Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/182 E. 2018/996 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/182
KARAR NO : 2018/996
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2017
NUMARASI : 2015/929 Esas – 2017/703 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin KOBİ’lere danışmanlık yapan bir firma olduğunu, müvekkilinin tescilli danışmanlık hizmet markası adının KOBİ-LİNE olup iş bu markanın aynı zamanda TSE-HYB yeterlilik belgesine sahip olduğunu, müvekkilinin internet sitesi üzerinden danışmanlık hizmet başvurusunu kabul ederek hizmet bedeli alacaklarını banka hesapları üzerinden mail order sistemiyle tahsil ettiğini, müvekkilinin henüz kuruluş aşamasındayken sermayesinin 1/4’ünü davalı …bank nezdinde üye iş yeri sözleşmesi ile açılan hesaba bloke ettiğini, ancak davalı banka tarafından noter kanalıyla ihtarname gönderilerek sözleşmenin feshedildiğini ve mail order sisteminin kapatıldığını, davalı banka tarafından diğer davalı nezdinde müvekkilinin aleyhine hukuka aykırı bir kayıt düşüldüğünü, davalının bu işlemlere ilişkin olarak müvekkiline hiçbir bilgi vermediğini, bunun akabinde dava dışı …Bankasının da banka politikası adı altında ihtarname gönderdiğini ve müvekkilinin bankadaki hesabına erişimi engellendiğini, hem … Bankası’na hemde diğer davalı BKM’ye müvekkili tarafından noter aracılığıyla ihtarnameler gönderildiğini belirterek, davalı Akbank tarafından davalı BKM veri tabanına müvekkili adına işlenen hukuka aykırı kaydın kaldırılmasına, ayrıca haksız kapama işlemi nedeniyle uğranılan manevi zarar karşılığı 10.000 TL manevi tazminatın avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; üye kuruluşların veri tabanına kaydettiği bilgilerin doğruluğunu müvekkilinin denetlemekle yükümlü olmadığını, kaldı ki bu bilgilerin müvekkili tarafından resen veri tabanından kaldırılmasının da mümkün olmadığını, davacı hakkındaki fesih kaydının davalı …bank tarafından kötü istihbarat fesih kodu ve şüpheli işlemler açıklaması ile yapıldığını, söz konusu bilgilerin diğer davalı banka tarafından sisteme girildiğini, davacının iddia ettiği zararın doğruluğuna ilişkin müvekkilinin herhangi bir tasarrufunun bulunmadığını, müvekkilinin BKM işyeri veri tabanı açısından sadece platform sağlayıcısı konumunda olduğunu, bu sebeple müvekkili açısından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı ile davalı banka arasındaki üye işyeri anlaşmasının sona ermiş bulunmasından kaynaklı tazminat taleplerinden müvekkilinin hukuken sorumlu olamayacağını, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir sözleşmesel ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin BKM iş yeri veri tabanı bilgilerin eklenmesi, çıkartılması veya değiştirilmesi hususunda herhangi bir müdahalesinin söz konusu olmadığını, davacının dava dilekçesinde zarar kalemlerini açıkça belirtmediğini, üçüncü kişilere kredi verilmesinin yine bu kişilerle üye işyeri sözleşmeleri ve sair sözleşmeler imzalanmasının ve bunların sonlandırılmasının bankaların takdirinde bulunduğunu, bu durumda davacının uğradığını belirttiği zarardan müvekkilinin sorumlu olmayacağını, davacının uğradığını iddia ettiği zararı ispat edemediğini, müvekkili ile diğer davalı …bank T.A.Ş.’nin müteselsil sorumlu olmasının TBK çerçevesinde kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …bank vekili savunmasında özetle; dava dilekçesinin zorunlu unsurları taşımadığını, yasa gereği davacıya bir haftalık süre tanınmasını, eksiğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında üye iş yeri sözleşmesinin imzalandığını, kart bilgilerinin telefonda temin edilerek satış işlemi gerçekleştirildiğinden iş yerinin sakıncalı bulunduğunu ve bu sebeple fesih işleminin yapıldığını, müvekkilinin banka üye iş yeri sözleşmesinde yer alan tek taraflı ve haklı nedenle fesih hakkını kullandığını belirterek, davacının hukuki mesnetten yoksun davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesi; davalı bankanın üye iş yeri sözleşmesini feshetmesinin akabinde BKM’ye kayıt düştüğünü, bunun üzerine … Bankası’nın da harekete geçtiğini ve davalı bankanın bu şekilde sisteme kayıt düşülmesi neticesinde uğradığı manevi zararların tazminini talep ettiği, davacı şirket ile davalı banka arasındaki üye iş yeri sözleşmesinin davacı yanın çalışma esaslarının sözleşmeye uygun düşmediğinin tespit edilmesinden ötürü sözleşmenin bankaya verdiği yetkiye dayanılarak feshedildiği, BKM’ye düşülen kaydın mesleki kuruluşların ve kart hamillerinin korunmasına yönelik olduğu, diğer davalının ise davacı ile davalı banka arasındaki sözleşmeye taraf