Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1909 E. 2018/1466 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1909
KARAR NO : 2018/1466
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2018 tarihli ara kararı
NUMARASI : 2017/836 E.
DAVANIN KONUSU: Alacak- Tedbir
Taraflar arasında görülen dava içindeki ihtiyati tedbir isteminin yazılı nedenlerden dolayı reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı, süresi içinde ihtiyati haciz isteyen/davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı dava ve tedbir talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin istiridye mantarı üretimi yapmakta olduğunu, müvekkili şirketin sektörel faaliyetini profesyonellik aşamasındaki donanımı ile kuran ve devam ettiren bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin ayakta kalabilmesi açısından hayati öneme sahip sübvansiyonlu kredinin normal seviyeye çekildiğini, müvekkili şirketin üretime devam ettiğini, müvekkilinin, haksız olarak normal seviyeye çekilen krediyi ödeme konusunda güçlük yaşaması nedeniyle üretimin devamında sıkıntı yaşadığını, bu sebeple davalı tarafın tesiste üretim faaliyetine devam edildiğini, dayanaksız ve haksız işlem ile kredi faiz oranlarını tek taraflı olarak arttırması karşısında müvekkilinin üretimin devam edebilmesi ve krediyi ödeme konusunda sıkıntıya düşmemesi için dava sonuna kadar tedbiren kredinin “sübvansiyonlu tarım kredisi”oranından faiz uygulamasına devam etmesine ve “işletme kredisinin” kullandırılmasına yönelik tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ise davacının tesisinde üretime son verildiğinden kredinin normal krediye dönüştürüldüğünü ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi istinafa konu 29.06.2018 tarihli ara kararında; ”Davanın delillerin toplanması aşamasında olduğu, dava sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak ve tazminat istemine dayanmakta olup taraflar arasındaki sözleşmedeki kredi faiz türüne ve oranına ilişkin bir talep ve dava bulunmadığı, bu itibarla da mahkemece tarafların dava ve taleplerini aşacak şekilde dava konusu olmayan bir hususta ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, kaldı ki sübvansiyonlu tarım kredisi oranından faiz uygulamasına devam edilmesi yönündeki talebin taraflar arasındaki sözleşme ilişkine müdahale niteliğinde olup HMK’nın 389. kapsamında ihtiyati tedbire konu edilemeyeceği… ” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkili şirketin istiridye mantarı üretimi yapmakta olup sektörel faaliyetini profesyonellik aşamasındaki donanımı ile kuran ve devam ettiren bir şirket olduğunu, söz konusu faaliyeti dolayısı ile … Bankası Gebze Şube Müdürlüğü’ne üreticilerin tarımsal üretime yönelik finansman ihtiyaçlarının desteklenmesi amaçlı”sübvansiyonlu kredi” talebinde bulunduğunu, davalı tarafından uygun bulunarak kredi kullanımına başlanıldığını,
Davalı bankanın, %5,5 faiz oranı ile kullandırılan sübvansiyonlu tarım kredisini, “Banka tarafından, fabrikada üretime son verildiğine dair herhangi bir saptama veya ilgili tarım İl müdürlüğü tarafından yapılmış herhangi bir olumsuz tespit olmaksızın” dayanaksız şekilde %14+1 normal cari kredi seviyesine çektiğini ve üretim faaliyetine devam ettiğini görmezden geldiğini, dosya kapsamında alınan tüm raporlarda üretimin devam ettiğinin açık olduğunu, davalı tarafın krediyi normal seviyeye çekmesi işleminin hukuka aykırı olduğunun açıkça görüldüğünü, bu nedenle de sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak ve tazminat isteminin yanında “müvekkilinin davalı bankadan kullandığı kredi taksitlerinde sübvansiyonlu kredi oranını aşan miktar için borçlu olmadığının menfi tespitine, yani cari krediye çevrilmiş oranın haksız olduğunun tespitine” de karar verilmesini talep ettiğini,
Davanın konusu %5,5 faiz oranı ile kullandırılan sübvansiyonlu tarım kredisinin dayanaksız şekilde %14+1 normal cari kredi seviyesine çekilmiş olduğunu, dolayısıyla kredi faiz türüne ve oranına ilişkin bir taleplerinin bulunduğunu,
Müvekkili şirketin ayakta kalabilmesi açısından hayati öneme sahip olup, sübvansiyonlu kredinin normal seviyeye çekilmesi nedeniyle müvekkili şirketinde üretiminin henüz devam ettiğini, müvekkilinin haksız olarak normal seviyeye çekilen krediyi ödeme konusunda güçlük yaşaması nedeniyle üretimin devamında sıkıntı yaşadığını,
Mahkeme ara kararında sübvansiyonlu tarım kredisi oranında faiz uygulanmasına devam edilmesi yönündeki talebin taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine müdahale niteliğinde olup ihtiyati tedbire konu edilemeyeceği”nden bahsetse de bu kanaate varmanın doğru olmadığını, bazen sözleşmenin kurulduğu sıradaki şartlar ilerleyen zamanlarda umulmayan şekilde değişmesi nedeniyle artık borçludan edimini ifa etmesini beklemek, sözleşme adaletine (dolayısıyla dürüstlük kuralına) aykırılık teşkil edeceğini, gerek sözleşmede gerek kanunda uyarlamaya ilişkin bir düzenleme bulunmuyorsa bu durumda değişen şartların sözleşmeye etki edip edemeyeceği, etki edecekse hangi şartların sözleşmenin uyarlanması sonucunu doğuracağı hususları gözetilmeden ara karar oluşturulmasının hukuka aykırı olduğunu,
Açıklanan nedenlerle, üretimin devam edebilmesi açısından “dava sonuna kadar” tedbir olarak, kredinin “sübvansiyonlu tarım kredisi ” olarak devam etmesine yönelik tedbir kararı verilmesini talep etme gereksiniminin doğduğunu,
Dava sonuna kadar müvekkiline kullandırılan sübvansiyonlu kredi oranından faiz uygulanmasına yönelik talep edilen tedbir talebinin reddi ara kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek, istinafa konu ara kararının kaldırılmasına ve tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, HMK’nın 389 ve devamı maddelerine dayalı ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı bankanın sözleşmedeki koşullar oluşmadığı halde sübvansiyonlu kredi faizi uygulanmasından vazgeçtiği ve yüksek oranda kredi faizi uygulanmaya başladığı iddiasından kaynaklanmaktadır. Davalı bankanın bu uygulamasının sözleşmeye aykırı olup olmadığı hususunda mahkemede yaklaşık ispat düzeyinde kanaat oluşturacak deliller bu aşamada henüz toplanmadığı ve HMK’nın 390/3. maddesindeki koşulların bu aşamada gerçekleşmediği kanaatine varıldığından, ilk derece mahkemesinin ret ara kararı isabetli bulunmuştur.
Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.06/12/2018
KANUN YOLU : HMK’nın 361/1.f. ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.