Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1792 E. 2020/551 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1792
KARAR NO: 2020/551
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2017
NUMARASI: 2014/1265E. 2017/804K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen istirdat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı … istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; dava konusu çekin, müvekkili … A.Ş. ile dava dışı … San. Vc Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki sonucu, müvekkilinin alacağına karşılık, keşideci … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, müvekkili … A.Ş. emrine keşide edildiğini, müvekkili …,’nın diğer davacı müvekkili … A.S.’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davacı müvekkili …’nın, 21.03.2014 günü saat 20.30 sularında ortağı bulunduğu … A.Ş.’ne ait … plakalı aracı, … arkasında bulunan açık otoparka park ederek AVM içine girdiğini, saat 23.20 sıralarında tekrar aracın yanına geldiğinde, aracın sağ arka camı kırılarak, aracının arka koltuğunda bulunan siyah deri el çantasının çalındığını fark ettiğini, taraflarınca Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/481 E. sayılı dosyası ile açılmış bulunan çek iptali davası devam ederken, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/481 E, sayılı dosyasına … Bankası AŞ. Viranşehir/Şanlıurfa şubesince gönderilen 14,10.2014 tarih ve 1881 sayılı yazıda, işbu dava konusu çekin … kişi tarafından ibraz edildiğinin bildirildiğini, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından işbu çek için istirdat davası açılması hususunda taraflarına süre verildiğini, çekin arkasındaki cironun müvekkili şirkete ait olmadığını, sahte olduğunu, kaldı ki, davacı müvekkillerinin diğer cirantalarla hiçbir ticari lişkinin bulunmadığını, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/481 E. sayılı dosyası üzerinden konulan ödeme yasağı kararının devamına, dava konusu ve keşideci … San, Ve Tic. Ltd. Ştı. olan … Mersin şubesine ait … çek nolu 29.04.2014 keşide tarihli 22.725-TLTık çekin, davalılardan istirdadına, müvekkillerine iadesine, müvekkillerinin, davalılara hiçbir borçlarının bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmcsine talep ve dava etmiştir. Davalılara dava ve tensip zaptı usulüne uygun tebliğ edilmiş, taraflarca cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “Uyuşmazlık konusu çekin … Bankası Mersin-Hal Şubesine ait … çek numaralı, 29/04/2014 keşide tarihli 22.725 TL bedelli keşidecisi … San. Ve Tic. Ltd. Şti olduğu bu çekin keşideci tarafından ticari ilişki kapsamında davacılardan … A.Ş. Lehine düzenlendiği, davacı …’nın ise …’nın ortağı ve yetkilisi olduğu, …’nın 21/03/2014 tarihinde …’ye park ettiği aracında meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde söz konusu çekin çalındığı, bu çalınma olayı üzerine davacı tarafında Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/481 esas sayılı dosyası ile çek iptal davası açtığı ve ödemeden men kararı verildiği, bu çekin davalılardan … tarafından bankaya ibaz edilmesi neticesinde bankaca çeke el konulduğu ve çek aslı mahkememiz kasasına alındığı anlaşılmıştır. Çek üzerinde yapılan incelemede çekin davacı şirket tarafından tek imza ile kaşelenerek …’a ait …’e cirolandığı tespit edilmiştir. Davacı şirketin imza sürküleri üzerinde yapılan incelemede çifte imza yetkisinin bulunduğu dolayısıyla bu yönden söz konusu cironun geçersiz olduğu gibi davacı cirosu üzerinde bulunan imza ile şirket temsilcilerinin imzaları arasında gözle görülür farklılık olduğunun tespit edildiği, bu nedenle söz konusu cironun sahte olduğu takdir ve sonucuna varılmıştır. Ayrıca soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan …’ın da davacı şirket ile herhangi bir ticari ilişkide olmadığı beyanı da davacı tarafın iddialarını doğrulamıştır. Bu kapsamda davacı tarafın davasının kabulü ile söz konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve rızası dışında elinden çıkan çekin davacı tarafa iadesine dair karar vermek gerekmiş… ” gerekçesiyle, davanın kabulü ile dava konusu … Mersin-Hal -İçel Şubesine ait … nolu 29/04/2014 keşide tarihli 22.725 TL bedelli çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu çekin davacı tarafa iadesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde; davacı çeklerin kendisine ait olduğunu iddia etmiş ise de bu şahsın söz konusu çekle ilgisi olmadığını, çekin usulüne uygun keşideci tarafından hamiline doldurulduğunu ve imzalandığını, müvekkilinin aracını … isimli kişiye satış vekaleti vermek suretiyle sattığını, eksik kalan bedeli çek ile ödemek istediğini, çek karşılıksız kalınca hiçbir işlemde bulunmadan iadede bulunarak alacağını nakit olarak aldığını, İlk derece mahkemesinin çek üzerinde bilirkişi incelemesi yapmadan çek ciro silsilesinin ve üzerinde bulunan imzaların sahteliğine hükmettiğini, mahkemenin gerekçeli kararında davalıların cevap sunmadığının belirtildiğini, bu hususun açıklığa kavuşturulması ve daha önce sunmuş oldukları itiraz ve cevaplarının değerlendirilmemesi kararı hukuka aykırı hale getirdiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ve çek istirdatı davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çekin incelenmesinde, … Mersin/İçel Şubesinden verilen 22.750,25 TL tutarlı, 29.04.2014 keşide tarihli, keşidecesinin …, lehtarının davacı … AŞ olduğu, davacı lehtarın ilk ciranta davalıların ise sonraki cirantalar olduğu görülmektedir. dava; borçlu olmadığının tespiti ve istirdat davasıdır. Dosyanın incelenmesinde, dava konusu çekin hırsızlığa konu edildiği iddiasıyla, bu hususa ilişkin olarak Büyükçekmece CBS’nın 2014/14541 sayılı hazırlık dosyası ilk derece mahkemesince istenmemiştir. 