Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1888 E. 2020/112 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1888
KARAR NO: 2020/112
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2017/242 -2018/572 E.K
DAVANIN KONUSU: Çek İstirdadı
Taraflar arasındaki çek istirdadı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı …Ltd. Şti. ile olan ticari ilişkisinden dolayı alacağına karşılık anılan şirket tarafından müvekkili adına düzenlenen 31.01.2017 tarihli 13.346,19 TL bedelli çekin hırsızlık sonucunda elinden çıktığını, sözkonusu çek hakkında çek iptali davasının açıldığını, bu dava devam ederken davalı tarafından dava konusu çeke dayalı olarak icra takibine girişildiğinin öğrenildiğini, çekin arkasında müvekkili şirketin cirosunun bulunmadığını, onun yerine “… A.Ş.” unvanıyla sahte kaşe ve ciro yapıldığını, bu isimde bir şirket kaydının olmadığınıu, ciro silsilesinin kopuk olduğunu, davalının yetkili meşru hamil olmadığını, ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, dava konusu çekin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin çekte yetkili meşru hamil olduğunu, ciro silsilesinin şeklen muntazam ve birbirine bağlı cirolardan oluştuğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava konusu çekin hamilinin davacı şirket olduğu, dava konusu çekin hamili olan davacı şirkete çekin çalınması sonucu çekin arka yüzünde davacı şirket kaşesinin sahte olarak cirolandığı, ciroda davacı şirketin adının … kaşesi ile cirolandığı, dolayısıyla çekteki ciro silsilesinin kopuk olduğu, davacı şirketin çekin yetkili hamili olmadığı gerekçesiyle, dava konusu çekin davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından, süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun ispat edilemediğini, çekteki cironun sahte olmasının ciro zincirini etkilemeyeceğini, ciro silsilesinin muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediği incelenirken dış görünüşün incelenmesinin yeterli olduğunu, kaldı ki cironun sahteliğinin araştırılmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, rıza hilafına elden çıkan çekin istirdatı istemine ilişkindir. Çekte lehtar ciranta olan davacı, çekin rızası hilafına elinden çıktığını, cirosu bulunmadan çekin tedavüle sokulduğunu, ciro silsilesi kopuk olduğundan davalının yetkili meşru hamil olmadığını ileri sürerek işbu davayı açmış, davalı ise çekin yetkili ve iyi niyetli hamili olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, çekte ciro silsilesi kopuk olduğundan, davalının çekin yetkili meşru hamili olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu 31.01.2017 tarihli, 13.346,19 TL bedelli çekin keşidecisi, …Ltd. Şti., lehtarı … A.Ş. olup, çekin arkasında “… A.Ş.” unvanı altında kaşe ve üzerinde imzanın olduğu, sırasıyla …A.Ş., …, …, …Ltd. Şti. ve …Ltd. Şti.’nin cirolarının bulunduğu görülmektedir. Somut olayda, dava konusu çekin lehtarı davacı … A.Ş. olduğu halde çekin arkasındaki ilk cironun adı geçen davacı şirkete ait olmadığı, onun yerine “… A.Ş.” cirosunun bulunduğu, dolayısıyla davacı lehtar tarafından yapılmış bir ciro bulunmadığından, muntazam ciro zincirinden bahsedilemeyeceği, ciro silsilesinin kopuk oluşu çekin dış görünüşünden açıkça anlaşılmakta olup davalının çekin yetkili, meşru ve iyi niyetli hamili sayılamayacağından, ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 683,76 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 06/02/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.