Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1931 E. 2020/284 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1931
KARAR NO: 2020/284
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2016/101 Esas – 2018/775 Karar
TARİHİ: 10/09/2018
DAVA: Çek İstirdatı
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. Ltd. Şti. ile yaptığı ticari alışveriş neticesinde … Bankası Adana Girişimci Şubesine ait … çek seri numaralı, 27/01/2016 keşideli 57.230,00TL bedelli çekin kargoda çalındığını çekin tahsil edilmemesi için Adana 1 Asliye Ticaret Mahkemesinde çek iptali davası açıldığını ve çek üzerine ödeme yasağı konulduğunu, çekin davalı firmanın cirosu da dahil olmak üzere üç adet sahte ciro görmek suretiyle muhatap bankaya takas edildiğinin görüldüğünü, davacı firmaya atfen yapılan ilk ciro ve kaşenin davacı firmaya ait olmadığını, sahte olarak tanzim edildiğini ve imzalandığını, müvekkili lehdarın cirosundan başlamak üzere son hamilin eline üç adet sahte ciro görerek meşru olmayan yollardan geçen davalı firmanın basiretli bir tacir gibi davranmayıp kötü niyet veya ağır kusurundan ötürü çalıntı çeke sahte cirolar atıp resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlemiş olduğunu belirterek, tüm bu sebeplerle çekin icra takibine konu edilmesini önlemek için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, çekin istirdadı suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; çekin ciro yoluyla davalının eline geçtiğini, ciro silsilesinde harhangi bir kopukluk olmadığını, davalının çekin yetkili hamili olduğunu, davanın haksız ve mesnetsiz olarak açıldığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 10/09/2018 tarihli, 2016/101 Esas – 2018/775 Karar sayılı ilamıyla; “…6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde ‘Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.’ şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatına karar verilebilmesi için davacının dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Bu durum karşısında davada ispat yükü çekin istirdatına karar verilmesini talep eden davacıya ait olup aksinin kabulü kıymetli evrakın mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır. Davaya konu çekin tetkikinde, lehdarın … Ltd Şti olup, cirantaların sırasıyla …, …, …, … Bankası olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde davacı olarak …Tic isimli şirket gösterilmiş ise de, vekaletnamenin … Şti olduğu anlaşılmakla mahkememizce her iki şirketin ticaret sicil kayıtları celbedilmiş ve davacı vekilinden bu hususta beyanda bulunması istenmiştir. Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu 16/07/2018 tarihli dilekçesinde müvekkilinin … İmalat Sanayi olduğunu beyan etmiştir. Mahkememizce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen yazı cevabının tetkikinde … Ltd. Şti ve … Ltd Şti’nin iki farklı tüzel kişilik olduğu anlaşılmıştır. Dava, çekin istirdatı istemine ilişkin olup, davacı çekin meşru hamili olduğunu ispatlayamadığı gibi çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu ispat edebilmiş değildir. Dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığı…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, davaya konu çekin lehdar kısmında yeteri kadar alan olmadığı için dava dışı çek keşidecisi tarafından davacının ünvanı sadece “… Ltd. Şti.” şeklinde yazılmış ise de çekin sol üst köşesine aynı zamanda davacı lehdar müvekkilinin bağlı bulunduğu vergi dairesi ile vergi numarasının yazıldığını, yine çekin arkasındaki davalı dışındaki üç adet cironun üçü de sahte olup davalı yanca bu çeki nasıl ve hangi ticari ilişkiden dolayı aldığına ilişkin bir tek delil bile ibraz edilmediğini, savcılık soruşturması halen devam etmekte iken ilk derece mahkemesince davalının ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesinin karar vermesinin usule aykırı olduğunu, kaybolan/çalınan çekin çok açık bir şekilde organize bir suç örgütünün eline geçtiğini, iyi niyetli hamil yaratma saiki ile de araya üç sahte ciro atıldığını, basiretli bir tacir gibi davranması beklenen anonim şirket vasfındaki davalının ise yaşadığı ekonomik sıkıntıların da etkisiyle çeki aldığını, nitekim davalı ile ilgili olarak Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/721 Esas sayılı dosyasından iflas erteleme davasının halen derdest olduğunu, kabule göre de çek iade davalarının maktu harca tabi davalar olup davanın reddi halinde maktu vekalet ücetine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin de usule aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve iddiaları doğrultusunda yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdatı davası olup mahkemece, davacının çek hamili olduğunu kanıtlayamadığı ve hamilin ağır kusurlu olduğunun kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çekin dosyadaki örneğinden, son hamilin davalı cirosu ile … Bankası A.Ş. olduğu, yine yargılama sürecinde celb edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyasından dava konusu çekin … Bankası A.Ş. tarafından takibe konu edildiği anlaşılmaktadır. Davanın, TTK’nın 792. maddesi kapsamında çek istirdadı istemine ilişkin olduğu da gözetildiğinde, iş bu davanın davalısı çeki elinde bulunduran hamil olacaktır. Buna göre davalının, bu davada pasif husumet ehliyeti (davalı sıfatı) bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacının esasa dair ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde olmamakla birlikte, davanın pasif ehliyeti husumet yokluğundan reddi ve buna bağlı olarak da davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince hukukun olaya uygulanmasında hata edildiği anlaşıldığından, kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Davacı tarafından ileri sürülen esasa dair istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, ilk derece mahkemesince hukukun olaya uygulanmasında hata edildiği anlaşıldığından, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın, pasif husumet ehliyeti (davalı sıfatı) yokluğu nedeniyle reddine, 2-Alınması gereken 54,40TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 977,35 TL harçtan mahsubu ile artan 922,95 TLharcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avanslarının, karar kesinleştiğinde, yatıran tarafa iadesine, 6-İstinaf giderleri yönünden: a-Davacı tarafından, istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına, b-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin istinaf harcının talep halinde iadesine, c-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça harcanan yargılama giderlerinin, kararımızın mahiyetine göre, takdiren davacı üzerinde bırakılmasına, d-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından, ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 7-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 05.03.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.