Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1750 E. 2020/261 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1750
KARAR NO : 2020/261
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2018
NUMARASI : 2015/1016E. – 2018/186K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu davalı hakkında Kocaeli …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasından, dava dilekçesine ekli faturaların konusunu oluşturan hususta, ödeme yapılmayan Mart 2015 dönemine ilişkin hak edişlere ve hak ediş bakiyelerinin tahsili için icra takibine girişildiğini, davalı borçlu firma … ve yine … Topluluğu bünyesinde hizmet veren dava dışı … A.Ş. ‘nin taşıma işini ihale ile aldığını, davacı alacaklıların da …’un vermekte olduğu bu hizmeti kendi araçlarıyla, … adına sağladıklarını ve her ay hak ediş tutarı kadar fatura kestiklerini, davalı firmanın … nezdinde yapılan taşıma ihalesini kaybetmesi nedeniyle sözleşmenin sona erdiğini, davalı firmanın, sözleşmesinin sona ermesinin akabinde, müvekkili davacılara yeni çalışacakları- taşıma yapacakları yeri göstermeyerek davacılar ile arasındaki sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan edimini yerine getiremediğini, davacıların, ihaleyi kazanan … Turizmden gelen teklifle aynı işe aynı güzergahlarda … Turizm adına devam etmeye başladığını, bunun üzerine davalının, Mart 2015 ayı hak edişlerini sözde cezai şarta mahsuben ödemediğini belirterek davalı borçlunun icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın en az % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacı taraflarla yapılan Araç Çalışma Sözleşmesi gereği müvekkilin taşıma işlerine ilişkin ihalesini aldığı firmalara, davacıların araçları ile taşıma işinin yapılacağını ve her ay sonunda davacılara hak edişlerinin verileceğini, anılan sözleşmenin, Sözleşme Süresi ve Feshi başlıklı kısmının 3. bölümünde “Tedarikçinin sözleşmede belirtilen haklı ve zorunlu sebepler dışında servisi bırakmak istemesi halinde 30 gün önceden iş bırakma dilekçesi doldurularak işverenin şirket yetkilisine verileceğini, ayrıca tedarikçinin işi bıraktığı tarihten itibaren 30 iş günü süreyle hizmet vermeye de devam edeceğini, yukarıda belirtiİen hususlara uyulmaması halinde tedarikçinin 30 günlük istihkak kadar tazminat ödemekte yükümlü olacağının düzenleme altına alınmış olduğunu, ayrıca tedarikçilerin sözleşmeye aykırı olarak iş bırakmaları durumunda 30 günlük istihkakları tutarında cezai şart ödemekle yükümlü olacaklarının kararlaştırıldığını, müvekkili firmanın taşıma firması …’ın açtığı taşıma ihalesini kaybetmesi üzerine davacıların kötüniyetli olarak, taşma işi alan … Turizm bünyesine geçtiğini, müvekkilinin bu nedenle cezai şart alacağının doğduğunu, cezai şart alacağının mahsubu sonucu davacıların bakiye alacaklarının kalmadığını belirterek davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacılardan %20 oranında kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacılar ile davalı işveren arasında ‘Araç Çalışma Sözleşmesi’ aktedilerek davacıların iş sahibi davalı şirket nezdinde taşıma işini yapmak üzere servis araçlarıyla sözleşme kapsamında araç tedariki ve çalışma işini üstlendikleri, -Davalı işverenin ilgili dönemde çok sayıda firmanın servis işini üstlendiği, ancak davacıların çalıştığı … firması servis işine ilişkin olarak yeni bir bir ihale almadığı, sözleşme yapmadığı, bununla birlikte … hattında çalışan tedarikçilerin bir kısmının diğer lokasyonlara yönlendirildiği, bununla birlikte davalı işverenin tüm davacılara yeni bir güzergah gösterdiği hususu kesin olarak tespit edilememiş ise de; davacıların herhangi bir bildirimde bulunmaksızın 01/04/2015 tarihinde taşıma yapılan … firmasında taşıma işini alan başka bir firma nezdinde işe başadıkları, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında davalı tarafından yapılan 5.000,00-TL tutarındaki cezai kesintinin haklı nedene dayandığı, -Bununla birlikte cezai kesinti yapıldığı halde davalı kayıtlarına göre davacılardan …, … ve …’nın takip tarihi itibariyle sırasıyla 196,00-TL, 406,70-TL ve 123,48-TL tutarında davalı şirketten alacaklı oldukları görülmekle; davacıların her hangi bir bildirimde bulunmaksızın, davalı ile aralarındaki araç çalışma