Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1786 E. 2020/549 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1786
KARAR NO: 2020/549
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2018
NUMARASI: 2016/382 E. 2018/79K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen hükme karşı davacı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; taraflar arasındaki ticari münasebet kapsamında müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı/borçlunun fatura bedellerini ödemediğini, takip dayanağı faturalara konu malların davalı/borçluya teslimine ilişkin BS Bildirim Formları ve sevk irsaliyelerini sunduklarını, ,takip konusu faturalardan en eski tarihlisinin 02.06.2014 tarihini taşıdığını, zamanaşımı definin yersiz olduğunu, sevk irsaliyelerinin çoğunda isim ve imzası bulunan … isimli kişinin aynı zamanda davalı/borçlu şirketin satın alma müdürü sıfatıyla müvekkiline mübrez mailleri gönderen kişi olduğunu, ticari işlerde istenilebilecek temerrüt faiz oranının avans faiz oranı olduğunu belirterek, davanın kabulü ile davalı/borçlunun, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası nezdindeki haksız ve kötü niyetli vaki itirazının iptali ile takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle: müvekkili firmaya ait imza veya kaşenin bulunup bulunmadığı belirsiz olan belgelere dayanarak müvekkilinin borçlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, alacaklı olduğunu iddia eden taraf ile müvekkili arasında TTK hükümleri uyarınca cari hesaba ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz taleplerinin reddine, ancak mahkeme aksi kanaatte ise ileri sürmüş oldukları “takas mahsup defi”nin göz önünde bulundurulmasına, davacının talep ettiği alacak kalemleri 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davanın reddine, akabinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “…Davacı ile davalı arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi incelemesi ile takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 47.106,05 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra alacağın tamamen ödendiği ve bakiye borcun kalmadığı, bu hususun taraf beyanlarıyla da sabit olduğu anlaşıldığından davanın konusuz kalmış olması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği anlaşıldığından davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Her ne kadar davacı icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de, cari hesaba dayalı alacak isteminde alacak likit olmadığından ve alacağın belirlenmesi yargılamayı gerektireceğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmemesine… ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini ve yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun sorumlu tutulduğunu ancak alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile icra inkar tazminatı talebinin ise reddedildiğini, bilirkişi raporu ile de ortaya çıktığı üzere alacak takip tarihi itibariyle alacağın likit ve muaccel olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının sadece icra inkar tazminatı talebinin reddi yönünden kaldırılarak icra inkar tazminatı taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı tarafından, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıya verilen hizmet karşılığı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemli açılan davada, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın konusuz kaldığından reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinde, dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda, sadece davacı tarafın defterlerinin incelendiği, taraflar arasında 22.07.2016 tarihli protokol imzalandığı, bu protokol neticesi davacının takip tarihinde 47.106.,05 TL olan alacağın davalı tarafından takip tarihinden sonra davacıya verilen mallar karşılığı kesilen faturalar ile tamamen ödendiği, dolayısıyla davalının herhangi bir borcu bulunmadığına ilişkin değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. 07.01.2017 tarihli celsede davacı vekili, davalı davadan sonra ödeme yaptığı için davanın asıl alacak yönünden konusuz kaldığı, ancak davalı haksız şekilde itiraz ettiğinden, yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı talepleri mevcut olduğuna ilişkin beyanda bulunmuştur. Davacının alacağı, tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, davacı defter ve kayıtlarıyla da söz konusu alacağın teyit edildiği ve davalı tarafından davanın açılmasaından sonra ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu alacak faturalı mal satışından kaynaklanmaktadır. Her iki taraf tacir olup, ticari ilişkileri kapsamında borç ve alacak miktarlarını bilmeleri beklenir. Alacağın miktarının belli olması ve davadan sonra da davalı tarafça ödenmiş olması alacağın likit olduğunu göstermektedir. Faturaya dayalı alacağın likit olup, davalı itirazı ile takibin durmuş olduğundan davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, bu talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Likit alacağa vaki haksi itiraz nedeniyle, İİK’nın 67/2. Maddesi uyarınca asıl alacağın takdiren % 20’si oranında hesaplanan 9.421,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3-Alınması gerekli 54,40 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 568,93 TL’den mahsubu ile artan 514,53 TL harcın davacıya iadesine 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.531,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 300,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısımlarının yatıran tarafa iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına, b-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde davacıya iadesine, c-Davacı tarafından istinaf yargılaması sırasında yapılan 82,00 TL posta gideri, 98,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 180,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11.06.2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: Dava konusunun değerine göre, HMK’nın 362/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.