Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1751 E. 2020/175 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1751
KARAR NO: 2020/175
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2017/334E. 2018/705K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul- kısme reddine ilişkin verilen hükme karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı, dava dilekçesinde özetle; “…” isimli işletmenin nakit ihtiyacını karşılamak amacı ile davalı bankadan 300.00,00 TL tutarında taksitli ticari kredi kullanıldığını, bir kısım taksitleri ödedikten sonra kalan kredi borcunu 242,061,89 TL ödenmek suretiyle kapattığını, erken ödeme karşılığında hesap açılış komisyonu, erken kapama komisyonu ve diğer masraf ve komisyon adı altında yapılan tahsilatların dayanağını oluşturan kalemlerin genel işlem şartına açıkça aykırı kabul edilerek yazılmamış sayılması gerektiğini, tahsil edilen komisyonların oranının Genel Kredi Sözleşmesinde veya tarafına verilen bir başka evrakta yazılı olmadığını belirterek, davalı banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonu, hesap açılış komisyonu, dosya masrafı ve başkaca tüm kesinti bedellerinin şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin haklarımın saklı tutulmasına, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında özetle; müvekkili banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonun hukuka, kanuna, Yargıtay kararlarına ve sözleşmeye uygun olduğunu, davacı tarafın erken kapama ile ilgili tüm şartları ve hususları kabul ederek ve müvekkili banka ile mutabık kalarak krediyi erken kapattığını, davacının kullanmış olduğu ticari kredi nedeniyle tahsil edilen erken ödeme komisyonu tutarının, gerek genel kredi sözleşmesi gerek TTK hükümleri ve sair yasal düzenlemeler çerçevesinde yasal olduğunu, işlemin yapıldığı tarihte sistem tarafından verilen erken kapama bakiye oranı kalan anapara riski üzerinden %10 iken, müvekkili banka tarafından davacıdan %8,5 oranında erken ödeme komisyonu alındığını, ekte sunulan ödeme planlarından da anlaşılacağı üzere; müşterinin 36 ay vadeli kredi kullandığını, ilk 11 taksidi ödendikten sonra kredinin kapatıldığını, davacı tarafın erken kapama talebinin müvekkili bankaya ulaşması akabinde kapatma şartlarının davacı tarafa bildirildiğini, komisyonu alınmasına ilişkin maddenin genel işlem şartına aykırılık teşkil etmeyeceği ve gerek sözleşme gerekse Borçlar Kanunu uyarınca bankanın makul oranda erken ödeme komisyonu alabileceği yönünde olduğunu, Kanunun açık hükmü uyarınca, davacının müvekkili bankadan kullandığı krediyi erken ödemek istemesi durumunda, faiz ve indirim dahil bankadan herhangi bir talepte bulunamayacağı, davacıya kullandırılan kredilerin ödeme planı incelendiğinde, müvekkili bankanın kâr mahrumiyet tutarının toplamda (sadece faiz tutarı bile) 37.071,13 TL olduğunu, söz konusu tutar gözönünde bulundurulduğunda davacı taraftan tahsil edilen erken ödeme komisyon tutarının gayet makul ve hakkaniyet ilkesine uygun olduğunun anlaşılacağını, erken ödeme komisyonuna ilişkin açıklamaların tahsis-kredi kullandırma ücreti için de aynen geçerli olduğunu, davacının bu zarar kalemine ilişkin taleplerinde hatalı olduğunu belirterek, davanın haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı bankanın … caddesi Şubesi arasında 07/01/2016 tarih 500.000,00 TL Limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, imzalanan genel kredi sözleşmesi gereğince davacıya 300.000,00 TL tutarlı 36 ay vadeli aylık %1.22 faiz oranı üzerinden Taksitli Ticari kredi Nakdi Kredi kullandırıldığı, taraflar arasında genel kredi imzalanmadan ve kredi kullandırımı yapılmadan önce olmak üzere sözleşme öncesi bilgilendirme formu başlıklı bilgilendirme formunun tacir olan taraflarca imzalandığı, davacının erken kapama komisyonu dışındaki taleplerinin taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve sektör uygulamaları dikkate alındığında yerinde olmadığı, erken kapama komisyonu yönünden ise kredilerin, taraflar arasında belilenen vadesinden önce kapatılması ile davalı bankanın Kredi Erken Kapama komisyonu olarak sözleşme ve bankanın iç uygulamaları gereğince kapanan anapara üzerinden %10 erken kapama komisyon ücreti talep hakkı doğmasına karşılık %8,50 oranı kullanılarak 18.963,33 TL erken kapama komisyonu kesintisi yaptığı, davalı bankanın hesaplamayı BSMV dahil kredi anapara üzerinden hesaplama yapması gerekirken 14/12/2016 tarihi ile 20/12/2016 tarihi arasında anaparanın işlemiş faiz ve ferileri toplamı üzerinden hesaplama yaptığı, davalı banka tarafından belirlenen oran sözleşme ve davalı banka uygulamalarının altında olsa da sektör uygulamalarına uygun düşmediği, sektör ortalamasının %3,5 olduğu, bu oran dikkate alındığında davalı banka tarafından 8.175,34 TL erken kapama komisyonu alınabileceği, fazladan tahsil edilen 10.7878,99 TL nin davalı banka tarafından tahsil tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davacıya iadesinin gerektiği anlaşılmakla davacının erken kapama ücretinin iadesine ilişkin talebinin 9.990 TL olduğu dikkate alınarak taleple sınırlı kalarak davanın erken kapama komisyonu yönünden bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, diğer kalemlerdeki talepler yönünden fazlaya ilişkin talebinin sübut bulmadığından reddine… ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi istinaf denetimine de elverişli olmadığını, 05.