sözleşmesi devam etmesine rağmen davalı ile aynı işi yapan bir başka firma ile aynı işyerinde çalışmaya başlayarak sözleşmeye aykırı davrandıkları, bu nedenle davacıların hakedişlerinden davalı tarafça sözleşme uyarınca 5.000,00’er TL cezai şart kesintisinin yapıldığı, …, … ve … dışındaki diğer davacıların cezai şart kesintisi sonrası her hangi bir hak ediş alacağı kalmadığı, …, … ve …’nın ise cezai şart kesintisi sonrası alacaklarının takip konusu edilen kadar olmayıp, kısmi miktarda olduğu anlaşıldığından davacılar …, … ve …’nın davasının kısmen kabulü, diğer davacıların ise davalarının reddine dair aşağıdaki hüküm vermiştir…” gerekçesiyle, davacılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddine, bu davacıların yapmış oldukları icra takibinde kötü niyetleri subut bulmadığından davalının icra tazminatı talebinin reddine, Davacılar …, … ve … tarafından davalı şirket aleyhine Kocaeli … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine yönelik yapmış oldukları itiraz nedeniyle açılan itirazin iptali davasının kısmen kabulü ile; -…’nın takibi için 123,48-TL, -…’in takibi için 406,70-TL, -…’in takibi için 196,00-TL’lik alacak miktarı yönünden takibin devamına, takibin devamına karar verilen alacak miktarlarının %20’si oranında davalının icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, davacılar …, … ve …’in davasının reddedilen bölümü yönünden; davacıların takiplerinde kötü niyetleri subut bulmadığından davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dosya kapsamında sözleşmesi olmayan davacılar açısından, ilk derece mahkemesince sözleşme varmış gibi 4.2. maddeye atıfla cezai şart uygulanmasının ve bu şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığını, Sözleşmesi olan davacıların ise sözleşmelerinin … güzergahı için akdedildiğini, davalının ihaleyi kaybetmekle bu güzergahtan çıktığını, müvekkili davacıların başka bir güzergahta çalışma zorunluluğu bulunmadığı gibi davalının da müvekkillerine çalışmaları için başka güzergah gösteremediğinin dosya kapsamı ve bilirkişi raporundan sabit olduğunu, Yerleşik yargıtay içtihadı uyarınca, kendi kusuruyla ihaleyi kaybetmesi sebebiyle … olan sözleşmenin sona ermesine sebebiyet veren davalının cezai şart uygulamasının mümkün olmadığını, Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinini istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, davalının karşı cezai sart alacağının mahsubunu dayalı olarak bir kısım davacılar yönünden davanın reddine, bir kısım davacılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı ile dava dışı …Merkezi Hizmetler ve Tic. A.Ş. arasında 01.01.2012 tarihli Personel Taşıma Hizmeti Sözleşmesinin bulunduğu, söz konusu sözleşmenin 31.12.2013 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırılmış olduğunu, dava dışı ….A.Ş.’nin yapmış olduğu ihale neticesi artık … ile çalışılamayacağını 03.03.2015 tarihinde … bildirilmiş olduğu, davalı … davacı tedarikçilerle Araç Çalışma Sözleşmesi adı altında çalıştığı, tedarikçilerin davalı … dava dışı …. A.Ş. ile yapmış olduğu Personel Taşıma Hizmet Sözleşmesine konu olan müşteriler tarafından belirlenecek güzergahlar arasında müşterilerin personelini ve bildireceği kişileri yine bu sözleşmedeki teknik şartname kapsamında taşıma işini üstlenmiş oldukları anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde davacı tedarikçiler vekili, davalının yukarıda bahsi geçen Personel Taşıma Hizmeti Sözleşmesi kapsamında dava dışı TÜPRAŞ nezdinde yapılan taşıma ihalesini kaybettikten sonra kendilerine yeni taşıma işi yapılabilmesi kapsamında herhangi bir iş göstermediğini, bu sebeple davalının Araç Çalışma Sözleşmesinde yer alan edimsel yükümlülüğü yerine getirmediğini, bunun üzerine kendilerinin de … nezdinde yapılan taşımaya aşina olmaları nezdinde … A.