Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1777 E. 2020/546 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1777
KARAR NO : 2020/546
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018
NUMARASI : 2015/580E.2018/558K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili ile davalı gerçek kişilerin tasfiyeye sokulan … San.Ve Tic.Ltd.Şti’nin ortağı olduklarını, müvekkilinin kurucu müdür olduğunu, davalılar ile müvekkili arasında 01.06.2011 tarihinde şirket merkezinde yaşanan tartışmalar neticesinde Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/240 Es. Sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını ve davacının beraatine karar verildiğini, davalı gerçek kişilerinin ortağı oldukları … San.Ltd.Şti. ‘nin merkezini, müvekkilininde ortağı olduğu …. San.Ve Tic.Ltd.Şti. adresine taşıdıklarını, şirketin unvanında ve iştigal konusunda da değişiklik yaptıklarını, müvekkilince Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/382Es.dosyasıyla ortaklıktan çıkarma, şirketin feshi ve tasfiye edilmesi ile fesih veya tasfiye halinde elde edilen değerlerin hisse oranında ortaklara ödenmesi yönünde dava açılmış iken dava sonuçlanmadan davalılar tarafından hukuka aykırı olarak 18.11.2011 tarihinde tasfiye kararı alındığını, davanın konusunun ….San.Ve Tic.Ltd.Şti. İçin tasfiye kararı alınmadan önce şirket emvalinin muvazaalı olarak üçüncü kişilere devredilmesi ve daha sonra aynı malların ve müşteri portföyünün ortak oldukları … Tic.Ltd.Şti. üzerinden devam etmesi üzerine kurulu olduğunu, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahmesinin 2011/382 Es. Sayılı dosyasına sunulan cari hesap ekstresinde yer alan 28.06.2011 tarih … ve … sayılı faturaların celbinin özellikle gerekli olduğunu, zira sözkonusu faturaların konusu tasfiyeye uğrayan Yakaza firmasının uhdesinde bulunan malların üçüncü şahıs …San.Ve Tic.A.Ş. satışını göstermekte olup faturaya konu malların bedelinin sembolik olarak konduğunu ve gerçek bedeli yansıtmadığını, , ayrıca müvekkiline aylık ücretlerinin de ödenmediğini,elde edilen karında paylaştırılmadığını, öncelikle muvazaanın tespiti ile davanın kabulüne, davalıların müvekkilini muvazaalı işlemleri ve eylemleri neticesinde zarara uğrattıklarından şimdilik 20.000 TL, haksız rekabet ve zarar nedeniyle 5.000 TL ve 5.000 TL ücret alacağı olmak üzere toplam 30.000 TL’nin olay tarihi olan 01.06.2011 tarihinden itibaren işleyen ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, davalıların mal kaçırma hazırlığı içerisinde olmaları nedeniyle delillerin tespiti yönünde mahallinde delil tespiti yapılarak listedeki malların değerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili savunmasında özetle; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/382 Esas sayılı dosyasında … San. Ve Tic. Ltd. Şirketi’nin tasfiye edildiğini, bu nedenle davacı tarafın daha önceki davada da davacı olduğu ve davasının reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, tasfiye edilen … isimli şirketin hukuki şahsiyetinin sonlanmış olması nedeni ile usul açısından açılan davanın usul şartlarının yerine getirilmemiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, davacının, … isimli şirketi borç batağına sürüklediğini, müvekkillerin şahsi mal varlıklarını satarak söz konusu şirketi kurduklarını ve şirkete makineler aldıklarını, davacının, müvekkili ve diğer davalılar hakkında Bakırköy C. Başsavcılığına şikayette bulunmuş ise de Bakırköy C. Başsavcılığı 20.07.2011 tarih, 2011/55116 S. ve 2011/25059 K. Numaralı Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilmiş olması ve davacı hakkında Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi 2011/240 Esas sayılı davasının ikame edildiğini, müvekkili şirketin söz konusu malları … Türkiye Distribütörü olan….San. Ve Tic. A.Ş.’den satın aldığını, … şirketinin ana sözleşmesinde ortaklar açısından rekabet yasağına ilişkin düzenleme bulunmadığını, Haziran 2011 tarihinden itibaren şirketin fiili olarak tasfiye sürecine girmiş olduğunun anlaşıldığını, davacının talep ettiği 5.000 TL maaşını hangi gerekçe ile müvekkillerden istediğinin anlaşılamadığını, davalı … Şirketinin fiili olarak kapanmış olması ve harç eksiklikleri nedeni ile usule ilişkin itirazlarının kabulüne, hukuka ve hakkaniyete aykırı, mesnetsiz, tamamen haksız bir menfaat temin etmeye yönelik tazminat talebine ilişkin davanın reddine, haksız rekabet ve maaş alacaklarının hukuki dayanaktan yoksun ve hakkaniyetten uzak taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 553. Maddesi gereğince kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Aynı yasanın 555. Maddesi gereğince şirketin uğradığı zararın tazminini şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.Şirket ortaklarının zarar görmeleri nedeniyle yöneticiler ve denetçiler aleyhine dava açma hakkı bulunmakta olup, ortakların dava açma hakkı da doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik gösterir. Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışların, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine sebep olur. Bu tür tasarruflar payları oranında ortakları da etkiler. Başka bir deyişle ortaklığının doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Ancak ortak dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. Aksi takdirde davanın reddi gerekir(Yargıtay 11. HUkuk Dairesi’nin 2015/14484 Esas ve 2016/9091 karar sayılı ilamı, 2016/4693 esas 2017/3627 karar sayılı ilamı, 2014/13218 esas 2015/7120 karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere).Dava konusu olaya baktığımızda şirket ortaklarının bir kısıım işlemlerle şirketi zarara uğrattıkları gerekçesiyle davacı kendi adına tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında açıklama istenilmiş, davacı 28/02/2018 tarihli beyanında da zararın müvekkiline verilmesini talep etmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, şirketin zarara uğratıldığı iddiası söz konusudur. Şirketi zarara uğratılması nedeniyle davacı ortağın dolaylı zararı söz konusu olacaktır. Aksine bir iddia da söz konusu değildir. Davacı tüğm iddialarında şirketi zaraa uğratıldığından bahsetmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi bu hususta davacının dolaylı zararı söz konusudur. Dolaylı zararın söz konusu olması durumunda yukarıda belirtildiği üzere TTK’nın 555.maddesi gereğince tazminatın şirket lehine istenilmesi gerekir. Davacı tarafından tazminat kendisi adına istenilmiş olup, TTK’nın 555.maddesi gereğince bu talep hukuken mümkün değildir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak…”, davanın reddine karar vermiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava tarihi itibariyle müvekkilinin ortağı olduğu …. San.Ve Tic.Ltd.Şti.’nin tasfiyeye girmiş olduğundan açılan tazminatın şirket lehine hükmedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, hem şirketin hemde müvekkilinin zarara uğratıldığının dilekçelerinde belirtildiğini, ayrıca sonradan ıslahla talebin değiştirilmesinin mümkün olduğunu, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı … Ltd. Şti.’nin yöneticisi ve ortakları olan gerçek kişi davalıların rekabet yasağına aykırılık eylemlerini işlemiş olduklarından bahisle ortaya çıktığı söylenilen 5.000,00 TL zararın, önceden kurucu ortak sıfatını haiz olan davacının tahakkuk edilip kendisine ödenmeyen 5.000,00 TL ücret alacağının ve tüm davalıların haksız eylemleri neticesi davacının mal varlığında ortaya çıktığı iddia edilen şimdilik 20.000 TL maddi zararın davalılardan tazmini talepli eda davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıdaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava dilekçesindeki taleplerden biri, davalı …Şti.’ne ait malların şirket yöneticisi olan davalı gerçek kişiler tarafından muvazaalı şekilde değerinin çok altında elden çıkartıldığı iddiasına dayanmaktadır. Diğer bir talep ise davacının önceden ortağı olduğu şirketin yöneticilerinin rekabet yasağına aykırı davranışları nedeniyle şirketin zarara uğratıldığından bahisle şirket yöneticisine karşı açılan maddi tazminat davasıdır. Yönetici aleyhine açılacak sorumluluk davası, doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik içerir. Yöneticinin ortaklığın mal varlığının azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Yani davacı tarafın ortağı olduğu davalı şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle davalı şirketin zarara uğratılması nedenine dayalı tazminat davasında, şirket yöneticisinin eylemleri nedeniyle uğranılan zarar, şirket açısından doğrudan, davacı ortak açısından ise dolaylı zarar olup, dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 555. (6762 sayılı TTK’nm 309.) maddesi hükmü gereğince hükmedilecek tazminatın şirkete verilmesinin talep edilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesine konu edilen iki zarar kalemi açısından, ilk derece mahkemesince irdeleme yapılarak dava dilekçesindeki anlatımdan ortaya çıktığı üzere sözkonusu zarar kalemlerinin dolaylı ya da doğrudan zarar tanımlamasından hangisne girdiği tereddütten uzak şekilde ortaya konmalıdır. Davacının dava dilekçesindeki diğer talebi ise kurucu müdür sıfatıyla hak kazandığı ücret alacağının kendisine ödenmediği iddiasına dayanmaktadır. İlk derece mahkemesince, müdür olarak tayin edilmiş bulunan davacının, davaya konu ücret alacağına ilişkin aylarda fiilen davalı şirkette çalışıp çalışmadığı, yaptığı bir hizmetin olup olmadığı, söz konusu dönemde müdürlük görevini yerine getirip getirmediği hususları araştırılarak bu konudaki alacağını davalılardan talep hakkının bulunup bulunmadığı değerlendirilip, buna göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.Yine davacının, davalı şirketin tasfiyeye girmiş olduğu iddiası karşısında taraf teşkili açısından bu iddia değerlendirilerek gerekirse usuli eksiklikler tamamlanmak suretiyle davaya devam edilmelidir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine,4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.