Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1825 E. 2020/108 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1825
KARAR NO: 2020/108
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2018
NUMARASI: 2016/745- 2018/581 E.K
DAVANIN KONUSU:Genel Kurul Kararının İptali
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortaklarından olduğunu, şirket yönetim kurulu üyelerinden …, …, …, …, … ve … hakkında hakim ortak dava dışı … A.Ş.’de yapmış oldukları eylemlerden dolayı devam etmekte olan ceza davaları bulunduğu halde genel kurulda alınan 5 nolu kararla ibra edildiklerini ve TTK’nın 395 ve 396. maddesindeki rekabet yasağına rağmen alınan 9 nolu kararla adı geçenlere izin verildiğini, davalı şirketin 07/04/2016 tarihli 2015 yılı olağan genel kurul toplantısının 5 ve 9. gündem maddelerinde alınan söz konusu kararların açıklanan nedenlerle kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, müvekkilinin 07/04/2016 tarihli genel kurula katıldığını, alınan karara karşı muhalefet şerhini tutanağa derc ettirdiğini ve genel kurul kararının iptali için TTK’nın 445 ve 446. maddelerinde aranan şartların gerçekleştiğini ileri sürerek, davalı şirketin 07/04/2016 tarihinde yapılan 2015 yılı olağan genel kurul toplantısının 5 ve 9 nolu gündem maddelerinde alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekli, müvekkili şirketin bir kısım yönetim kurulu üyelerine karşı başka şirketlerdeki yönetim kurulu üyeliği sıfatları dolayısıyla açılmış olan haksız bir kamu davasının müvekkili şirketin yönetim kurulu üyelerine ibra ve izin verilmesine ilişkin genel kurul kararına iptal gerekçesi olamayacağını, davaya konu olağan genel kurul toplantısında alınan kararların kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafça, davalı şirketin bir kısım yöneticileri hakkında ceza yargılamaları bulunması nedeniyle ibralarına ilişkin genel kurulda alınan 5 nolu kararın iptali istenilmiş ise de gerek dosya içeriğine gerekse tarafların kabulüne göre, adı geçen yöneticiler hakkındaki ceza davalarının davalı şirketteki eylemlerinden değil, dava dışı üçüncü kişi şirketteki eylem ve işlemlerinden kaynaklandığı, bu durumda davalı şirketle ilgili olarak yöneticiler hakkında ceza soruşturma ve kovuşturması bulunmadığına göre, ibralarına ilişkin alınan kararda yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılıktan bahsedilemeyeceği, yine yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395 ve 396. maddeleri gereğince izin verilmesine ilişkin alınan 9 nolu kararın iptali istenilmiş ise de yasa gereği iznin yetkili organ olan genel kurulca verildiği, bu yöndeki oylamalara izin verilen yöneticilerin katılmadıkları, oy hakkından mahrum pay sahiplerinin kullandıkları oyların, kararın alınmasına etkisinin bulunmadığı, bunlar dışında kullanılan olumlu oyların toplamının karar alınmasına yeterli olduğu, dolayısıyla iptali istenilen 9 nolu kararda da yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri hakkında şirketin hakim ortağı dava dışı … A.Ş.’deki eylemlerinden dolayı hukuk ve ceza davalarının bulunduğunu, bu nedenle dava konusu genel kurulun yönetim kurulu üyelerin ibrasına ve şirketle işlem yapma ve rekabet etme izni verilmesine ilişkin 5 ve 9 nolu maddelerinin en azından dürüstlük kuralına aykırılıktan dolayı iptali gerektiğini, hükme esas alına bilirkişi raporunda usul ve yasaya aykırı olarak hukuki değerlendirmelerde bulunulduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, 07/04/2016 tarihinde yapılan genel kurulun 5 ve 9.maddelerinde alınan kararların, TTK’nın 445 vd. maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 282. maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporu takdiri delil niteliğinde olup, mahkemece taraflar arasındaki hukuki ilişki, dosya kapsamındaki tüm belgelerle birlikte dikkate alınıp, gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğundan, bu yöndeki istinaf nedeni yerinde değildir. Dava konusu olan 2015 senesine ilişkin olağan genel kurul toplantısının 07.04.2016 tarihinde yapıldığı, şirketin sermayesinin 198.000.000 adet hisseye ayrılmış 198.000.000 TL olduğu, 83.160.000 adet payın … A.