Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1769 E. 2020/268 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1769
KARAR NO : 2020/268
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2018
NUMARASI : 2016/1038E. – 2018/414K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisinin imzalamış olduğu VDF Kredisi Sözleşmelerine istinaden 30.12.2015 tarihinde … nolu sözleşmeye istinaden otomobil kredisi kullanıldığını, taksitlerin süresinde ve ihtara rağmen ödenmemesi üzerine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile menkul rehininin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın icra müdürlüğü tarafından verilen muhafaza kararına karşı İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/909 Esas sayılı dosya ile açtığı şikayet davasında mahkemenin davanın reddine karar verdiğini, söz konusu kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, aynı hususların birkez de itirazın iptali dosyasında davalı tarafından ileri sürülmesinin, zaman kazanmaya yönelik bir hareket olduğunu, davacıya gönderilen hesap kat ihtarına yasada öngörülen sürede itiraz edilmediğinden aslında menkul rehininin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapma hakkının da doğmuş olmasına rağmen müvekkili şirket tarafından ilamsız takip yapılmasının tercih edildiğini belirterek, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında vaki itirazının iptali ile 38.615,23 TL alacağın takip tarihi itlbariyla yıllık %33,84 faizi ile tahsili için takibin devamına, itiraz haksız ve kötüniyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı savunmasında özetle; İİK hükümlerine göre taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluna ilişkin ilamsız takiplerde, icra müdürlüğünce takiple birlikte kıymet taktiri için veya başka gerekçelerle rehin konusu aracın yakalanıp muhafaza altına alınması yönünde tedbirler uygulanamayacağını, belirtilen tedbirlerin ancak takibin rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip halinde uygulanabileceğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına ilişkin takip kesinleşmeden muhafaza işlemi yapıldığını, ayrıca ödeme emri ekinde ve tüm dosya kapsamında borcun kaynağına ilişkin herhangi bir evrak sunulmadığını, davanın haksız, kötü niyetli ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle aralarında VDF kredisi sözleşmesine istinaden 30/12/2015 tarihinde otomobil kredisine ilişkin sözleşme imzalandığı, davalı tarafın kredi borçlarını ödeme planına göre ödemesi gereken taksitlerin süresinde ödenmediğinden bahisle Beyoğlu …. Noterliği’nin 08/06/2016 tarih … yevmiye nolu hesap kat ihtarının keşide edildiği, ihtara rağmen ödeme olmaması üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın takibe vaki itirazının iptali talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 02/03/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda belirlendiği üzere; Taraflar arasında 48 Ay vadeli, %16,92 faiz oranı ile 35.700,00-TL kredi tutarı üzerinden VDF kredi sözleşmesi imzalandığı, VDF’nin kredi ve geri ödemelerinin yapılacağı banka ve finans kurulaşlarının defter kayıtları ve bu defter kayıtlarından çıkarılmış belgelerin taraflar arasında imzalanan sözleşmede kesin ve nihai delil olarak kabul edildiği, davacı tarafça keşide edilen ihtarnamenin 27/05/2016 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği ve 7 günlük sürenin sonunda temerrüdün 02/06/2016 tarihinde başlayacağı, davalı tarafça kredi taksitlerinden en son 01/03/2016 tarihli taksidin ödendiği, ve kalan 34.661,44-TL ana paranın ödenmediği anlaşılmış, bu nedenle takibin 34.661,44 TL asıl alacak, 2.166,69 TL işlemiş faiz, 108,33 TL %5 BSMV, 140,92 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 37.077,38 TL üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33,84 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına dair davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi ile koşulları oluştuğundan %20 icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine… “, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline usulüne uygun bir hesap kat ihtarnamesi