Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/192 E. 2018/946 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/192
KARAR NO : 2018/946
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/1142 Esas – 2017/1017 Karar
TARİH : 23/10/2017
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen çek istirdadı davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12.800,00 TL alacağına karşılık …den aldığı ve lehdarı bulunduğu … Bankası Sultanhamam şubesine ait 02/11/2016 tarihli, …no’lu bir adet çeki düşürdüğünü ya da çaldırdığını, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/948 esas sayılı dosyası ile cek iptali davasının açıldığını, ödeme yasağı kararı verildiğini, çekin müvekkilinden çalındığını ve istirdatının gerektiğini belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin haklı hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun tespitine, çekin istirdatı ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin 25/07/2016 tarihli fatura ile …’dan 12.800,00 TL alacaklı olduğunu, alacağına karşılık dava konusu çeki ciro yolu ile aldığını, çekin davacı şirketin kaşesi altında şirket yetkilisinin imzasıyla usulüne uygun olarak ciro edildiğini, ciro silsilesinin tam olduğunu, müvekkilinin çekin davacının rızası dışında elinden çıktığını bilebilecek durumda olmadığını, iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi 23/10/2017 tarih 2016/1142 Esas – 2017/1017 Karar sayılı kararında özetle; davanın 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca rıza hilafına elden çıkan çekin istirdatı istemine ilişkin olduğu, anılan yasa maddesi uyarınca davacının, çeki iktisap etmekte davalının kötü niyetli yada ağır kusurlu olduğunu ispatla yükümlü olup bu ispat yükünün yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde;
Davalı taraf dilekçesinde bahsedilen …’dan ticari satımından kaynaklanan 25/07/2016 tairhli ve … no’lu tanzim edilmiş irsaliyeli faturanın, Yargıtayın yerleşik içtihadına göre fatura tek başına delil niteliğine haiz olmadığından, sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olmasının taraflar arasında akdi ilişkinin kurulmuş olduğunu dolayısı ile bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu ispatlamayacağını, söz konusu faturanın davalı tarafın ve dava dışı …’ın ticari defterlerinde işlenmediğinin ortaya çıktığını,
Davalı tarafın, dava dışı …ile aralarında ki ticari ilişkiye istinaden davaya konu çeki verdiğini, buna ilişkin fatura düzenlendiğini belirttiğini, 25/07/2016 tarihli ve 095351 tarihli faturanın kaydı gerektiğini, bir mal ya da hizmet tesliminde bulunmuş olan tarafın düzenleyeceği faturanın, düzenleyenin yasal defterlerine kaydı ile ilgili usullerin Vergi Usul Kanunu’nda hüküm altına alındığını, düzenlenen bir faturanın, düzenleyenin defterlerine yasal hükümler çerçevesinde kayıt edilmesinin zorunlu olduğunu, bu sebeple davalı tarafın ve dava dışı …’ın ticari defterinin bilirkişi marifetiyle incelendiğini,
Nitekim 06/07/2017 tarihli bilirkişi raporunun 6. sayfasında; “Davacı yana ait incelenen 2016 yılı ticari defterlerde, … ile arasında bir ticari ilişkiyi gösterir, ticari belge ve bilgiye rastlanılmamıştır.” şeklinde, ayrıca, 9.sayfada ise “…davacının 2016 ticari defterlerinde ikinci ciranta olan dava dışı … ve üçüncü ciranta olan … ile ticari ilişkisi görülmemiştir.” şeklinde rapor yazıldığını, davalı … ve dava dışı .. ile müvekkili arasında hiçbir ticari ilişkinin bugüne dek yaşanmadığını,
Söz konusu çeklerin müvekkilinin rızası dışında elinden çıkması ve çeki elinde bulunduran şahsın haklı hamil olmaması sebebiyle, çeklerin iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalı tarafın bunu bilebilecek durum olduğunu, bu nedenle davalı tarafın iyi niyetli olduğuna dair iddiasına itibar edilemeyeceğini,
Davalı tarafın ve dava dışı …’ın danışıklı işlemler gerçekleştirdiğini, davalı tarafın iş bu sebeple iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğini, söz konusu çeklerin müvekkilinin rızası dışında elinden çıkması ve çeki elinde bulunduran şahsın haklı hamil olmaması sebebiyle çeklerin iptaline ve davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin 23.10.2017 tarihli, 2016/1142 Esas ve 2017/1017 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1142 Esas ve 2017/1017 Karar. sayılı dosya kapsamı.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava TTK.’nın 792. maddesi uyarınca davacının yetkili hamil ve hak sahibi olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürdüğü dava konusu çekin davalıdan istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK.’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleri ve kamu düzeniyle sınırlı inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK.’nın 790. Maddesi uyarınca, “ Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”.
Yine TTK.’nın 792. Maddesi uyarınca, “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür” .
Davalının elinde bulunan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup; davacının, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve çeki elinde bulunduran davalının kötüniyetli ve iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir.
Davalı dava konusu çeki dava dışı … ‘dan, ticari ilişkilerine karşılık olarak aldığını ve iyi niyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddini istemiş ve ilk derece mahkemesince de davacının ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapor içeriğine göre; davacının ticari ilişkisi kapsamında ….den aldığı ve lehdarı bulunduğu …. Bankası Sultanhamam şubesine ait 02/11/2016 tarihli, … no’lu dava konusu bir adet çekin şirket kaşesi altına atılan imza ile beyaz ciro ile ciroladığının anlaşıldığı, çek üzerindeki ciro silsilesinin görünüşte düzgün olduğu, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, davalının çeki iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun davacı tarafça ispat edilememiş olması karşısında; davacı vekilinin, davalının kötü niyetli hamil olduğuna dair ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görüyleliştir.
İlk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK.’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.28/09/2018
KANUN YOLU : HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.