Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1839 E. 2019/1605 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1839
KARAR NO : 2019/1605
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2018
NUMARASI : 2015/1113- 2018/252 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ Davacı vekili, dava dışı … tarafından müvekkili şirketten 14.10.2014-26.10.2014 ve 16.10.2014-26.10.2014 tarihleri arasında Lagos-Kahire arası gidiş dönüş uçak bileti talep edildiğini, yolcu isimleri ve kredi kart bilgileri mail üzerinden müvekkiline iletildiğini, güvenlik gerekçesiyle bilet siparişi veren … ait pasaport görüntüsü ve kredi kartı görüntülerinin talep edildiğini, bunun üzerine kredi kartlarından ödemelerin alınarak müvekkilinin davalı banka nezdindeki Pos hesabına yatırıldığını, bu işlemler nedeniyle herhangi bir itiraz/şikayet bulunmamasına rağmen davalı bankanın kart bilgilerinin kopyalandığından bahisle müvekkilinin Pos hesabında bulunan toplam 9.234,05 TL’ye bloke koyduğunu, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, işlemlerin mail order ile yapıldığını, kart hamilinin imzasını taşıyan mail order formunun davalıya gönderildiğini ve davalının işleme onay verdiğini, üye işyeri sözleşmesindeki hükmün genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, davalının bloke işleminin dayanağının olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin hesabına konulan 9.234,00 TL blokenin kaldırılarak müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili bankanın işleminin dayanağının usulüne uygun olarak işletilen chargeback işlemine dayandığını, işlem yapılan kartların gerçek sahibi “…” tarafından sonu 5451 ve 0751 ile biten kredi kartlarıyla yapılan toplamda 4 adet işlem için chargeback itirazı geldiğini, müvekkili bankanın elinde bulunan evrakları karşı bankaya sunduğunu, ancak belgelerin kabul edilmediğini, dolayısıyla ilgili tutarın davacının hesabına borç olarak kaydedildiğini, müvekkilinin sözleşme gereğince hapis ve mahsup hakkı bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacının mail order internet üzerinden kredi kartı ile yaptığı satışlardan kaynaklanan alacaklarının banka ile yaptığı üye işyeri sözleşmesi ile mevduat hesabına alacak kaydettiği, davalı bankanın davacı şirketin hesabına alacak geçtiği mail order bedellerinin yurt dışına gönderilmesinden sonra işlem sırasında kullanılan kartların gerçek kart sahipleri tarafından sahte olduğu gerekçesiyle kabul edilmemesi üzerine, yurt dışındaki … Bank’ın davalı bankaya gönderdiği ters ibraz belgelerine istinaden, davalı bankanın daha evvel hesaba alacak geçtiği tutarların davalının mevduat hesabından geri aldığı, buna göre visa kartlarının uluslararası uygulamada sahte olarak üye işleri ile oluşacak ters ibraz riskine karşı üye işyerlerinin sahte kontrolünü yapmaları gerekeceği özel şifre ve anahtar sayesinde 3D security sistemi ile kontrol sonucu yapılan alışverişte olağan dışı bir alışveriş olduğunu araştırmak zorunda olduğu, davacı ile davalı arasındaki üye işyeri sözleşmesine göre kart hamillerinin kabul etmedikleri harcama işlemlerinin üye işyerine ait olduğu, gerçek kart hamili kişilerin mail order yolu ile yapılan işlemlerden kaynaklanan borçları kabul etmemeleri sonucunda davacının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun olmadığını, kaldı ki müvekkili şirkete chargeback işlemi hakkında herhangi bir bildirim yapılmadığını, müvekkilinin savunma hakkını kısıtlayan sözleşme hükümlerinin haksız genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, kart bilgilerinin kopyalandığını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu işlemlere ilişkin olarak kart hamillerinden herhangi bir itirazın bugüne kadar gelmediğini, chargeback işlemine konu belgelerin sadece kart sahibi olduğunu iddia eden kişilerin şikayet dilekçelerinden ibaret olduğunu, bu belgelerin onaylı suretleri üzerinden Türkçe tercüme yapılmadan bilirkişi incelemesine konu edildiğini, ayrıca iddia edilen şikayetin ilgili kartların sahte olduğu ispatlamaya yeterli olmadığını, dosyanın bu yönden incelenebilmesi adına alanlarında uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Davacı, davalı banka ile aralarında üye işyeri sözleşmesi bulunduğunu, mail order yoluyla bilet satışı işlemi gerçekleştirdiğini, bu işlemler nedeniyle herhangi bir itiraz/şikayet bulunmamasına rağmen davalı bankanın kart bilgilerinin kopyalandığından bahisle Pos hesabında bulunan 9.234,05 TL’ye bloke koyduğunu, müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, kusurunun bulunmadığını iddia ederek blokenin kaldırılarak hesaptaki paranın kendisine ödenmesini talep etmiş, davalı banka ise blokenin chargeback işlemine dayandığını ve sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda, davacıya ait işyerinde satışı gerçekleştirilen bilet satışlarının mail order olarak mesafeli işlem şeklinde icra edilmiş olduğu, yurt dışındaki gerçek kredi kartı hamili kişilerin sözkonusu mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan borçları kabul etmemeleri nedeniyle kartları ihraç eden …’nin davalı bankaya gönderdiği chargeback belgelerine istinaden, davalı bankanın, davacının mevduat hesabına alacak kaydettiği tutarları geri aldığı, davalı banka uygulamasının dayanağı olan chargeback işlemine ilişkin belgelerin dosyada bulunduğu, taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesinin l5. maddesinin davalıya, üye işyerinin bankadaki mevduat hak ve alacakları ile ileride doğmuş ve doğacak alacakları üzerinde rehin ve mahsup hakkı tanıdığı dosya kapsamıyla sabit olduğundan, davacının bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.Genel işlem koşulları TBK’nın 20 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TBK yürürlüğe girdikten sonraki dönemde imzalanan sözleşmeler yönünden; yasal düzenlemeye göre, genel işlem koşulu içeren sözleşmeler yapılması hukuken mümkündür. Bir hükmün salt genel işlem koşulu niteliğinde olması, onun geçersiz olması sonucunu doğurmaz. TBK’nın 25. maddesi uyarınca, “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz”. Yani, genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşme maddesinin geçersiz sayılması için, hükmün dürüstlük kuralına aykırı olması gerekir. Somut olayda, bankanın, yapılan işlemler nedeniyle davacının hesabından rehin veya mahsup hakkını kullanabileceğine dair sözleşme hükümlerinin haksız işlem şartı olduğundan söz edilemez.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12/12/2019