Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1800 E. 2019/884 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1800
KARAR NO : 2019/884
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2018
NUMARASI : 2018/120 E. 2018/590K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin görevsizliğine ilişkin verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, iş bu icra takibine yapılan itiraz nedeni ile İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/941 esas sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile takibin devamına karar verildiğini, davalının mahkeme kararına istinaden takibe devam ettiğini, alacaklı ile anlaşıldığını ve akabinde alacaklı vekili … hesabına muhtelif tarihlerde toplamda 21.000 TL ve icra müdürlüğüne ise toplamda 81.290 TL ödeme yapıldığını, buna rağmen alacaklı tarafından kötüniyetli olarak icra takibine devam edildiğini, belirterek, icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacı aleyhine yapılan icra takibi kapsamında davacının ödediği iddia edilen 70.790 TL’nin düşüldüğünü, kalan bakiye konusunda borçluya muhtıra çıkarıldığını, ancak borcun ödenmediğini, bunun üzerine haciz işlemi yapıldığını, haczin de bakiye borcu karşılayacak miktarda yapıldığını, davacı yanca icra ve tahsil harçları ödenmediği için ödenen miktarların icraya bildirilmediğini, icra ve tahsil harçlarının ödenmesi halinde icra hesabından düşüleceğini, bu durumun davacı yana ve vekiline iletildiğini ancak buna rağmen kötü niyetli olarak iş bu davanın açıldığını, davacının borçlu olmadığına dair iddiasının hukuka aykırı ve gerçek dışı olduğunu belirterek, haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Alacağın temeli ‘kök ilişki’ noktasında bir çekişme olmayıp, somut olayda çözümü gereken husus dosya kapak hesabının doğru yapılıp yapılmadığı, dosyanın kapak hesabına göre tamamen tahsil edilip edilmediği noktasındaki icra işleminin denetlenmesi hususu çekişmelidir. İcra Müdürlüğünün bu tarz işlemlerinin denetlenmesi ise genel mahkemenin değil İcra Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında olmakla davanın usulden reddine…” gerekçesiyle, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin usülden reddine, karar kesinleştiğinde ve yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Haricen yapılan ödemelerin icra dosyasına bildirilmemesi ve toplam tutar bakımından takibe devam edilmesinin bizzat borçlunun kusurundan kaynaklanan bir hukuki mesele olduğunu,
Ortada bir kapak hesabı meselesi olmadığını, icra müdürlüğünün, alacaklı tarafından bildirilmeyen veya icra dosyasına yatırılmayan bir ödemeyi kapak hesabına dahil edemeyeceğini, bu durumun da yargılamayı gerektirdiğini, İcra Hukuk Mahkemesi de bu yargılamayı yapamayacağını,
Bu nedenle ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasıı istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Uyuşmazlık, derdest icra dosyasındaki borcu kapatmak amacıyla alacaklı vekilinin hesabına yapıldığı söylenilen ödemelerin toplam borçtan mahsup edilmeyerek kötü niyetli şekilde takibe devam edilmesinden dolayı yapılan ödemeler nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı takipten sonra alacaklı vekilinin hesabına yaptığı ödeme kapsamında borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Davacının iddiası takipten sonra alacaklı vekiline yapılan ödemenin dosya borcuna mahsup edilmesinde yapılan hataya ve icra memurunun muamelesine ilişkin değildir. Davacının, takipten sonra yaptığı ödemelerin, alacaklı tarafından icra dosyasına bildirilmediği iddia edilmektedir. Bu nedenle meselenin, kapak hesabından kaynaklandığından söz edilemez. Bu sebeple davaya bakma görev ve yetkisinin icra hakimliğine ait olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi kararı isabetli bulunmamaktadır.Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve tarafların tacir oldukları anlaşılmaktadır. Bununla birlikte taraflar arasında ticari satım sözleşmesi olduğu hususunda bir uyuşmamazlık bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davayı görmeye Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görelmesi için dosyanın kararı veren İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın bir örneğinin, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27/06/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 353/1.a ve 362/1.c maddeleri uyarınca karar kesindir.