 maddesinde bayiinin 10.000,00 TL tutarından banka teminat mektubunun verilebileceği öngörülmüştür. Dosya içerisinde bulunan takip ve senet örneği incelendiğinde, senedin davalı adına düzenlenmiş olması, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir hükmün bulunmaması, davacı ile dava dışı … Pazarlama San. ve Dış Tic. A.Ş. arasında bayiilik sözleşmesinde teminat olarak banka teminatı alınacağını yazılı olması, dava konusu senedin davacıdan sözleşme kapsamında teminat senedi olarak alındığına dair bir belgenin bulunmaması, davacının dava konusu senedi davalıya dava dışı … Pazarlama San. ve Dış Tic. A.Ş. İle yapmış olduğu sözleşme sonucunda verdiğini ispatlayamamış olduğu…” gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davalının Yönetim Kurulu Başkanı olduğu şirket ile müvekkili arasında imzalanan Bayilik Sözleşmesi gereğince teminat olarak verilen senedi tahsil ile haksız kazanç elde ederek sebepsiz zenginleşmeye ve müvekkilini maddi manevi mağdur etmeye çalıştığından huzurdaki davanın açıldığını, mahkemece delillerin toplanmadığını, tanıkların dinlenmediğini, icra dosyalarının incelenmediğini, dosya bilirkişiye tevdi edilerek dava dışı … Pazarlama San ve Dış Tic. AŞ.’nin ticari defter ve kayıtlarının incelenmediğini, davalı tarafından; yönetim kurulu üyesi ve yetkilisi olduğu şirket tarafından yapılan sözleşme ile teminat olarak alınan senetler icraya konu edilerek haksız kazanç elde etme çaba ve gayreti içerisine girildiğinin bilirkişi raporu ile de ortaya çıktığını, icra takipleri, dava dosyaları, soruşturma dosyalarındaki senet miktarları incelendiğinde hepsinin 10.000.TL’lik teminat senetleri olduğunu, davalı ile müvekkili arasında ticari bir iş veya para alış verişi bulunmadığını , müvekkilinin ne davalıya ne de dava dışı şirkete karşı hiçbir borcu bulunmadığını, dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiş olsaydı bu hususun açıkça görüleceğini, ayrıca senet üzerinde bir inceleme yapılmadığını, senedin 3,5 yıl önce sadece rakam, borçlunun ismi ve adres kısımlarının doldurularak imzalandığını, senedin sonradan doldurulduğunun da görüleceğini ileri sürerek, istinaf incelemesi neticesinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tesbitine, senedin iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava bonoya dayalı başlatılan icra takibi kapsamında İİK 72 maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanını reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı dava konusu bononun müvekkilince imzalandıktan sonra diğer bölümleri boş olarak dava dışı şirket ile yapılan bayilik sözleşmesinin 15.2 maddesi uyarınca teminat olarak şirkete verildiğini, ancak daha sonra davalı yanca doldurularak aleyhinde takip yapıldığını ileri sürmüştür. Davalı ise teminat iddiasının yazılı kanıtlanması gerektiğini, bononun müvekkkiline verildiğini ileri sürmüştür. Takibe ve davaya konu bononun kambiyo senedi vasfında olup sebepten mücerrettir. Bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve ayrıca teminat bonosu olduğu hususunun davacı tarafından yazılı delil ile kanıtlanması gerekmektedir. Davalının tanık deliline muvafakat etmediği de gözetildiğinde, davacı vekilinin, tanıkların dinlenmeyerek eksik inceleme ile karar verildiği yönündeki istinafı yerinde değildir. Bu kapsamda, davanın tarafları ile ilgili olmadığı anlaşılan ve 3. Kişilerle ilgili icra takip dosyalarının celb edilip incelenmediği yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. Davacının dava dışı şirketle arasında imzalanan ve örneği dosyada bulunan sözleşmenin 15.2 maddesinde banka teminat mektubundan söz edildiği de gözetildiğinde, dava konusu bononun 3. Kişi şirket ile yapılan sözleşme kapsamında verilmiş teminat senedi olduğunun da kanıtlandığından söz edilemeyecektir. Bu nedenle davacı vekilinin dava dışı şirketten bono akibetinin sorulmadığı yine dava dışı şirketin ticari defterleri incelenmeksizin sonuca gidildiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusununa HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.