gönderilmediğini, ihtarnameye ilişkin olarak, tarafına detaylı ve gerçeği yansıtır bir ekstre gönderilmesi gerekirken usulune uygun olmayan, borcun dayanağını ve gerçek borç miktarını göstermeyen ihtarnamenin gönderildiğini, bilirkişi raporuna ilişkin itirazı dikkate alınmaksızın müvekkili aleyhine karar verilmek suretiyle savunma hakkının ihlal edildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, VDF kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanı kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı, mahkemeye sunulan hesap kat ihtarının içeriğinin kanuna uygun olmadığını, bu sebeple davalının hesap kat ihtarı ile temerrüde düşürülmüş de sayılmayacağını dolayısıyla takibe konu bedele işletilen faiz tutarı ve oranını da kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın reddini dilemiştir.Dosya kapsamındaki ihtarname incelendiğinde; ihtar edenin davacı, muhatabın davalı …..A.Ş. ve dava dışı … olduğu, ihtarnamenin asıl borçluya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ şerhli onaylı suretin dosya içerisinde bulunduğu, ihtarname üzerindeki açıklamalar kısmında hesap özeti olarak 34.661,44 TL, kalan ana para olarak 2.769,45 TL ve temerrüt faiz tutarı olarak da 138,47 TL gösterildiği, toplam masraf ve vergilerle birlikte ortaya çıkan alacağın 37.710,28 TL olarak gösterildiği, dosya kapsamında konusunda uzman bankacı bilirkişiden rapor alındığı, yapılan değerlendirme neticesi asıl alacak tutarının 34.661,41 TL olarak belirlendiği, sonuç olarak az yukarıda bahsi geçen ihtarnamede belirtilen hususlarla bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin örtüştüğü, zaten ilk derece mahkemesince de sadece hesap kat ihbarındaki veriler göz önünde bulundurularak hüküm verilmediği, somut olayda, hesabın kat edildiği ve asıl borçluya usulüne uygun tebligat yapıldığı anlaşıldığından, davalının borcun dayanağı ve gerçek borç miktarını göstermeyen bir ihtarname ile sonuca ulaşıldığına ilişkin iddiasının bir dayanağı olmadığından, bu istinaf sebebinin esastan reddi gerekmektedir.Dosya kapsamında mali müşavir tarafından hesaplanan 08.09.2017 tarihli ilik rapordan sonra ilk derece mahkemesince 23.01.2018 tarihli ara kararla, bankacı bilirkişi tarafından yeniden rapor hazırlanmasına karar verilmiş, bunun üzerine bankacı bilirkişi 02.03.2018 tarihli raporunu dosyaya ibraz etmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında, söz konusu raporda sadece toplam borcun hesaplandığı, kredi borcu kapsamında yapılan ödemelerin bilirkişice ele alınmadığını öne sürmüştür. Serbest Mali Müşavir bilirkişinin 08.07.2017 tarihli raporunda, en son ödeme planına göre en son 01.03.2016 vadeli 1.049,00 TL ikinci taksitin ödendiği, kalan taksitlerin ödenmediğine ilişkin değerlendirme yapılmış ve bu tutar üzerinden davacının icra takip tarihi itibariyle 34.661,44 TL asıl alacak tutarından sorumlu olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu durumda 08.09.2017 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirme ile 02.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeden asıl alacak tutarı yönünden aynıdır. Davalı vekili ilk bilirkişi raporunda tespit edilen ödemelere yönelik olarak herhangi bir itirazda bulunmamış, ikinci raporda ise yapılan ödemelerin göz önünde bulundurulmadığına yönelik itiraz ileri sunmuş ise de ödemelere ilişkin hiçbir belge sunmamıştır. Davalı vekili istinaf başvurusunda da bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını öne sürmüş, ancak ödeme iddiasına ilişkin olarak hiçbir beyanda bulunmamıştır. Sonuç olarak dosya kapsamındaki mevcut delil durumuna göre, konusunda uzman bankacı bilirkişi tarafından hazırlanmış denetime ve hüküm vermeye elverişli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olduğu anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf başvurusu da yerinde değildir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-1.899,56 TL bakiye istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaldına,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın , kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 05/03/2020