Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1771 E. 2020/267 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1771
KARAR NO : 2020/267
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2018
NUMARASI : 2017/361E. 2018/210K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline olan borcunu ödemediğini bunun üzerine Silivri İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalı borçlu …’ün müvekkili şirkete 50.000 TL borcu bulunduğunu, borçlunun takibe konu taşınmazı, müvekkiline olan borcu nedeni ile ipotek ettirdiğini, davalının borcunu ödemek yerine ipotekli taşınmazı üçüncü şahıs … devrettiğini, bu şahısın da icra takibinden sonra taşınmazı davalı vekili Av…. devrettiğini, yapılan bu devirlerin davalının kötü niyetini ortaya koyduğunu, verilen çekler ve senetlerin müşteri çeki/senedi olarak kullanıldığını ve alacaklının elinden çıkdığını, bu çek/senetlerin karşılığı borçlu tarafından ödenmediği için müvekkilinin bu kıymetli evrakların karşılığını ciro edilen şahıslara elden ödeyerek geri almış olduğunu, ayrıca bu kıymetli evrakların taraflarınca icra takibine konulmadan evvel de ipotek senedinde belirtildiği üzere “kıymetli evrakların karşılığının borçlu tarafından 45 gün içinde ödemesi için'” Silivri …. Noterliği … yevmiye nolu 08 nisan 2016 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek davalıya gönderildiğini, ipotek senedinde davalı borçlunun müvekkiline 50,000 TL borçlu olduğunun açıkça yazıldığını, davalı borçlu …’ün müvekkille arasındaki cari hesap neticesinde borçlunun borcuna ilişkin çekler ve senetler ile bu ipotek alındığını, müvekkilinin de bu çek ve senetleri müşterilerine verdiğini, davalı borçlu vermiş olduğu bu çek ve senetleri ödemeyince müşteri senedi olarak verilen bu senetler tekrar müvekkilince iade alındığını, müvekkilinin bunları ödemek zorunda kaldığını, çek vc senetlerin aynı günde değil de peyder pey tekrar müvekkiline gelmesi ve bedellerinin müşterilere müvekkilince ödenmesi nedeniyle bu kıymetli evraklar müvekkiline ulaştıkça ayrı ayrı icraya konulmak zorunda kalındığını, ihtarname tebliği ile borçlunun temerrüde düştüğünü, ihtarname öncesine ilişkin bir faiz talebi söz konusunun olmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalı-borçlunun takibe yapmış olduğu haksız mesnetsiz ve kötü niyetli itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20 oranından aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalıya dava ve tenzip zaptının usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının cevap vermediği ilk derece mahkemesince yapılan duruşmalara katılmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacaklı tarafça Silivri İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmiş, borcun sebebi olarak Arifiye Tapu Müdürlüğünde kayıtlı taşınmaza ilişkin ipotek senedi gösterilmiş, ilgili ipotek senedi incelendiğinde, bu resmi senede dayalı her türlü ihtilaf durumunda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağı belirtilmiş borçlu tarafından icra dosyasına yapılan itirazda icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş, mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı şirketin adresinin Silivri olduğu ancak İstanbul’da takip yapıldığı görülmüş olup itirazın iptali davasında yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkeme olduğu; itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun olarak açılmış bir icra takibinin bulunmasının gerektiği dikkate alınarak dava şartı yokluğu nedeniyle…”, davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili trafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ; davacının adresi Silivri olmakla davada Ticaret mahkemeleri bakımından Bakırköy Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu durumda kararı veren ilk derece mahkemesinin Bakırköy Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle, yetkisizlik kararı vermesi gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararını usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara kara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, davalının müvekkiline borcu bulunduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde teminat olarak davalı tarafından müvekkili lehine ipotek tesis edildiğini, sözleşme uyarınca borçların ödenmediğini, bunun üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattıklarını, ancak davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı borçlu icra müdürlüğünde ödeme emrine itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ve takibin ikametgahı olan İstanbul/Çağlayan İcra Dairelerinde yapılması gerektiğini bildirmiştir. İtirazın iptali davası takip hukukundan kaynaklanmakta olup, icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. İtirazın iptali davasında mahkeme öncelikle icra takibinde yetkiye yapılan itirazı değerlendirmesi gerekir. Somut olayda davalı borçlu icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunmuştur.Yerleşik Yargıtay içtihadı uyarınca, itirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliği edilmiş olması, HMK’nın 114/2. maddesi anlamında dava şartıdır. Dava şartlarının mevcudiyeti, HMK’nın 115. maddesi uyarınca, mahkemece kendiliğinden gözetilir ve dava şartının mevcut olmadığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verilirir.İİK’nın 50. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için açılan takiplerde icra dairesinin yetkisi, HMK’nın mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümlerine göre belirlenir. Şu kadar ki sözleşmenin yapıldığı yer icra dairesi de yetkilidir.Somut olayda taşınmazın aynına yönelik bir uyuşmazlık bulunmadığından HMK’nın 13. maddesi hükmünün uygulanabilirliğinden söz edilemez. O halde yetkili mahkemenin HUMK’nun 9. ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kurallarına göre belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 19.HD’nin 03.12.2007 tarih, 2007/9040 E. 2007/10870K sayılı ilamı). Somut olayda takibe ve davaya temel alınan ipotek akdinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu konusunda yetki şartı mevcuttur. Tarafların tacir olduğu, yetki şartının geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 17- 18. maddesi uyarınca münhasır yetkili icra dairesinde takibin yapılmamış olması nedeniyle, takibin yapıldığı icra dairesi yetkisiz olduğundan, davanın özel dava şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, hukuki dayanağı olmayan gerekçelerle karar verilmesi usule aykırı bulunmuştur. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin haklı olmamakla birlikte, ilk derece mahkemesince hukuki değerlendirme hatası yapıldığı anlaşılmakla, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca karar gerekçesinin yukarıda gösterilen şekilde düzeltilmek üzere, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin haklı olmamakla birlikte, ilk derece mahkemesince hukuki değerlendirme hatası yapıldığı anlaşılmakla, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca karar gerekçesinin yukarıda gösterilen şekilde düzeltilmek üzere, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın, özel dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine, 2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 602,66 TL harçtan mahsubu ile artan 548,26 TL harcın, talep halinde davacı tarafa iadesine,3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masraf olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,b-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin, kararımızın mahiyetine göre, davacı üzerinde bırakılmasına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 33, 355 ve 3531.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 05.03.2020