Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1881 E. 2020/160 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1881
KARAR NO : 2020/160
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2018
NUMARASI : 2018/47- 2018/735 E.K
DAVANIN KONUSU: Tespit
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili Kozyatağı Vergi Dairesi Müdürlüğü ve Erenköy Vergi Dairesi Müdürlüklerine borçları bulunan … San ve Tic. A.Ş, …. San Tic. A.Ş, … AŞ, … Tic. A.Ş, … San AŞ, .. Tic. A.Ş, …. Tic. AŞ ve … Tic. Ltd. Şti. adlı 8 şirketin de aralarında bulunduğu … Şirketleri olarak tabir edilen şirketler hakkında …. ile … ve … tarafından düzenlenen 30/10/2009 tarih ve GKR-2009- 709/9 sayılı raporda, … Şirketlerinin gerçek sahibi ve yöneticinin … olduğunu, … şirketlerinin vergi dairesine olan borçları nedeniyle hacizden mal kaçırmak için muvazaalı işlemler gerçekleştirdiğini ileri sürerek söz konusu şirketlerin malvarlıkları ve borçlarının gerçek sahibi ve yöneticisi davalı …’e ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı müteveffa … mirasçılarından … kendi adına kalan mirasçılar …, … ve …’a vekaleten sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, davalı müteveffa …’in yargılama sırasında vefat ettiğini, geriye mirasçıları olarak, eşi … ve çocukları …, … ve … kaldığını, …, … ve …’ın murisin mirasını reddettiklerini, reddi miras hakkında verilen mahkeme kararlarının kesinleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 6183 sayılı Yasanın ihtiyati hacze ilişkin yasal prosedürü uygulayarak ihtiyati haciz uygulama imkanının bulunması ve davacı tarafın tek taraflı bir işlemle ihtiyati tahakkuk yaparak davalının ortağı ve sahibi olduğunu iddia ettiği şirketlere ait muhtemel borçlara yetebilecek şekilde mal varlıklarına ihtiyati haciz koyabilme imkanı var iken mahkememizden alacağa bir karara ihtiyacının bulunmadığı, öte yandan davacı idarenin ileride lüzum hasıl olduğunda tasarrufun iptali davaları açmak veya davalıya ait olduğu bildirilen şirketlerin sicile kayıtlı ortakları hakkında mukayeseli hukukta “Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması” diye adlandırılan davaları da açabileceği, ancak tüm bu işlemler için bir vergi veya ceza tahakkuku yapılması gerektiği, davacı idarenin elinde ihtiyati tahakkuk yapma imkanı bulunduğu, tüm bu işlemler için özel hukuktaki uygulamanın aksine mahkemece verilecek bir karara ihtiyacı bulunmadığı, nitekim bu konuyla ilgili emsal Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2015/15657 Esas – 2016/365 Karar sayılı 18.01.2016 tarihli içtihatı da bu yönde olduğu, eldeki davanın konusu yönünden davacı idarenin hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar vekilleri tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı müteveffa …’in adı geçen şirketlerin gizli ortağı ve yönetici olarak hareket ettiğinin müfettiş raporu ve dosyada bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve dosya kapsamı itibari ile sabit olduğunu, tespit davasında müvekkilinin hukuki menfaatinin bulunduğunu, davalı murisin mirasçılarından …’in davayı kabul beyanlarının dikkate alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.B-Davalılar …, … ve …’a vekaleten …’e asaleten sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın gerekçesinde dava konusu şirketlerin nevi anonim şirket olmasına karşın limited şirket ile ilgili düzenlemelere atıf yapıldığını, reddi miras yapan davalılar hakkında hüküm tesis edilemeyeceğini, dahili davalı sıfatıyla … tarafından davanın kabul edildiği halde yazılı şekilde karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, dava dilekçesinde belirtilen şirketlerin vergi dairelerine borçları bulunduğu ve davalıların murisi müteveffa …’in bu şirketlerin gerçek ortağı ve yöneticisi olduğu iddiasına dayalı tespit davasıdır.Davacı, dava dilekçesinde belirtilen şirketlerin ortaklık yapısının gerçeği yansıtmadığını, davalı müteveffa …’in bu şirketlerin gerçek sahibi ve/veya ortağı olarak hareket ederek fiili yöneticisi olduğunu iddia etmiş, ilk derece mahkemesince, yapılan yargılama sırasında, davalı …’in vefat etmesi üzerine yasal mirasçılarına dava yöneltilerek hukuki yarar yoksunluğundan davanın reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, yasal süresi içinde, her iki tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı müteveffa … mirasçılarından …’in, Uşak 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/996-982 E.K ve 05.09.2016 tarihli ilamı ile; …’nın Uşak 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1033-1260 E.K ve 21.11.2016 tarihli ilamı ile; …’ın Uşak 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/999-990 E.K ve 07.09.2016 tarihli ilamı ile reddi miras taleplerinin kabul edildiği ve kararların kesinleşmiş olduğu görülmüştür.Uyuşmazlık, davacı idarenin eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Hukuki yararın tespit davası açma şartı olduğu, somut olayda, muvazaalı işlemlere dair deliller varsa ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz yetkisinin davacı idarenin takdirinde olduğu, kesinleşmiş bir yargı kararına gerek olmadığı, delillerin takdirinde bir tespit kararına gerek olmadığı, idarenin yapması gereken açık ve emredici bir hüküm olduğu, tespit hükmü ile idari işlemlerden dolayı gidilecek kanun yollarında sorunlara neden olabileceği, ihtiyati tedbir istemi için de hukuki yararın olmadığı, ayrıca idarenin tasarrufun iptali ve tüzel kişiliğin perdesinin aralanması gibi yollara başvurabilmesi için ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alması gerektiği gözetildiğinde, eldeki tespit davası yönünden hukuki yararı bulunmadığından davalı … yönünden davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru ise de davalı müteveffa …’in yasal mirasçılarından …, … ve …’ın murisin mirasını reddettikleri ve reddi mirasa ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamlarının dosyaya sunulmuş olduğundan, bu davalılar hakkında davanın pasif husumet ehliyeti (davalı sıfatı) yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir ( (Emsal Bkz. Yargıtay 11. HD, 22/05/2019 tarih, 2018/2648- 2019/4026 E.K; 15/04/2019 tarih, : 2018/1406 -2019/2982 E.K sayılı ilamları). Öte yandan davalı murisin yasal mirasçılarından …’in davanın esasına yönelik kabul beyanı, davacı kurumun idari işlemleri yönünden sonuç doğurduğu, hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilen eldeki davanın sonucuna etkisi bulunmadığından, bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı müteveffa … mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine,2-Davacı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,3-Davacının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,B-Davalı müteveffa … mirasçıları vekilinin istinaf başvurusu yönünden;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davalı müteveffa …’in yasal mirasçılarından …, … ve … hakkındaki davanın, pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine,2-Davalı mirasçı … hakkındaki davanın, hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, usulden reddine, 3-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL tebligat ve yazışma giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak reddi miras yapan …, … ve …’a verilmesine, 7-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,8-İstinaf yargılama giderleri yönünden;a-Davalı müteveffa … mirasçıları …, … ve … tarafından ayrı ayrı yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; ayrı ayrı yatırılan 35,90 TL maktu karar harçlarının talep halinde iadesine, … adına yatırılan istinaf harçlarının hazine irad kaydına, b-Davalı müteveffa … mirasçıları …, … ve … tarafından harcanan toplam 294,30 TL başvuru harcı giderinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,9-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,10-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12.02.2020 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.