Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1912 E. 2019/223 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1912
KARAR NO : 2019/223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2018
NUMARASI : 2016/1195- 2018/593 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında ticari iş ilişkisi bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya bir adet Mazok Integrex 200-III CNC torna makinası ve makina ekipmanları teslim edilerek karşılığında 216.000,00 TL’lik 30/06/2016 tarihli fatura düzenlendiğini, davalı tarafından müvekkiline kısmi ödemler yapıldığını, davalının müvekkiline bakiye 146.300,00 TL borcu bulunduğunu ileri sürerek, 146.300,00 TL alacağın 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 23/02/2017 tarihli dilekçesi ile; dava alacak davası olarak açılmış ise de, öncesinde aynı alacaktan bahisle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine yetkiye ve borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince, davanın itirazın iptali davası olup davalının icra takibinde, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, icra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu, çünkü davacının yerleşim yerinin Eyüp ilçesinde olup mahkemenin yargı çevresi dışında olduğu, bu nedenle TBK’nın 89. maddesinin uygulanamayacağı, davalı şirketin faaliyet adresinin Ümraniye ilçesinde olduğu, bu nedenle yetkili icra müdürlüğünün İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü olduğu, böylece takibin yetkisiz icra dairesinden yapıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından, süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;İcra takibinin, müvekkilinin yerleşim yeri olan Eyüp İlçesinin bağlı olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünde yapıldığını, bu nedenle icra dairesinin yetkili olduğunu, çünkü TBK’nın 89. maddesi uyarınca para alacağı için ödeme yerinin müvekkilinin yerleşim yeri olup, müvekkilinin yerleşim yerindeki icra dairelerinin yetkili olduğunu,Davanın, davalı tarafça takip edilmemesine rağmen ve mahkemenin yetkisine itiraz edilmemiş olmasına rağmen mahkemenin yetkiyi resen gözetmesinin usule aykırı olduğunu, eğer mahkeme yetkisiz olduğunu düşünüyorsa dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini,Bu nedenlerle istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, ticari satımdan doğan satım bedeli alacağının tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır. Davacı vekili, daha sonra verdiği 07.02.2017 tarihli dilekçeyle HMK’nın 141. maddesini gerekçe göstererek davasını itirazın iptali davasına dönüştürmek istediği anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Öncelikle ilk derece mahkemesinin usulüne uygun şekilde taraf teşkili yapıp yapmadığı hususunun resen incelenmesi gerekmiştir. Çünkü bu husus, Anayasa’da düzenlenen adil yargılanma hakkı ve HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen ve temel yargısal hak niteliğindeki adil yargılanma hakkıyla ilgilidir.Dava dilekçesinde gösterilen davalı adresine çıkarılan tebligatın, muhatabın adresten taşındığı gerekçesiyle bila tebliğ döndüğü, bunun üzerine mahkemece İstanbul Ticaret Odası internet sitesinden tespit edilen adrese TK’nın 35. maddesine göre doğrudan tebligat çıkarıldığı anlaşılmaktadır.Oysa, icra takip dosyasının yapılan incelemesinde, davalı adına itiraz dilekçesi veren vekilin vekaletnamesinde davalının TC kimlik numarasının ve adresinin bildirildiği görülmektedir. Vekaletnamede gösterilen … Beykoz/İSTANBUL adresinin aynı zamanda davalının mernis adresi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu adrese tebligat çıkarılmamıştır.7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 1.fıkrasına göre, gerçek kişi davalıya doğrudan doğruya 35.maddeye göre tebligat yapılabilmesi mümkün değildir. Dava dosyasında daha önce usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığına göre, doğrudan doğruya TK’nın 35. maddesine göre çıkarılan tebligat geçersizdir.TK’nın 35/4. maddesinde sadece tüzel kişiler bakımından bir tebligat kolaylığı getirilmiş ve tüzel kişilerin resmi kayıtlardaki adreslerine 35. maddeye göre tebligat yapılma imkanı sağlanmıştır.Somut olayda davalı tüzel kişi olmayıp gerçek kişi tacir olduğuna göre, tüzel kişiler için öngörülen tebligat usulü uygulanamaz. TK’nın 35/2. maddesine göre, adresini değiştiren kimsenin yeni adresi bilinmediği takdirde, öncelikle adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri tespit edilmeli ve o adreste de muhatabın bulunamaması halinde tebligatın TK’nın 21/2. maddesine göre yapılması gerekir.Somut olayda usulüne uygun taraf teşkili yapılmadan ve davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmek suretiyle dava görülüp sonuçlandırılmıştır.İlk derece mahkemesince yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda öncelikle taraf teşkili sağlanmalı ve dilekçelerin teatisi işlemleri tekrarlanmalıdır. Mevcut haliyle istinaf incelemesine elverişli bir ilk derece mahkemesi kararının varlığından söz edilemez.HMK’nın 353/1.a.maddesinde ilk derece mahkemesi kararlarının usul yönünden incelenmesi düzenlenmiştir. Usuli incelemenin kapsamı HMK’nın 353/1.a. maddesinde altı bent halinde sayılmıştır. Ancak bu sayımın sınırlı olmadığı, Yargıtayın mutlak temyiz sebebi olarak kabul ettiği tüm konularda (mutlak istinaf sebeplerinin mevcudiyeti halinde) bu maddenin uygulanması gerekir (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf, Ankara – 2009, s.305). Somut olayda temel yargısal hak niteliğindeki adil yargılanma hakkı ihlal edildiğinden bu husus mutlak istinaf sebebi olarak resen gözetilmelidir.Mahkemece davanın görülebilmesi için gerekli koşullar tamamlanmadan ve davalının hukuki dinlenilme hakkı sağlanmadan karar verilmiş olması nedeniyle, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,
2-Davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.4. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/02/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.