Ş.’nin …. nezdinde yapılan taşıma işine ilişkin ihaleyi vermiş olduğu …. Şti. ile çalışmaya başlamış olduklarını, davalının bu olaya tepki olarak hak edişlerini kendilerine ödemediğini, ayrıca davalının tedarikçilerin, Araç Çalışma Sözleşmesini haksız olarak feshine sebebiyet verdikleri gerekçesiyle söz konusu hak edişlerin bu cezai şart alacağından mahsup edildiğine ilişkin haksız beyanının bulunduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili ise cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki Araç Çalışma Sözleşmesinin 4.3.maddesinde belirtildiği üzere tedarikçilerin servisi bırakmak istemesi halinde 30 gün önceden iş bırakma dilekçesi doldurarak iş verenin şirket yetkilisine vermeleri gerektiğini, ancak davacı tedarikçilerin usulüne uygun bir şekilde bildirim yapmaksızın işi bırakarak başka bir şirkete geçtiklerini, müvekkilinin … nezdindeki taşıma ihalesini kaybettikten sonra davacılara yeni servis yapacakları güzergahları ve iş yerlerini söylediğini, ancak davacıların buna rağmen ihaleyi alan … Tur… Şti. ile çalışmaya başladıklarını savunmasında beyan etmiştir. Davacı davasını açarken taşıma sözleşme ilişkisine dayanmıştır. Davalı taraf savunmasında yazılı sözleşmedeki ceza koşulunu mahsup ettiğini bildirmiş, davacı vekili bu savunmaya karşı, bazı davacıların yazılı sözleşmelerinin bulunmadığına dair bir savunma yapmamıştır. Bilirkişi raporuna karşı beyanında sözleşmesi olmayan müvekkillerinden söz etmişse de bu konuda açık bilgi vermemiştir. Hangi müvekkillerinin yazılı sözleşmesinin olduğunu, hangilerinin olmadığını açıklamamıştır. Davcı sözleşme ilişkisine dayanarak davayı açmış, davalı vekili, bazı davacılara ait tip yazılı sözleşme sunmuş, tüm davacılarla benzer sözleşme imzalandığını savunmuş, davacı vekili başlangıçta bu savunmaya karşı çıkmamıştır. Her ne kadar tüm davacılar ile davalı arasında ayrı ayrı yapılmış bulunan Araç Çalışma Sözleşmeleri dosyaya ibraz edilmemiş olsa da tüm dosya kapsamı ve 12.01.2018 tarihli bilirkişi raporu incelenmiş, netice olarak tüm davacıların işletme hesabı defterleri bilirkişi tarafından denetlenmekle, bahsi geçen Araç Çalışma Sözleşmesi kapsamında davalı ile davacıların ayrı ayrı ticari ilişkiye girmiş oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Davalının cezai şart adı altında yapmış olduğu ve takibe konu faturalara yansıttığı kesinti öncesi davacıların hak edişleri ile alakalı olarak davalı kayıtlarında yer alan tutarlara davacıların herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. Dosya kapsamındaki tip araç çalışma sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşme süresi ve fesih başlıklı 4.2. maddesinde, ”Tedarikçi sözleşmede belirtilen haklı ve zorunlu sebepler dışında servisi bırakmak istemesi halinde 30 gün önce iş bırakma dilekçesi doldurarak işverenin yetkili servisine verecektir. Ayrıca tedarikçi iş bırakma formunun doldurulduğu tarihten itibaren 30 iş günü süre ile hizmet vermeye de devam edecektir. Yukarıda belirtilen hususlara uyulmaması halinde tedarikçi 30 günlük istihkak kadar tazminat ödemekle yükümlüdür. Bu durumda tedarikçinin hak edişi 90 gün sonra ödenecektir. Eğer tedarikçinin işveren firmada alacağı varsa söz konusu tazminat alacağından aksi taktirde dava yoluyla tahsil edilir. ” 4.3.maddesinde ise, ” sözleşmenin devamı süresince veya sürenin hitabından itibaren 4 aylık süre zarfında tedarikçi, taşıma işini yaptığı firmada kendi namına veya bir başka taşımacı namına işe başlayamaz ve işi kabul edemez. Durumun tespit edilmesi halinde tedarikçi sözleşme süresince almış olduğu üç aylık hak edişi kadar cezai şartla sorumludur.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. 5.5.maddesinde, ”İşverenin onayı olmadan güzergah ve servis saatlerinde değişiklik yapılmayacak, zorunlu değişiklikler işverene bildirilecektir. Bu değişiklikler bildirilmediği veya bildirilip onayı alınmadan değiştirildiğinde, iş verenin müşterisi olan personelin servisten ayrılması veya yeni personel katılması, güzergah uzatılması veya kısaltılması durumunda, tedarikçi, işveren iş veren firmaya aynı gün içinde haberdar etmekte mükelleftir. Aksi taktirde tedarikçinin iki günlük hak edişi kadar cezai bedel uygulanacaktır. ” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Eldeki davaya esas Kocaeli ….İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosyası incelendiğinde; takibe dayanak olarak davacılar tarafından ayrı ayrı kesilen bir kısım faturanın gösterildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamındaki 12.