Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1894 E. 2020/149 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1894
KARAR NO : 2020/149
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2018
NUMARASI : 2017/517 -2018/777 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirketin iş yerinde kullanılmak üzere davalıdan 19.072016 tarihinde 7.080 TL bedelle dava konusu … Kabololu Sert Temizleme Makinesi satın aldığını, kısa bir süre sonra makinenin arızalandığını, davalının teknik personelinin 27/10/2016 tarihinde yedek parça değişimi yapılarak 371,70 TL servis ücreti aldığını, 18/11/2016 tarihinde tekrar arıza yaptığını, davalı tarafından bir kısım parça değişimi yapılarak 146,20 TL servis ücreti ödendiğini, akabinde cihazın tekrar arızalandığını, makinanın motoru yandığından bahisle götürüldüğünü, 16/01/2017 tarihinde geri getirildiğini ve 70 TL servis ücreti alındığını, ancak cihazdaki arızaların sürekli devam ettiğini, cihazdan istenilen faydanın temin edilemediğini, halihazırda müvekkiline ait işyerinde cihazın çalışmaz şekilde tutulduğunu ileri sürerek satış bedeli 7.080 TL’nin ve 578,90 TL servis ücretinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının muayene ve ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, cihazın ayıplı olmadığını, cihazdaki arızaların kullanımdan kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda,dava konusu olan sert zemin temizleme makinasının davacıya teslim tarihi olan 19/07/2016 tarihinden sonra 27/10/2016 tarihinde ilk arızanın meydana geldiği servise bildirildiği, makinada hortum değişikliği, zemin lastiği değişimi yapıldığı, 18/11/2016 tarihinde pis su hortumu değişimi yapıldığı, 12/01/2017 tarihli arıza tespit formunda makinanın motorunun yanık olup davalı tarafından teslim alındığı, 16/01/2017 tarihinde motorun çalışmadığı tespit edilmiş olup, makinada sürekli arızaların oluştuğu, makinanın motoru ve hortumu birbiri ile irtibat halinde bulunan fonksiyon elemanlarından olup teknik sistemlerin kullanılmaya başlamasının akabinde arızaların meydana gelmesi, malzeme imalat montaj hataları kaynaklanabileceği, üretim hatasına dayalı gizli bir ayıp niteliğinde bulunduğu, tamir süreci içerisinde ayıbın giderilemediği teknik bilirkişi tarafından tespit edildiği, ayıbın ortaya çıkması ile davacı tarafından teknik servise ihbarda bulunulmasından dolayı ayıp ihbarının süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davacıda bulunan … kablolu sert temizleme makinasının davalıya iadesine, 7.667,90 TL’nin iade tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun gelişigüzel düzenlendiğini, raporda objektif bir değerlendirme yapılmadığını, somut dayanakların bulunmadığını, TTK hükümlerine göre, süresi içinde usulüne uygun ayıp ihbarının olmadığını, arızaların üretimden değil kullanıcı hatasından kaynaklandığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, satıma konu cihazın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacağının tahsili istemine ilişkindir.Davacı, davalıdan satın alınan makinenin sürekli arızalandığını, makinenin ayıplı olduğunu, makineden beklenen faydanın sağlanamadığını iddia etmiş, davalı ise, makinenin ayıplı olmadığını, arızaların kullanımdan kaynaklandığını, muayene ve ayıp ihbarı yükümlülüğün yerine getirilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosyada alınan bilirkişi raporunda, dava konusu makinenin 19.07.2016 tarihinde satın alındığı, davalı tarafça aynı tarihte makinenin kurulumunu yapılarak davacıya teslim edildiği, ancak makinede sürekli arazıların meydana geldiği, davalı tarafça arızanın giderilmesi için 27.10.2016 tarihinde makinenin hortum ve zemin lastiği değişimi yapıldığı, 18.11.2016 tarihinde pis su hortumu değiştirildiği, 16.01.2017 tarihinde motorun su alması nedeniyle motordaki arızanın giderildiği, 20.03.2017 ve 19.04.2017 tarihlerinde makinede yeniden arızaların nüksetmesi üzerine davalının işyerine götürülerek genel bakıma alındığı, sürekli tekrar eden arızaların kullanım hatasından kaynaklanmadığı üretim hatasına dayalı gizli ayıp mahiyetinde olduğu belirtilmiştir.Bu durumda, dava konusu makinede zamanla muhtelif arızalar meydana geldiği, davalı tarafından yapılan müdahale ve onarımların ayıpların giderilmesi için faydalı olmadığı, makineden istenen verimin alınamadığı dosya kapsamıyla sabit olup, makinedeki imalattan kaynaklı ayıpların kullanımda ortaya çıkacağından bu ayıbın “gizli ayıp” kapsamına girdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6102 sayılı TTK.’nun 23/1-c maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur. Bu süreler, satılan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün, açıkça belli değilse sekiz gündür. Gizli ayıp basit bir muayeneyle anlaşılamayacak durumda ise bu tür bir ayıbın ortaya çıkması halinde B.K.’nun 223-2. fıkrası uyarınca ayıbın derhal satıcıya bildirilmesi gerekir.O halde, dava konusu makinede arızaların nüksetmesi üzerine davacı tarafından teknik servise bildirimde bulunulmuş olması gözetildiğinde, derhal bildirimde bulunma yükümlülüğünün davacı tarafça yerine getirildiğinin kabulü gerektiğinden ilk derece mahkemesinin bu yöndeki tespit ve değerlendirmeleri yerinde görülmüştür.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 392,85 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12/02/2020