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda, bilirkişinin kendisi hukuk yaratarak tahsil edilen komisyonun sektör bankaları uygulamalarına, bankacılık uygulama ve teammüllerine uygun olup olmadığı noktasında değerlendirme yaparak bankanın iade etmekle yükümlü olduğu tutarın hesaplaması yoluna gittiğini, öncelikle bilirkişinin bankacılık uygulama ve teammüllerini bilmesine imkan olmadığını, Davacıdan tahsil edilen erken kapama komisyonun, bankacılık uygulama ve esaslarına, banka kayıtlarına, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine ve emsal Yargıtay kararlarına ve diğer bankalarla karşılaştırıldığında hakkaniyet ilkesine uygun olduğunu ve bu çerçevede davacı tarafın iddialarının hiçbir yasal dayanağı mevcut olmadığını, İlk derece mahkemesinin istinafa konu kısmi kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının davalı bankadan kullandığı ticari kredinin erken kapatılması nedeniyle davalı bankanın haksız tahsil ettiği tahsil ettiği erken kapama komisyonu ve diğer kesintilerin iadesi konusunda açılmış bir alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı banka vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile davalı banka arasında 07/01/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, davacıya 30 ay taksitle 300.000 TL ticari kredinin kullandırıldığı, sözleşme anında ödeme planına göre davacının taksitler halinde, faiziyle birlikte toplam 437.568,43 TL ödeyeceği kararlaştırılmışken davacının bu kredinin ilk onbir taksidini vadelerinde ödedikten sonra 20/12/2016 tarihinde 242.061,89 TL toplu ödeme yaparak krediyi kapattığı anlaşılmaktadır. TTK’nun 20. maddesi uyarınca tacir olan bankanın verdiği hizmet karşılığında ücret talep etmesinin mümkün olduğu, Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesi çerçevesinde kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği; sözleşmenin 2.8 maddesinde erken ödeme halinde müşterinin bankanın kar mahrumiyetinden kaynaklanan erken ödeme komisyonunu ödemeyi kabul edeceği, 5/1.3.maddesinde kredinin karz akdi şeklinde kullandırılması ve kredinin bir geri ödeme planına göre geri ödenmesinin kararlaştırılabileceği, bu durumda kredi hesabının geri ödeme planına göre işleyecek, geri ödeme planında gösterilen vadelerde taksitler halinde nakden ve defaten geri ödeneceği, geri ödeme planında öngörülen oranda faiziyle birlikte yasal harç, vergi ve fon uygulanacağı, buna göre hesaplanacak tutarların sözleşme hükümlerine göre, uyarlanması halinde borcun yeni oluşan ödeme planına göre ödeneceğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Erken kapama komisyonu ile ilgili olarak 2016 yılı için davalı banka tarafından belirlenmiş erken kapama komisyonunun % 10 olduğu 05.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtildikten sonra, davalı dışındaki bankaların uyguladığı oranlar karara esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilmiş üç bankanın % 2, bir bankanın % 2,50, iki bankanın % 4, üç bankanın % 5, bir bankanın da % 10 olarak uyguladığı oranların ortalamasının %3,50 olduğu, davalı bankanın 222.433,68 TL tutarındaki anaparanın işlemiş faiz ve ferileri üzerinden % 8.5 oran kullanarak 18.963.33 TL erken kapama komisyonu tahsil etmiş olduğu, esasen 222.463,68 TL tutarındaki anapara üzerinden sektör ortalaması olan % 3.5 gözönünde bulundurularak yapılacak hesaplama neticesi davalı banka tarafından talep edilebilecek erken kapama komisyonunun 8.175,34 TL olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır.Türk Borçlar Kanunu’nun erken ifayı düzenleyen 96. maddesi; “Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kasdettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da adet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz” hükmünü havidir. 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli; sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar varsa yine bu oran aşılmamak kaydıyla, diğer bankaların uygulamaları üzerinden belirlenecek oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekmektedir (Yargıtay 11.HD’nin 26/06/2018 tarih, 2016/11653 E. 2018/4811 K. ve 2017/276 E. 2018/5662 K. sayılı ilamları). Somut olayda davalı, TBK’nın 96.maddesi uyarınca erken kapamayı kabul etmek zorunda değil ise de erken kapamayı kabul ederek komisyon almıştır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında yapılan bilirkişi incelemesinde, sözleşmede kararlaştırılmış bir oran bulunmaması nedeniyle, emsal banka uygulamaları dikkate alınarak, davacının dürüstlük kuralına ve emsallere göre alabileceği erken kapama komisyonu oranı belirlenmiş, buna göre davalının haksız olarak yaptığı kesinti miktarı bulunmuş ve hüküm altına alınmıştır. İlk derece mahkemesinin hükme esas aldığı bilirkişi raporunun bu konuda geliştirilen içtihada uygun hesaplama içerdiği, ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 383,7 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.02.2020
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.