Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1767 E. 2018/1528 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1767
KARAR NO : 2018/1528
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2017
NUMARASI : 2017/1231
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Birleşmeden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir istemi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı …Ticaret Anonim Şirketi’nin 25 Nisan 2007 ile 19 Ocak 2017 tarihleri arasında hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı … İnşaat’ın diğer hissedarı ve yetkilisinin davalı … olduğunu, ilgili şirketin müvekkili ile davalı …’nın müşterek imzaları ile karar alabildiğini, davalı … İnşaat şirketinin, Üsküdar …. Noterliğinin 07.03.2013 tarih ve …sayı ile tasdikli hisse devir ve temlik sözleşmesi ile davalı … Yatırım A.Ş.’ye 5000 pay karşılığı ortak olduğunu, müvekkilinin o dönem hissedarı bulunduğu … İnşaat’ın hisselerinin devrine yönelik bir işlem yapmadığını, bu hususta kimseyi vekil tayin etmemiş olmasına rağmen … şirketinin hissedarı gözükmediğini ve şirket hisselerinin davalı …’ya devrolduğunu öğrendiğini, yapılan devir işleminin hukuka ve kanunlara aykırı olarak olduğundan iptali gerektiğini, … tarafından işbu hissenin devri için davalı … İnşaat’ a ödenen bir bedelin olmadığını, yapılan işlemin hisse devri gibi gözüktüğünü, ancak mal kaçırma girişiminden başka bir şey olmadığını, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında hissedarı bulunduğu şirketin sahip olduğu hisseler ile ilgili yapılan işlemlerin niteliğini bilemediğinden elinde herhangi bir belgesi bulunmadığını, müvekkilinin hissedarı bulunduğu şirketin aktifinde yer alan davalı … şirketi hisselerinin müvekkilinin bilgisi dışında, hissedarı bulunduğu şirketin ortağına satılmış gözüktüğünü, yapılan devir işleminin niteliği itibari ile şekil şartlarına uygun olmadığı gibi gerçekte yapılmış bir satış da bulunmadığını, bu nedenle öncelikle müvekkilinin telafisi imkansız zararlarla karşılaşma ihtimaline binaen, davalı … adına kayıtlı hisseye, üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulüne, hisse devri işleminin iptali ile hisselerin müvekkili adına tesciline karar verilmesini, işbu talebin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin hissesine tekabül eden değerin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 07/12/2017 tarihli ara kararında; davacı vekilinin talebinin yargılamayı gerektirmesi ve dava konusu olmaması sebebiyle, HMK’nın 389. maddesi ve ilgili kanun maddeleri uyarınca, koşulları bulunmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine karar vermiştir.
Bu ara karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Dava dilekçesindeki tüm beyanlarını öncelikle tekrar ettiklerini, müvekkilinin hissedarı bulunduğu şirketin aktifinde yer alan davalı … şirketi hisselerinin müvekkilinin bilgisi dışında, hissedarı bulunduğu şirketin ortağına satıldığının gözüktüğünü, yapılan devir işleminin niteliği itibarıyla şekil şartlarına uygun olmadığı gibi gerçekte yapılmış bir satış da bulunmadığını, bu hususun gerek davalı şirketlere ait kayıtlarla gerek İstanbul Ticaret Odası nezdindeki kayıtlarla sabit olduğunu,
Gerek devir işleminden müvekkilinin bilgisi olmayışı, gerek bu hususun resmi kayıtlara ve banka hesaplarına yansımadığı davalı şirketlerin ticari defterlerinde yapılacak inceleme, dinlenecek tanıklar, banka kayıtları ve toplanacak sair delillerle sabit olduğunu,
Davacının haklarının muhafazası ve muhtemel zararlarının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, tedbir talebinin reddine dair ara kararının kaldırılarak, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, dava içinde HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “.
Aynı Kanun’un 390/3. maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Hisse devri işleminin iptali ile hisselerin davacı adına tescili talep edilmekle, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacı haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacı haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Dosya kapsamına, mevcut delil durumuna, davacının sıfatına, davadaki talebe ve HMK’nın 393/3. maddesindeki yasal koşullara göre somut olayda; dava dosyasının mevcut aşamasına göre ihtiyati tedbir koşulları bulunmadığından, mahkemenin red kararı yerinde olmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine ilişkin olarak aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 13/12/2018 tarihinde oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.