Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1858 E. 2020/502 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1858
KARAR NO: 2020/502
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2018
NUMARASI: 2017/69- 2018/614 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili nezdinde Nakliyat Abonman Blok Sigorta Sözleşmesi ile sigortalı olan dava dışı … Pazarlama A.Ş.’nin yurtiçindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtiasının nakliye sırasında hasarlandığını, ekpertiz raporlarında hasarlanma olayının nakliye esnasında meydana geldiğinin somut bir şekilde ortaya konulduğunu, mezkur sigortalı emtiaları taşıma işini üstlenen davalı … Taşımacılık ve Lojistik AŞ ile onun sigortacısı diğer davalı sigorta şirketinin ( poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) hasardan müteselsilen sorumlu olduğunu, hasar sebebiyle müvekkilinin sigortalısına 08/12/2015 tarihinde 10.403,71-TL ödeme yaptığını ve sigortalısının haklarına halef olduğunu, %20 poliçe marjı hariç tutulmak suretiyle 8.669,76-TL hasar bedelinin davalı taşıma şirketi ile onun sigortacısı konumundaki davalı sigorta şirketinden rücuen tazmini için davalılar alehine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili, rücu davasına konu hasarlar bakımından davacı tarafça hasar belgelerinin sunulmadığını, davacı tarafından sunulan hasar tespit tutanaklarında ise, müvekkili şirket sigortalısının imzası ve onayı bulunmadığını, tek taraflı tutulan tutanakların hiç bir delil niteliği bulunmadığını, okunaklı olmayan ve dosyaya sunulan bir takım hasar bildirim formlarının, tutanakların kim/kimler tarafından imzalandığının belli olmadığını, rücu talebine dair davalı taşıyıcı …’nun ve dolayısıyla sigortacı olarak davalı müvekkili şirketin düzenlediği poliçeler kapsamında sorumluluğunu gerektiren bir hasar bulunmadığını, davacının kendi poliçesi/lerinin süresi ve teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi yaptığını, bu nedenle rücu talebine konu edilemeyeceğini, müvekkili şirket ve diğer davalı şirket açısından her şekilde sorumluluğun sınırlı olduğunu davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı … Taşımacılık ve Lojistik AŞ vekili, belirli tarihler arasında yapılan çeşitli taşımalara için ayrı ayrı zamanaşımı itirazının olduğunu, uyuşmazlık konusu hasarlara ilişkin tespit tutanaklarında, müvekkili şirketin ve/veya müvekkili şirketin sorumluluğnu tazmin edecek sigortacısı diğer davalı … sigortanın yetkilerinin bulunup bulunmadığının açık olmadığını, ek olarak sunulan tutanaklarda müvekkili şirketin onayı olmadığını, onayının olduğu tutakların ise okunaklı olmadığını, aynı zamanda kendilerine ulaşan eklerde hem hasarı gösterir hem de bu iddiaya göre kusurlu yedek parçaların imha edildiğine dair herhangi bir belge/fotoğraf/video bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sınırlanmış olduğunu belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, hasar tespit tutanaklarında beyanı ve imzası bulunan …’ın davalı … firmasının yetkilisi veya temsilcisi konumunda olmadığı sadece şoför olarak çalıştığı, bu nedenle atılan imzaların hukuki bir geçerlilği olmadığı, nakliyecinin imzasını içeren hasar tutanaklarının dosyaya sunulmadığı, bu nedenle hasara konu yedek parçalarının teslimat tarihinden kaç gün sonra hasarlı olduklarının tespit edildiği yönünde somut delile ulaşılamadığı, nakliyeci ve alt taşıyıcı bilgilerinin tespit edilemediği ve boş bırakıldığı, bu durumda hasara konu emtianın davalı … tarafından taşındığı esnada hasara uğradığı iddianın soyut açıklamalardan öteye gitmediği, mali mesuliyet poliçesinin özel şartlar bölümünde 5.maddede belirtiliği gibi 60 gün süre içerisinde tespit edilmiş bir hasar bulunmadığı, bu durumda davacı sigorta şirketinin sigortalısına poliçe teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi yaptığı ve bu ödemeyi halefiyet hükümlerine dayanarak rücu talebine konu edemiyeceği, aksinin kabulü halinde ise, davalıların sorumluluğunun sınırlı olduğu, bu nedenle talep edilebilecek tazminatın hasarlı emtianın eksik brüt ağırlığının kg. başına 8.33 SDR hesap birimini aşamayacağı, oysa bu konuda dosyada sunulan hiçbir belge olmadığı, hasar bildirim tarihinin taşıma işleminin sonlandırıldığı tarihten yaklaşık 7 ay sonra yapılması nedeniyle rücu şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf sebeplerinde özetle; müvekkili şirketin sigortalısı ile davalı … A.