Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1859 E. 2020/113 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1859
KARAR NO: 2020/113
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI: 2016/128 -2018/227 E. K
DAVANIN KONUSU: Haksız Rekabetin Tespiti
Taraflar arasındaki haksız rekabeti tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirketin kurulmuş olduğu 1983 yılından bu yana 60 bini aşan müşterisine sınai mülkiyet alanında danışmanlık hizmetleri sunmakta olup, İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Konya, Adana, Gaziantep ve Antalya olmak üzere 8 ilde 200’ü aşkın uzman personeliyle hizmet verdiğini, Türk Patent Enstitüsüne yapılan marka, patent ve tasarım müracaat istatistiklerine göre, Türkiye’de son 15 yılın lider firması olan müvekkili şirketin, uluslararası arenada da Madrid Protokolü kapsamında gerçekleştirilen marka müracaatı verilerine göre, dünyanın ilk 10 vekil firması arasında yer aldığını, müvekkili şirketin 1983 yılından bu yana “…” ibaresini ticaret unvanı olarak nizasız ve fasılasız şekilde kullanmakta olduğunu, ticaret unvanının asli unsurunun “…” ibaresi olduğunun açıkça görüldüğünü, davalı tarafın ise, 2013 yılında “…” esas unsurunu kullanarak dava konusu ticaret unvanını kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, ticaret unvanlarındaki benzerliğin müşteriler nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açabileceğini, işletmeler arasında ekonomik ya da yönetimsel bir bağ olduğu zannını uyandırabileceğini ileri sürerek davalı şirketin ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine bu talebin reddi halinde “…” ibaresinin unvandan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya cevap vermemiş ve fakat 23.01.2018 tarihli celsede, müvekkilinin davacının markası ile iltibas yaratacak herhangi bir eyleminin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının sunmuş olduğu deliller tümden kendi marka haklarına ilişkin olup, davalının ticari ünvanını markasal şekilde kullandığına, mesela “…” ibaresini öne çıkartarak kullandığına ilişkin herhangi bir davacı delilinin bulunmadığı, tek başına davalı ticaret ünvanının davacı markalarına ya da davacı ünvanına tecavüz teşkil etmediği, iltibas yaratmadığı, dolayısıyla davalı ünvanında yer alan “…” kelimesinin terkini şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin sırf müvekkilinin emeğinden haksız yararlanmak ve bu bağlamda haksız kazanç sağlamak saikıyla hareket ettiğini, müvekkilin ticaret unvanı ile ayniyet arz eden bir ticaret unvanını tescil ettirdiğini, Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet hükümlerine muhalefet ettiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, ticaret unvanı aleyhine tecavüzün tespiti ile davalı şirket unvanındaki “…” ibaresinin ticaret unvanından terkini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ihtilafın önceki tarihli marka tescilini takiben sonraki ticaret unvan tescilinin önceki tarihli marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği noktasında toplandığı, davalının ticari unvanını markasal şekilde kullandığına ilişkin herhangi bir delilin bulunmadığı, marka hukukundaki genel kural kapsamında davalı ticaret unvanının davacı markalarına tecavüz teşkil etmekte olduğu ve iltibas yarattığı şeklindeki iddianın, ispatlanamadığı tek başına davalı ticaret unvanının davacı markalarına tecavüz teşkil etmediği, iltibas yaratmadığı, dolayısıyla, davalı unvanından “…” kelimesinin terkini şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Somut olayda talep, 6102 sayılı TTK.nın 50 vd. maddelerine dayalı ticaret unvanına tecavüzün önlenmesi ve ticaret unvanının sicilden terkini olmadığı takdirde unvandaki “… ” ibaresinin ticaret unvanından terkini isteminden ibaret olmasına göre, uyuşmazlık davalı şirketin unvanında kullanılan “…” ibaresinin davacı şirketin ticaret unvanı yönünden iltibasa neden olup olmadığı, ticaret unvanına tecavüzün bulunup bulunmadığı, davalının tescilli ticaret unvanını kullanmasının haksız rekabet teşkil edip etmeyeceği noktalarında toplanmaktadır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılarak toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken marka hakkına dayalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.a.6.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nun 353/1.a.6. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine iadesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine dair; HMK 353/1.a. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/02/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.