Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1741 E. 2019/889 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1741
KARAR NO : 2019/889
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2018
NUMARASI : 2017/978E. 2018/679K.
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin İptali
Taraflar arasında görülen sözleşmenin iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin yetkisizliğine ilişkin verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plaka sayılı aracı satın alırken kredi kullandığını, aracın üzerine rehin konulduğunu, dava dışı … ile inanç sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında …’ın kredi borcunu ödemesi taahhüdü karşılığında müvekkilinin davalının aracı devraldığını,…’ın araç üzerindeki rehni kaldırmasını müteakip davalı tarafından aracın rehin olarak verileceğinin kararlaştırıldığını belirterek, araç satış sözleşmesinin iptaline, aracın iadesine, olmadığı taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 190.000,00 TL olan araç satım bedelinden davalı tarafından yapılan banka ödemesi düşülmek suretiyle geri kalan bedelin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle işbu uyuşmazlığın çözümü bakımından yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu bağlamda davanın reddine karar verilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Yetki itirazı yönünden dosya incelendiğinde 18/09/2017 tarihli inanç sözleşmesinde yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olarak belirlendiği davalı gerçek kişi de ikametgahının gaziosmanpaşa olması nedeniyle İstanbul ticaret mahkemelerinde davanın görülmesi yönünde itirazda bulunduğu anlaşıldığından genel yetki kuralını bertaraf edecek yetki sözleşmesi bulunmadığından davalı itirazın kabulu ile …” HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, HMK’nın 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davac vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
İşbu davanın, hem davalının yerleşim yerine göre yetkili olan İstanbul Mahkemelerinde hem de sözleşmenin ifa edileceği yere göre yetkili olan Bakırköy Mahkemelerinde görülebileceğini, ilk derece mahkemesinin yetkisizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Dava, araç satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup ödenen satış bedelinin iadesi, olmadığı takdirde araç satım bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. HMK’nun 19/2.maddesi gereğince “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.”Dosya kapsamındaki inanç sözleşmesi başlığı altındaki 18/09/2017 tarihli belgede; ihtilaf vukunda İstanbul Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun düzenlendiği görülmektedir. Ancak eldeki dosyanın davalısı bu inanç sözleşmesine taraf değildir.6100 sayılı HMK’nun 6/1.maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir”. 10. maddede ise “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü getirilmiştir.Dosya kapsamından, taraflar arasında araç satın almak için noter tarafından onaylama suretiyle sözleşme yapıldığı, ancak, sözleşmenin ifa edileceği yerin kararlaştırılmadığı anlaşılmaktadır.HMK’nın 6. maddesine göre yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Buna göre davalının yerleşim yerinin Gaziosmanpaşa olması nedeniyle ticari davalar itibariyle yetkili mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin yetkisizlik kararı yerindedir.İlk derece mahkemesince, kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı bulunmaması nedeniyle, sadece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, dava şartlarıyla karıştırılarak usulden ret kararı verilmesi usule aykırı ise de bu husus sonuca etkili olmadığından, eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince, HMK’nın 20.maddesi uyarınca taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27/06/2019
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.c maddesi uyarınca karar kesindir.