Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1883 E. 2020/599 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1883
KARAR NO: 2020/599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2018
NUMARASI: 2016/412E. 2018/648K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin … Ticaret Ltd.Şti. unvanlı şirkete, %95 hissesi davalıda olmak üzere, % 5 oranında 22.08.2001 yılında hissedar olduğunu, müvekkilinin davalı ile birlikte müdür tayin edildiğini, müvekkilinin 05.12.2003 yılında şirketten ayrıldığını, müvekkilinin SGK’ya olan toplam 829.842,85 TL borcun 219.524,82 TL’lik kısmını ödediğini belirterek, fazlaya dair her tür talep dava ve ıslah hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili tarafından fazla ödenen 178.035 TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/289 nolu dosyada tarafların annelerinden intikal eden ve … tarafından el koyulan miras payının mahkeme kararıyla …’e ödenmesine karar verildiğini, miras payı ile ilgili dava devam ederken …’in davacıya karşı Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/443 E sayılı dosyasında görülmekte olan mahkemenizde görülmekte olan davayla aynı konuda menfi tespit davası açıldığını, söz konusu davada dava dilekçesinde de görüleceği üzere, müvekkilinden 109 bin TL talep edildiğini, davanın derdest olduğunu, davacı eğer SGK’ya fazla ödeme yaptığını düşünüyorsa o zaman davacının SGK’ya dava açması gerektiğini, kanun maddeleri uyarınca ise 8.12.1993 tarihi ve sonrasına ilişkin prim ve gecikme zammı borcuna ilişkin zamanaşımı süresinin beş yıl olduğunu, ilgili zamanaşımının başlangıç tarihi de alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılbaşı olarak belirlendiğini, davacı tarafın iddialarında gerçeklik bulunmaması, iddiaların kanıtlanamaması, usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle davanın reddine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamından; davacı, ortağı bulunduğu … Ltd. Şti’nin SGK borcunu ödediğini belirterek hissesi dışında kalan kısma dair yapılan ödemeyi hisse sahibi olan davalıdan tahsilini talep etmiştir. 6183 sayılı yasanın 35.maddesi gereğince limited şirketinin mal varlığından tahsil edilemeyen kamu alackları ortaklardan, ortaklık payı oranında istenebilecektir. Kanuni temsilcilerin asıl mükellef dışındaki diğer sorunlardan talepte bulunabilmesi için öncelikle bu kamu alacağının asıl yükümlüden tahsilinin mümkün olmaması gereklidir. Limited şirket temsilcilerinin veya pay sahiplerinin yapmış oldukları ödeme sonrasından her bir ortağın payı oranında sorumlu olması nedeniyle kendi payı haricinde yapmış oplduğu ödemeye ilişkin pay sahibinden rücu hakkı bulunmaktadır( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2016 tarih, 2015/7447 esas 2016/1818 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere). Dava konusu olayı bu açıklama nezdinde değerlendiridğimizde; davacının %5 oranında … Ltd. Şti’nde hisse sahibi olduğu, 05/12/2013 tarihinde ortaklıktan ayrıldığı, gelen SGK kayıtlarına göre 19/01/2015 tarihginde yapmış olduğu başvuru üzerine 6552 sayılı yasa gereğince yapılandırma yapılarak 6 taksit halinde … Ltd. Şti’nin 218.989,84 TL borcunu ödediği anlaşılmaktadır. Ödemiş olduğu SGK borcu sonrasında %95 hisse sahibi olan davalıdan talepte bulunmuştur. Hissesi dışında yapmış olduğu ödeme nedeniyle limited şirket sorumlusu veya hissedarının talepte bulunabilmesi için ödeme yapıldığı tairhte şirketin ödeme gücünün buılunmaması, aciz halinde olması gerekmektedir. Alınan bilirkişi raporuna göre ödeme yapıldığı 2005 yılında şirketin iflas etmiş olduğu, masaya sunulacak herhangi bir mal varlığının bulunmadığı dolayısıyla ödeme gücünün olmadığı anlaşılmıştır.Dolayısıyla davacının hissesinden fazla yapmış olduğu ve davalının hissesine isabet eden miktarı talep etme hakkı bulunmaktadır. Davacı 218.489,84 TL ödeme yapmıştır. %5 hissesi bulunmaktadır. Davalı taraftan talep edebileceği miktar daha fazla olmasına karşılık 178.035 TL talepte bulunduğu anlaşıldığından talepte bağlı kalınarak 178.035 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine “, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, davacı … tarafından Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/443 Esas sayısıyla Müvekkili …’e karşı aynı konuyla ilgili açılmış derdest dava bulunduğunu, söz konusu davada temyiz incelemesinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2078 sayılı dosyada devam ettiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının şirket ortağı sıfatıyla ödemiş olduğunu söylediği dava dışı şirkete ait SGK borcunun, diğer ortak davalının payı oranında rücuen tahsili talebiyle açılmış eda davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan ön inceleme duruşmasında, kesin hüküm ve derdestliğe ilişkin olumsuz dava şartları hakkında bir karar verilmemiştir. 05.10.2016 tarihli celsede Bakırköy 6 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/ 443 E sayılı dosyasının dosya içerisine alındığı hususu zapta geçirilerek davanın tarafları ve konusu hakkında açıklamada bulunulduğu görülmektedir. Son celsede ise usuli itirazlar ve defiler hakkında hiç bir karar verilmeden tahkikat bitirilerek aynı celse sözlü yargılamaya geçildiği ve davanın esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK.m.137 f.2.uyarınca, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez. Aynı Yasa’nın 140/1. ve 320/2. maddeleri uyarınca ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında öncelikle karar erilir. HMK.m.114 f.1/ ı ve i betlerinde, kesin hüküm bulunmaması ve derdestliğin bulunmaması olumsuz dava şartları olarak gösterilmiştir. Bu dava şartlarına dair davalı tarafça ileri sürülen itirazın ön inceleme aşamasında karara bağlanması gerekirken bu konularda bir karar verilmeden tahkikata geçilmesi ve tahkikat aşamasında da bu konularda bir karar verilmemiş olması Yasa’nın emredici düzenlemesine aykırı olmuştur. Mahkemenin gerekçeli kararında bu dava şartı itirazların nasıl aşıldığına dair hiç bir değerlendirme yapılmamış, bu konularda ara kararı kurulmadığı gibi hükümde de bu hususlar karara bağlanmamıştır. Özetle, ilk derece mahkemesi, emredici yasal düzenlemelere rağmen dava şartı niteliğindeki derdestlik itirazı hakkında hiç bir değerlendirme yapmadan, bu konudaki beyan ve delilleri hiç değerlendirmeden ve bu konuyu karara bağlamadan hüküm vermiştir. Bu konularda deliller hiç değerlendirilmemiştir. Bu durumda, istinaf incelemesine elverişli bir ilk derece mahkemesi kararının varlığından söz edilemez. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK. m. 355/1.a. 6.benti uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, davanın esasına ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf peşin harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine, 4-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1.a.6.maddesi uyarınca, 18.06.2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK.353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.