Ş.’ye, 52.717.500 adet payın …’e, 13.860.000 adet payın …’ye, 5.940.000 adet payın … AŞ’ye, 14.106.000 adet payın …’e, 500 adet payın …’e, 500 adet payı …’e, 10.580.625 adet payın …’e, 10.580.625 adet payın …’e, 7.053.750 adet payın …’e ve 500 adet payın ise …’e ait olup, toplam 198.000.000 adet hissenin tamamının asaleten ve vekaleten toplantıda temsil edildiği, toplantı nisabının sağlandığı; 07.04.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında gündemin 5. maddesinde; şirketin 2015 yılı faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibrasının pay sahiplerinin oylamasına sunulduğu, yönetim kurulu başkanı ve her bir yönetim kurulu üyesinin oylamasında, … temsilcisinin 14.106.000 adet, … temsilcisinin 500 adet, … temsilcisinin 500 adet ve … temsilcisinin 500 adet olumsuz oyu olmak üzere toplam 14.107.500 adet olumsuz oya karşılık; oylamaya katılan diğer pay sahiplerinin veya temsilcilerinin toplam 106.734.375 adet olumlu oyuyla oyçokluğuyla ibra edilmelerine karar verildiği, oylamalarda TTK’nın 436/2. maddesi gereğince, pay sahibi yönetim kurulu üyeleri …, … ve …’e ait oy hakları kullanılmadığı, karara muhalif olan davacının muhalefet şerhini tutanağa geçirttiği; Gündemin 9. maddesinde; TTK’nın 395 ve 396. madde hükümlerinde belirtilen izin ve yetkilerin yönetim kurulu üyelerine verilmesi hususunun her bir yönetim kurulu üyesine ilişkin olmak üzere, pay sahiplerinin oylamasına sunulduğu, … temsilcisinin 14.106.000 adet, … temsilcisinin 500 adet, … temsilcisinin 500 adet ve … temsilcisinin 500 adet olumsuz oyu olmak üzere toplam 14.107.500 adet olumsuz oya karşılık; oylamaya katılan diğer pay sahiplerinin veya temsilcilerinin toplam 99.680.625 adet olumlu oyuyla oyçokluğuyla karar verildiği, oylamada TTK 436/1. maddesi gereğince, pay sahibi yönetim kurulu üyeleri …, …, … ile pay sahibi …’e ait oy haklarının kullanılmadığı, karara muhalif olan davacının muhalefet şerhini tutanağa geçirttiği görülmüştür. Davacı tarafça, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinden bir kısmı hakkında davalı şirketin hakim ortağı şirketle ilgili birtakım usulsüzlerden dolayı haklarında açılmış ceza davalarının bulunduğunu iddia ederek yönetim kurulunun ibrasına ve rekabet izni verilmesine ilişkin dava konusu genel kurulun 5 ve 9 nolu maddelerinde alınan kararların iptali istenmiş olup, sözkonusu ceza davalarına konu eylemlerin dava dışı şirketteki eylem ve işlemlerinden kaynaklandığı, kaldı ki haklarındaki davanın beraat kararı ile sonuçlandığı, davalı şirketle ilgili olarak yöneticiler hakkında ceza soruşturması ve kovuşturması bulunmadığı gibi davaya konu genel kurul toplantısında TTK’nın 436/1-2. maddesine uygun olarak oydan yoksun olan payların dikkate alındığı, bunun yanısıra, akrabalık bağı olanların oy hakkından mahrum olmalarına rağmen oy kullanmış olsalar da kullanılan diğer oyların toplamı basit çoğunlukla kararın alınması için yeterli olduğu gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir. Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında davacı vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 06/02/2020 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.