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacıların işletme hesabı defteri tutmuş oldukları, davalının 2015 dönemi ticari defterleri incelendiği görülmektedir.Davalının cevap dilekçesi incelendiğinde, davalı taraflar Arasındaki Araç Çalışma Sözleşmesinin 4.3.maddesine dayanmakla sözleşmede 4.3.maddesi yazan kısım ibaresi altında esasen 4.2.maddesi yazan kısma ilişkin atıfta bulunduğu, ancak dilekçenin sonunda tedarikçilerden sözleşmenin 4.3. maddesine uygun olarak cezai şart alınmış olduğundan tekrar bahsettiği, sonuç olarak davalının aradaki sözleşmenin 4.3. maddesi gereği tedarikçilerin sözleşme süresince almış oldukları 3 aylık hak ediş kadar cezai şart ödemekle yükümlü tutmuş olduğu görülmektedir. Taraflar arasındaki Araç Çalışma Sözleşmesi incelendiğinde, davacıların herhangi bir yasal bildirimi yapmaksızın davalı ile aralarındaki iş ilişkisine son vermiş oldukları ve sözleşmede kararlaştırılan 4 aylık süreye riayet etmeden aynı güzergahlarda …. Şti. ile aynı iş ilişkisi çerçevesinde çalışmaya başladıkları anlaşılmıştır.Sonuç olarak; Davacılar aradaki sözleşmenin 4.3. maddesine aykırılık teşkil edecek şekilde hareket etmişlerdir. Sözleşmede bahsi geçen çok açık düzenleme karşısında davacıların davalının kendilerine taşıma işi yapacakları yer ve güzergah göstermemiş olduğuna ilişkin savunmalarına itibar edilmemiştir. Zira taraflar arasındaki Araç Çalışma Sözleşmesinde de davalıya davacıların iddia ettikleri şekilde bir yer ve güzergah gösterme yükümlülüğünü gösteren bir düzenleme de bulunmamaktadır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasında imzalanmış bulunan araç çalışma sözleşmesinin 4.3. maddesi uyarınca her bir davacının almış olduğu 3 aylık hak ediş bedeli göz önünde bulundurularak davalı tarafından cezai şart alacağı kapsamında fatura keşide edildiği, ancak davacılardan …’in,…’in, …’nın dava tarihi itibariyle takip tarihinden başlamak üzere avans faizi eklenmek suretiyle davalıdan sırasıyla 200,96 TL, 417,00 TL ve 126,61 TL alacaklı olduğu ortaya konmuştur. Bilirkişilerce diğer davacıların hak edişleri 5.000 TL tutarındaki cezai şart alacağından mahsup edildiğinde davalı şirkete karşı borçlu oldukları görülmektedir. Kaldı ki davacıların bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde şimdiye dek tahakkuk etmiş 3 aylık hak ediş alacak miktarına karşı da bir itirazları bulunmamaktadır.Bu nedenlerle, davacılar vekilinin ileri sürdüğü istinaf başvru nedenleri yerinde görelmemiştir.İstinaf incelemesi aşamasında, davacı … vekilinin 11.09.2019 havale tarihli dilekçesiyle, iş bu davacı yönünden davadan ve istinaf başvurusundan feragat ettiğini bildirmiştir. Davadan feragat beyanı hakkında karar verilmesi gerekmiştir.Davacı … vekili Av. …’ın vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunmaktadır.
HMK’nın 307. maddesi uyarınca feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat, davayı sona erdiren araf işlemlerinden olup kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Davacı … vekilinin davadan feragat etmesi nedeniyle HMK’nın 307. maddesi uyarınca feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, sadece davacı … yönünden kaldırılmasına ve davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacıların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvuralarının esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)Davacı … davdan feragat ettiğinden, İstinaf incelemesine konu Kocaeli 1. Asliye Tcaret Mahkemesinin 30.03.2018 tarihli ve 2015/1016 E. – 2018/186 K. sayılı kararının sadece davacı … yönünden KALDIRILMASINA, davacı … yönünden feragat nedeniyle Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davacı … yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine,2-Bu davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 3-Hüküm tarihindeki AAÜT’ne göre belirlenen 3.400,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,4-İstinaf yoluna başvuran davacı … vekilince yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,5-Davacı … vekili tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,B)Davacı … dışındaki davacıların istinaf başvurusu yönünden;
1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, diğer davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince, taraf vekillirene tebliğine,6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 05.03.2020