olmadığı, davacının web sayfası üzerinden kart sahiplerinin Kosgep destekçi telefonla arayarak talimatta bulunduğu, gerekirse post cihazının iptali ile BKM’ye kayıt düşülmesinin sözleşme kapsamında davalı bankanın yetkisinde olduğu ve davalının sözleşmede kararlaştırılmış tek taraflı fesih hakkını kullanmış olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkilinin Türkiye’de bugüne kadar binlerce KOBİ, yatırımcı ve girişimciye devletin vermiş olduğu hibe, teşvik, destek ve sübvansiyonlu kredileri almalarını sağladığını, bu bağlamda danışmanlık hizmeti verdiğini, bu hizmeti çağrı merkezleri üzerinden tele danışmanlık şeklinde yürüttüğünü, hizmet bedelinin de mail order, 3G sistemi gibi yollar kullanılarak tahsil edildiğini, bu noktada da bankalardan yararlanıldığını, davalının süresinde cevap dilekçesi ibraz etmediğini, bilirkişilerin cevaba cevap dilekçelerini okumadan rapor hazırladıklarını, müvekkilinin faaliyet alanının raporda yanlış gösterildiğini, müvekkilinin hiçbir zaman kart hamillerini arayarak aldatıcı pazarlama tekniğini kullanmadığını, davalı bankanın buna ilişkin iddiasını dosyada ispatlayamadığını, bankaya tek taraflı olarak fesih imkanı tanıyan sözleşmenin kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin web sitesi incelenmeden müvekkiline ait web sayfasında elektronik ticaret sistemine uygun çalışma esaslarının olmadığının tespitine yönelik bilirkişi tarafından yapılan demüvekkilinin web sitesi incelenmeden müvekkiline ait web sayfasında elektronik ticaret sistemine uygun çalışma esaslarının olmadığının tespitine yönelik bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun aksine müvekkilinin kendisinin müşterileri aramadığını, aksine müşterilerin internet web sayfasında yer alan numaradan müvekkili şirketi arayarak hizmet satın aldıklarını, kart hamilleri tarafından bankaya şikayet ulaştırıldığı iddiası karşısında davalı bankanın hiçbir somut delil gösteremediğini, davalı …bank’ın müvekkili post hizmeti sözleşmesini feshettiğini ancak taraflar arasındaki bankacılık faaliyetlerinin devam ettiğini, müvekkilinin savunması alınmadan, herhangi bir belgeye dayanılmadan sanal post uygulamasının iptal edildiğini ve bu keyfi davranışın çok fazla banka tarafından görülebilecek şekilde kayıt düşüldüğünü, sisteme konulan kayıt sebebiyle dava dışı … Bankası tarafından da müvekkilinin sözleşmesinin iptal edildiğini, davalı bankanın somut delili bulunmadığından Türkiye Bankalar Birliği bünyesinde oluşturulan FİKTİF işlem değerlendirme komitesine başvurup işlem yapılmasını isteyebileceğini, davalı …bank ile BKM arasındaki sözleşmeye dayalı olarak …bank tarafından konulan kaydın BKM’de de konulması neticesinde müvekkilinin zarara uğradığını, kendilerinin manevi tazminat ve şüpheli işlem kaydının kaldırılmasını talep ettiklerini, davalı bankanın iddialarını somut delillerle ispat edemediğini, yerel mahkemenin müvekkilinin kart sahiplerine, yani müşterilerine hizmet sunmadığına ilişkin gerekçesinin soyut nitelikte olduğunu, ilgili sözleşmenin feshini gerektiren kayıtların yargılama aşamasında davalı bankadan istenmediğini, ayrıca BKM tarafından sisteme düşülen şüpheli işlem kaydı için davalı banka ile yapılan yazışmalara ilişkin belgelerin de toplanmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere, taraflar arasında, üye işyeri sözleşmesi ve mail order sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf, sözleşmedeki tek taraflı fesih hakkını kullandığını savunmuş, mahkemece dava bu gerekçeyle reddedilmiştir.
Ancak dosya kapsamında üye iş yeri ve mail order sözleşmeleri bulunmamaktadır. Sözleşmenin hükümlerinin ne olduğu, taraflara ne gibi hak ve yükümlülükler getirdiği denetlenememektedir.
İlk derece mahkemesi sözleşme hükümlerini incelemeden, delillere doğrudan temas etmeden karar verdiği gibi, davacının diğer iddialarını dayandırdığı delillerin incelemesini de yapmamış, bu konuda gösterilen delillerin neden incelenmediğine dair bir gerekçe de ortaya konulmamıştır. İddia ve savunma sebeplerinin her birisinin nasıl aşıldığı kararda gösterilmemiştir.
İlk derece mahkemesi kararı mevcut haliyle HMK’nın 297.maddesindeki unsurları taşıyan bir karar olduğundan söz edilemez.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın usulüne uygun olarak yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın usulüne uygun olarak yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
4-Yapılan kanun yolu masraflarının ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 04/10/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.353/1.a.6.maddesi uyarınca karar kesindir.