Ş. arasında akdedilen sözleşmenin 7.maddesinde zarar halinde sorumluluğun düzenlendiğini, bu maddede herhangi bir ayırıma gidilmeksizin davalının yükleme, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen tüm ziya ve hasarlardan sorumlu olduğunun hüküm altına alındığını, hasarlı emtiaların, sözleşmenin 7.maddesinin 6.paragrafı çerçevesinde davalı taşıyan … tarafından toplanarak kendisine ait … Tuzla Tesisleri’ne (depoya) konulduğunu, bunun sebebinin ise yine 7.maddenin 6.paragrafı icabı davalı taşıyana mal alıcısı bayiler nezdinde hasara uğrayan bütün malları ekspertiz raporunun hazırlanması amacıyla toplama hakkına sahip oluşundan kaynaklandığı, dolayısıyla davalı taşıyanın taşıdığı malların hasara uğradığını emtiaları deposunda tutması sebebiyle bilmekte olduğunu, kaldı ki, araç sürücülerin ifa yardımcısı olduğunu, davalı şirket anteti ile düzenlenmiş hasar tespit tutanaklarının ifa yardımcısı araç şöförleri tarafından imzalandığını, dolayısıyla taşıyanın hasardan haberdar olduğunu, nakliye sözleşmesi ile sözleşme taraflarının, davalı taşıyan …’nun tazminat sorumluluğunu, T.T.K ve CMR’de düzenlenen brüt ağırlığının kg başına 8.33 SDR azami değeri yerine, malın uğradığı zarar kadar / mal değeri kadar kararlaştırmış olduklarını, tarafların, Nakliye Sözleşmesi” ile kararlaştırdıkları üzere, her bir hasar için ayrı ayrı bildirimde bulunmaya gerek olmadığını, bir aylık toplu fatura ile, o ayda oluşmuş muhtelif hasarların tümünün talep edilmesinin mümkün olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, nakliyat abonman poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyan ile onun sigortacısından rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazların iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, dava dışı sigortalının yurtiçindeki muhtelif bayi ve servislerine gönderilecek yedek parça emtiasının taşıma işini davalı … Taşımacılık A.Ş.’nin gerçekleştirdiği ve bu taşıma işinin diğer davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalandığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık, sigortalı emtia hasarının 18.06.2015-14.09.2015 tarihleri arasında gerçekleşen taşıma sırasında meydana gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır. TTK’nun 875.maddesi “ (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. (2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” hükmünü haizdir. Dava dışı sigortalı ile davalı … Taşımacılık A.Ş. arasında akdedilen Nakliye Sözleşmesinin “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk-Tazminat” başlıklı 7.madddesi “… yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Kendisinin bu sorumluluğu … mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlar ve konuyla ilgili hiçbir şerhde bulunmayıp kaşelerini basan alıcılara teslimata kadar devam eder. … Alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcı …’a şikayette bulunacaktır. Bunun üzerine … alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’ın tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir. … kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutar….” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davacı tarafça, hasarlı emtiayaya ilişki hasar tespit tutanakları sunulmuş ise de, sevk irsaliyelerine göre, taşımaya konu emtiaların alıcısı olan bayiilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim belgelerinde hasara ilişkin herhangi bir şerhin bulunmadığı, hasarlanan emtialara ilişkin hasar tutanaklarının emtiaların gönderildiği alıcısı bayii ve servislerde değil, daha sonradan sigortalı … A.Ş. tarafından kullanıldığı anlaşılan davalı … A.Ş.’ne ait depoda bulunduğu sırada tanzim edildiği, hasar tespit tutanaklarında hasar ayrıntılarına ve hasarın ne zaman meydana geldiği konusunda ayrıntıya veya bilgiye yer verilmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça söz konusu emtianın ne şekilde ve hangi nedenle davalı … A.Ş.’ne ait depoya götürüldüğü, sigortalı ile … A.Ş. arasında taşıma sözleşmesi yanında depolama sözleşmesi de olup olmadığı hususlarına açıklık getirilmediği gibi, emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmadığından davaya konu hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamamıştır. Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09/06/2020
KANUN YOLU: HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.