6102 sayılı TTK’nın 818. maddesi delaletiyle çekler bakımından da geçerli olan aynı Yasa’nın 677. maddesi gözönünde bulundurulduğunda somut olayda çekteki lehdar ilk ciranta imzasının davacıya ait olmadığı iddia edilmekle, cironun sahteliği tespit edildiğinde her ne kadar davacı çek nedeniyle sorumlu olmaz ise de bu durum çekteki diğer ilgililerin imzasına bir halel getirmeyecektir. Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi, kendi hakkının varlığı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılan ve cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişinin, son cironun beyaz ciro olması halinde dahi, yetkili hamil sayılacağı; aynı Yasa’nın 792. maddesi ise iyiniyetli çek hamilinin korunacağı hükmünü taşımaktadır. Buna göre; çek ister hamiline, ister emre yazılı olsun, çek hamili onu kötü niyetle ya da ağır bir kusuruyla iktisap etmiş olmadıkça, önceki hamilin elinden ne suretle çıkmış olursa olsun,onu geri vermeye mecbur değildir. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin TMK’nın 903. maddesine paralel bir koruma sağlamaktadır. Buna göre, emre yazılı bir çek, herhangi bir şekilde önceki hamillerden birinin elinden çıktığı takdirde, çeki elinde bulunduran son hamile karşı,ancak,çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde istihkak davası açılabilecektir. Kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, -örneğin, hamilin hüviyetinin sorulmaması gibi-senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder.Ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni) hamil korunur. (Poroy-Tekinalp,Kıymetli Evrak Hukuku Esasları.Genişletilmiş 15. baskı, sh.154 ve devamı ). Çekin, keşidecinin elinden rızası hilafına çıktığı iddiası, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Somut olayda davacı dava konusu çekin de içlerinde bulunduğu bazı çeklerin çalındığını, bu çeklerden keşidecisi …/… olan … İzmir Şubesine ait 03.05.2014 keşide tarihli ve 9.191,00 TL tutarındaki çekin davacı müvekkili adına sahte ciro ile oluşturulduğu, bu sahte cirodan sonra da eldeki davanın davalıları olan şirketlerin cirolarının bulunduğu, yine aynı şekilde keşidecisi … Şti olan … Nispetiye caddesi Şubesine ait 25.04.2014 vade tarihli, 1.800,00 TL tutarlı çekin de müvekkilinden çalınan ve sahte cirolarla piyasaya sürülen çeklerden olduğu, bu çekte de eldeki davalıların davalılarından … Şti’nin cirosu bulunduğunu, bahsi geçen bu çeklere ilişkin olarak Bakırköy CBS’nin 2014/35761 hazırlık sayısı ve Bakırköy CBS 2014/35735 hazırlık sayılı dosyaları ile suç duyurusunda bulunmuş olduğunu, dava dışı … isimli bir şahsın müşteri çekleri parası ve kıymetli evraklarının çalınması üzerine, Küçükçekmece CBS’nın 2014/14541 sayılı dosyası üzerinden soruşturma sürdüğünü, bu dosyaya konu … AŞ Şanlıurfa Şubesine ait … keşide tarihli, 1950,00 TL tutarındaki çeke ilişkin olarak davacı müvekkilinin de sahte şekilde oluşturulan cirosu bulunduğundan müvekkilinin de ifadeye çağrıldığını beyan etmiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesinin bu dosyalara ilişkin hiçbir değerlendirme yapmadığı, akıbetini araştırmadığı, gerekçeli kararında da yargılamanın hiçbir aşamasında bahsi geçen soruşturma dosyası getirtilerek incelenmemiş, gerekçeli kararında ceza soruşturmasına hiç değinmemiş, bu delili hiç değerlendirmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyet­lerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, ) İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile dava konusu çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu çekin davacı tarafa iadesine karar verilmekle, birden fazla davalı bulunduğundan çekin hangi davalıdan istirdatına karar verildiğine ilişkin açık bir hüküm olmadığından infazda tereddüt oluşmaktadır. İlk derece mahkemesince çek uhdesinde bulunan son hamil kesin şekilde tespit edilerek, son hamil yönünden çek istirdatı koşullarının oluşup oluşmadığı, son hamilin kötüniyetli ve ağır kusurlu olup olmadığı incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Bahsi geçen sebeplerle HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, davanın esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı … tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine, 4-Davalı … tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11.06.2020 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.